bugün
yenile

    mustafa kemal atatürk

    19
    +
    -entiri.verilen_downvote
    Kendisine ithafen şöyle bir söze denk geldim: "Coğrafya kaderdir demedi, Coğrafyanın kaderini değiştirdi" Bu sözü okuyunca aklıma Murat Ağırel'in Parsel Parsel kitabında Atatürk Orman Çiftliği'nin kuruluş hikayesini anlattığı kısım geldi : ... Halbuki Atatürk, 11 Kasım 1930'da Afet İnan ile birlikte ABD Büyükelçisi Joseph Grew'e çiftliği anlatırken neler yaptığını açık şekilde ortaya koymuştu. Atatürk'ün yardımcısı Tahsin Bey yapılanları Büyükelçi Grew'e şöyle anlatıyordu: - "Bütün bu görülen ağaçlı yollar çöl halindeydi. Bir tek ağaç bile yoktu. Karşıki derelerin içerisinde bir çadırla işe başladık. Amerikan traktörlerinden aldık. Ve bu suretle işe başlamış olduk. Birkaç sahada ziraatı uygun bir sahada yapmak için makineli ziraata ehemmiyet verdik. Beş sene zarfında, bir milyona yakın ağaç diktik. Meyve bahçeleri yaptık. Bağ yaptık. Yedi bin kadar koyun yetiştirdik." Tahsin Bey'in anlattığı sadece beş yıl içerisinde gerçekleştirilenlerdi. Asıl hikaye ise çiftliği kurmaya karar veren Atatürk ile gerekli tetkikleri yapan heyet arasında yaşanmıştı. Atatürk, yerli-yabancı birçok tarım uzmanını köşküne davet edip Ankara'nın yanı başında büyük bir çiftlik kurmak istediğini, bunun için yer aramalarını emretmişti ama daha ilk anda bunun pek mümkün olmadığını söylüyorlardı. Heyette bulunan bir uzman: - "Çiftlik yeri için uzun boylu dolaşmaya ve Ankara'nın çevresinde başta başka tabiat hususiyetleri aramaya lüzum görmemiştik. Sebep basitti. Kıraç bir bozkırın ortasında bir ortaçağ şehri. Ağaç yok, su yok, hiçbir şey yok. Böyle bir noktada hazırlanmış ve müsait şartlar taşıyan yerler nasıl bulunabilir?" Öyle ki her yeri her toprağı araştırsalar da bugünkü AOÇ arazisini değerlendirmeye bile almıyorlar. Dahası bugünkü arazi hakkında "bu öyle bir teşebbüstür ki, bu elverişsiz koşullarda ya sabır tükenir ya para" değerlendirmesinde bulunuyorlardı. Haliyle hayatında çekmediği badire kalmamış Atatürk, bu kötümser tabloya "Biz ıslah etmezsek kim edecek?" diye karşı çıkıyor. Araştırmalar sonucunda ise hiçbir şey önermemek adına belli bazı araziler Atatürk'e öneriliyor. Atatürk, elleriye bugünkü çiftliğin olduğu yeri işaret ediyor ve soruyor: "Burayı gezdiniz mi?" Uzman heyette bulunanlar "Bu yerin, çiftlik kurulması için gerekli vasıflardan hiçbirini taşımadığına ve batak, çorak, fakir bir yerle karşı karşıya olduklarına" dair kanaatlerini bildiriyorlar. Yoktan bir Cumhuriyet kuran Atatürk ise şu cevabı veriyor: - "İşte, istediğimiz yer böyle olmalıdır. Ankara'nın kenarında hem batak, hem çorak, hem de fena yer. Bunu biz ıslah etmezsek, kim gelip ıslah edecek?" Tarihe geçen bu girişim, öyle büyük başarılara sahne oluyor ki, yıllarca tarım ve hayvancılık konusunda çığır açan çalışmalar burada yapılıyor. Ve çiftlik çok önemli bir misyon üstleniyor. "Halka gezecek, eğlenecek ve dinlenecek sıhhi yerler, hilesiz ve nefis gıda maddeleri temin eylemek" ... Entry'nin başında bahsi geçen Joseph Grew'le olan görüşmenin videosu da mevcut : link
    ... diğer entiriler ...