ahmakların sana olan desteği sen onlara istediklerini verdiğin sürecedir.
adamın şunun gibi;
(#2333486) yerlerde bahsettiği dertlerini, davasını, hayallerini dinlemeye tenezzül dahi etmeyenler, bugün adama demediğini bırakmıyor. ilginç hakikaten. hee şu an istediğini diyemez misin, dersin. ben kimseye "kimseyi eleştirmeye hakkınız yok." demiyorum. fakat varlıkta başka, yoklukta başkasınız. bu da bizim en aramadığımız özellik.
tarihe not düşülsün, böyle bir günde söylüyorum bunu; ali koç'un başkanlık makamındaki varlığını hala destekliyorum. (incir çekirdeğinin hacmini dolduracak kadar bile olsa beyni olan herkesin böyle yapması gerektiğini düşünüyorum.) günü gelir de bu adam fenerbahçe'nin hak ettiği güzellikler yaşatırsa, "bugün" onu desteklememden aldığım yetkiyle o gün içimden geldiği kadar sevineceğim. sizin ne halt edeceğinizi bilmiyorum. ilgilenmiyor ve tahmin dahi etmek istemiyorum. -
imza
.
maç hakkındaki görüşlerime gelelim. üç sene öncesinden şöyle bir beyanatım olmuştu;
(#2092769)
hala aynı fikirdeyim. malum seri ile hiçbir zaman gerçek anlamda övünmemiş biri olarak bu serinin bozulması gerçekten hiç sikimde değil. ancak maçı kaybetmek elbette yaraladı.
serinin bozulmasına, maçı kaybetmekten/kazanmaktan daha fazla üzülenler/sevinenler var amk. harbiden bu kadar mal mısınız aga siz? ben sizi yıllardır troll olarak ele alıyordum ama taraflı tarafsız bu seriye bu kadar kafayı takan manyağın olduğunu bilmiyordum hdjasdhasjhd hee ille de seriye dair bir yorum yapmam gerekirse şunu der geçerim;
t: futbolun üç ihtimalli bir oyun olduğunu sonunda hatırlatmış olan müsabaka. (dhjasdhasjd)
ve açıkçası ben bugüne şahit olduğum için çok da şikayetçi değilim. sevdiğim bir arkadaşım malum seriye dair fotoğraflarıyla before-after yapmış, çocukluğumdan beri bu anı bekliyorum falan diyor amk. şahsım adıma değilse bile bazıları için gerçekten mühim bir günmüş yani bugün. "bunu da yaşamadık." dememiş olacağım kısacası. tutup da kahrımdan ölecek değilim.
maç özelinde şunu diyebilirim; düdüğünü siktiğiminin hakemi yine iki taraf adına katletti maçı. bir ara şeyi de hissettim, "burada benim borum öter, patron benim." demek için iki tarafa acımadı bazı noktalarda. totalde kaç kart çıkarttı sayamadım ama en az 3-4 tane kartı buna yönelikti bence. bundan sebep esas kart çıkarması gereken birkaç pozisyonu da es geçti. -saracchi, dirar, donk, jailson.. bunlar hakem açısından günü hafif atlatanların birkaçı.- velhasıl, her derbide olan yine oldu. sadece bu sefer kazanan taraf değişti.
oyun özelinde; galatasaray'ın bizden daha iyi boy göstermesini tamamen bize bağlıyorum. sen oyuna hakim olmayı seçmezsen, adamlar gelir oyuna hakim olur.
gustavo eksikliğini falan geçin, ilk 11 tercihi yanlıştı. ersun hoca iyi hoş ama gereksiz ısrarları var. jailson gibi, tolga gibi. başka mevkiler olsa anlarım ama bu adamların alternatifi var. hayır madem rotasyon yapacağın tuttu, maça neden tolgay'la başlıyorsun? al jailson'u orta sahaya, sür defansa falette'i. ya da neden ekici 11 başlamadı? adam oyuna girer girmez kritik şeyler denedi. gayet de hazırmış işte maça ilk 11 başlamak için. üstelik tolga ve tolgay'dan daha akıllı, daha becerikli ve tehdit oluşturma ihtimali daha yüksek.
onyekuru ve muslera bence maçın en iyileriydi. çükü bize kalkan donk onlar kadar iyi değildi ama onun da adı eklenebilir buraya. belhanda tam bir mal. çektiği şut bile yavaş gidiyor amk. ilk fırsatta bence siktirsin gitsin. adam oyundan çıkarken bile takımının başını yakabilecek şeyler yapabiliyor, bozuk saatli bomba resmen. bak aynı durum o saracchi'de de var. yarın bir gün o da belhanda'laşırsa şaşırmam. o potansiyel var o ibnede.
.
ersun yanal özelinde şunu demiştim geçenlerde;
"2. kez takımın başına geçtiği günden beri asla istediği şartlarda çalışamamış teknik direktör.
elinde hiçbir zaman "tam kadro" olmadı. ne yapılmasını istediği transferler kelimesi kelimesine tamamlanabildi, ne de rodrigues gibi bazı oyuncular onun beklentisini karşılayabildi.
sezon başından beri sahaya eldeki kadronun en iyisini bile süremedi. kısıtlı kadro, sakatlık belası, kart cezaları.. öyle bir çıkmaza girdik ki hasan ali'yi bile mumla arar olduk. şu son cümle her şeyi özetler nitelikte aslında." -
(#2335046)
ali koç da ersun yanal da bence kalmalı. ikisinden biri gitse yerine daha iyi biri "şimdilik" gelmez. ali koç'un kalması hakkındaki fikrimi en başta belirttim zaten. fakat ersun hocaya ali koç kadar destek çıkasım gelmiyor. sebebiyse şudur; geçen sezon takımı düşme hattından alıp neredeyse avrupa'ya götürecekti. öyle bir halde o sorumluluğun altına girmesi ve işin üstesinden gelmesi ile topladığı kredi ne yazık ki bugün taraftarın gözünde bitti. kalması taraftarıyım. ama gitmesi/yollanması şaşırtmaz.
.
benim canımı esas sıkan tribünde açılan pankarttı. ve bana kalırsa bu konu maçtan bile önemli.. o pankartta her kimin emeği geçtiyse aklını sikeyim diyorum. o sözün neyi kast ettiği, aklanabilirliği falan sikimde bile değil. sapına kadar yanlış onu açmak. herkes haddini bilsin.
o değil de şu;
(#2335268) hakikaten işe yaradı galiba amk dhjasdhjasdh
ya da galiba biz yusuf fahir baba'yı fazla maskot edip ona saygısızlık ettik.
baba sattı bizi hdajsdhasjdh
not: devran dönmeye mahkumdur. başka zaman görüşmek dileğiyle..
(bkz: the end)