bugün
yenile

    asosyal itiraf

    68
    +
    -entiri.verilen_downvote
    28 ekim 2013 16:19 ve bir hayat 1 saniyede nasıl değişir anlatayım. hacettepe üniversitesi dağ bisikleti yarışı için takımca parkura gittik. ben de salcano ng020 slx bisiklet var. (bisikletle ilgilenmeyenler için slx hidrolikler pro olmasa da baya iyidir). neyse antrenman turları atmadan önce düz yolda frene aniden bastığım için düştüm. (hala o an neden ya da nasıl bastım hatırlamıyorum.) daha sonra parkura girdikten sonra ilk dik inişte büyükçe bir taşa takılıp düştüm. o yarıştan önce neredeyse 5 yarıştır düşmüyordum. neyse tam bitirelim mi devam mı edelim derken bir grup karşıdan geldi. gençler "ölüm inişini" demediyseniz dikkatli olun toprak baya kaygan dediler. daha önce bir çok dik inişten inmişliğim vardır yarışlarda hatta odtü'deki eymir gölüne giden dik inişlerden de inmiştim. bu sözden sonra biraz tırsmadım değil. neyse baya dik bir çıkıştan sonra tepenin başına geçip inişe hazırlanıcaz ama aşağısı görünmüyor bile. yaklaşık 70 metre uzunluğunda ve yürüyerek bile çıkılması çok zor dar bir yerden bisikletle inmemiz gerekiyor. ilk denemem de yarıda bıraktım, atladım bisikletten. tabi takım yarışta iyi bir performas bekliyor benden kaptanın da gazıyla omuzladık çıktık tepeye. ikinci seferde de yarıda bıraktım. o kadar sıkıntılı bir işti ki daha öncekilere benzemiyordu. iki frenede yüklenip iki tekerleği kilitleyip kendini de bisikletin arkasına doğru vererek dengeli bir şekilde kayarak yaklaşık 70 metre inmek gerek. neyse 3. denemede (bkz: eminem) in till i collapse şarkısını açtım taktım kulaklığı bu sefer yapıcam dedim cidden de oldu. sonra belki de hayatımı değiştiren o söz; "çık bi daha dene iyice ezberle yarışta düşersen arkandan gelen adam duramaz ikinizde ölürsünüz." neyse bisikleti sırtıma aldım 4. kez çıktım o tepeyi. yine aynı şarkı ile başladım inmeye. yolun yarısını geçmiştim ki "tamam lan nasıl olsa indim" diyip daha iniş bitmeden elimi frenlerden çektim. tabi çektiğim an o eğimde bisiklet drag yarışlarındaki arabalar gibi hızlandı birden ben de o adrenalinle kontrol etmeye çalışırken ön eker baya büyük bir taşa çarptı. bisiklet mancınık misafi fırlattı beni 4 metre ötede bir çam ağacına doğru. bisikletten fırladığımı farkedince refleksle kafamı tutup ağaca sırtımı çevirmeye çalıştım. ağacın gövdesine karın boşluğumun sağ tarafıyla tam böbrek üzerine çarptım. hani derler ya hayat gözümün önünden geçiyor diye. aynen öyle oluyor. bisikletten fırlamamla ağaca çarpmam belki 1 saniye sürdü ama o bir saniyede o kadar çok anım gözümün önünden geçti ki.. yere düştüğümde ellerimde yara izi bile yoktu direk belimle çarpmıştım ağaca. o anda saat tam da 16:19du. hareket edemiyordum felç miyim diye ilk ayak parmağımı kontrol ettim. ayak parmağımı hareket ettirince en azından değilim diye düşündüm. iç kanama geçirdiğimi düşünmeye başlamıştım çünkü belimin sağ tarafı her saniye morarıyordu. neyse ambülans çağırdılar ama bulunduğum yere giremedi. kurtarma ekibi beni sedyeye bağladı ve ambulansa taşıdılar. ambulasın içinde bilinci yerinde olup hareket edememek o kadar zor bir durum ki kardolar, allah kimseyenin başına vermesin. hastanede refakatçı olarak kimse yok çünkü kimseye haber vermemiştim bizimkilerden. o zaman odtü'de üniversite 3'teydim ankara'da bir tek abim vardı. ona da böyle bişey oldu demeye götüm yemedi sadece normal bir kazaymış gibi "abi bisikletten düştüm şimdi hastanedeyim merak etme" dedim. akşam 11'e kadar omurgam üzerinde 4 kez film çektiler. her seferin doktor gelip omurgamı baştan sonra kontrol edip ağrı var mı diye soruyor. ben de ağrı var ama omurgadan değil belimden geliyor diyorum. neyse en son bi daha film istedi. "yeter dedim neyim varsa söyle ben de bileyim sürüne sürüne tek başıma filme gidemiyorum artık." patavatsız hemşire "omurganda 3 kırık var felç olabilirsin" dedi. allah'ım dünyam başıma yıkıldı dedikleri bu olsa gerek. ne yani şimdi bir salakça bir fren bırakmam felç olmama mı neden oldu diye düşünüp kafayı yiyorum ben. düşünün gecenin yarısı yanınızda kimse yok ve omurganızda 3 kırık olduğunuzu öğreniyorsunuz. kafayı sıyırmak üzereyim kendime kızmaktan. o anda kız arkadaşımla sınıftan bir arkadaşım daha geldi. sen nasıl geldin dedim "kaptandan öğrendim hemen geldim içeri girmek için de sevgilim içerde acil felan dedim aldılar." dedi. tabi küçükte olsa bir teselli olmuş oldu bana onca şeyden sonra. neyse kız benim ders kayıtlarımı felan yapmak için ne kadar şifrem felan varsa aldı. ben yarın gelirim yanına diyip refakatçi olarak arkadaşı hastanede bırakıp gitti. hani derler ya düşüne bir de sen vur aynen öyle oluyormuş. kız kayboldu ortalıkta yok. hiçbir şeye cevap vermiyor. ben hala çelik korseyle yatıyorum hareketsiz. en son kayıtların bitmesine bir gün kala cevap verdi telefonuma. neredesin sen kaç gündür ulaşamıyorum dedim sanki ulaşması gereken benmişim gibi cevap "yaa ben seni unutmuşum kusura bakma" ?! meğerse kız hemen birini bulmuş bile. amk bir kez daha beynimden vuruldum. kafam allak bullak oldu ne yapıcam bilmiyorum bir yandan bir daha yürüyebilecek miyim diye düşünürken bir yandan şerefsizin birinin en kötü zamanında seni terk edişi. hastaneden beni taburcu ettiler ama gerekmedikçe ayağı kalkma, kalkarken koltuk değneklerini kullan dedikler. neyse takımdan bir arkadaş sağolsun arabasıyla beni aldı beni yurduma kadar bıraktı. odaya girdim herkes şok doğal olarak. "abi nerdeydin sen yaa? biz de seni partiye gitti orda kaldı felan sanıyoruz" ulan hiçbiri merak edip de aramamıştı lan o kadar zaman. üstüne merak etme biz burdayız her ihtiyacını söyle biz hallederiz dedikleri halde odaya bile gelmedikleri gün oldu. doğal olarak o günleri aç geçirmek zorunda kaldım yatakta. 10 gün sonra ilk defa zar zor koltuk değneklerini kullanarak bölüme derslerden kalmamak için reporumu onaylatmaya gittim. yine beni gören şaşırıyor "abi hayırdır ne oldu" amk 10 gündür ortalıkta yoktum hiçbiri merak edip sormadı lan. arkadaş can ciğer dediğim kim varsa.. neyse çok uzattım kardolar kusura bakmayın. omurgamın kırıldığını aileme hiç söylemedim. yaklaşık 3 ay fiziktedavi gördüm (koltuk değneği kullandım 3 ay boyunca) ve çok şükür kırılan kemikler sinirlere zarar vermeden iyileşti. 6 ay sonra normal bi şekilde yürümeye başladım. o olaydan sonra artık hayatta kimseye güvenmiyorum. en yakın arkadaş ve kız arkadaş diye bir kavramım kalmadı. hayatta tek başına yaşamayı öğrendim. hala daha insanlara bağlanmamaya çalışıyorum. çünkü bir kez bağlanınca koptuğunda çok acı veriyor. bu da benim hayatımda tuttuğum bir itiraftı..
    3gözümden yaş geldi be - samsunlu bela 20.12.2015 00:35:58 |#2485499
    31 saniye senin gözünü öyle bi açmış ki iyi ki de açmış. geçmiş olsun dostum. - kenji 20.12.2015 00:38:23 |#2485509
    4şu an sevgi yumağı halinda sarılalım birbirimize ya çok kötü oldum, allah korumuş dostum. umarım bir daha başına böyle kötü şeyler gelmez. - irz dusmani icardi 20.12.2015 02:16:59 |#2485849
    butun yorumlari goster (15)
    ... diğer entiriler ...