bugün
yenile

    asosyal itiraf

    1
    +
    -entiri.verilen_downvote
    başta dünyayı karşımıza alacak kadar güçlüydük. sonra biz olmak istediğine emin olamadığını söyleyip dünyadan yana oldu. ben de onu karşıma almak zorunda kaldım. tek başıma. her şeyi beraber taşıyabileceğimizi söyledikten 15 dakika sonra çocukluk travmalarını elime tutuşturup oradan uzaklaştı. yine sadece ben kaldım. tek başıma. önce birbirimize yakın olabildiğimiz bir masada uzun süre ağladı, sonra beni masada tek bıraktı. öylece yani. aklı karışık erkek hareketleri. neden her defasında güçlü hissettirip sonra bu gücün altında ezilirler ki? karşılarındaki kadının onlardan daha güçlü olduğunu anladıkları için mi yoksa yenemeyecekleri bir savaş başlattıkları için mi? belki de iç savaşlarını taşıyamadıkları için.   benimle olan her dakika başka bir şey düşünmediğini ama bensiz geçen dakikalarda ilişki istemediğini düşündüğünü söyledi. ilişki sorumluluğunu almak istemiyorum dedi. bu bana yapılan en büyük ayıptı. i̇çimden kopan en içten parçaydı. bu beni yarı yolda otobanın ortasında bırakmaktı. "sorumluluk almak istemiyorum". dediği cümlenin ağırlığının henüz farkında değildi. farkında olsa böyle söylemezdi biliyorum. ama bu cümle, bu cümle midemi bulandırıyor. bu cümle canımı neden bu kadar yakmıştı? haketmediğimden mi yoksa verdiğim emekten mi? çünkü gerçekten belki de en olgun ilişkimdi. öyle ergen gibi trip atmalar, kavgalar, bağrışmalar yoktu. sakin bir ilişkiydi. çünkü iki olgun insan olarak birbirimizin özel hayatına saygı duyuyor ve tartışmalarımızı bir psikolog edasıyla çözümleyerek bitiriyorduk. kırgınlık kalmıyordu. benim en başarılı inşaat projemdi bu ilişki ve her bir ilmiği içimde hissederek huzurla atmıştım. güveniyordum, bu ilişkiden adam olurdu. hem daha büyüyecekti bu ilişki belki bir doktor belki bir avukat olacaktı ama en özeli ise başkalarına ilham olacaktı. 4. ayda düşük yaptık. güvenden söz açılmışken, her şeyin başı güven. yaşanan onca aldatmacalı ilişkinin sonunda en nihayetinde kendimi teslim edebileceğim ve geçmişi veya geleceği düşünmem gerekmeyen biri çıkmıştı karşıma. şükürler olsun diyordum, kendim gibi birini buldum. bazı kırılgan noktalarım vardı elbet, özellikle de güvenmekte çok tedbirli olmam gerekirdi ama ben düşünmek istemiyordum. bu aldatılma korkusundan ziyade verilen sözlerin tutulmaması korkusuydu. söz verilen etkinliğin ertelenip başka insanlarla yapılması benim ergenlik ilişkimdeki bir travmayı fark etmemi sağladı. üstelik bu olay ilk defa başıma gelmiyordu ama yeni yeni anlamıştım. ertelenen her etkinlik beni o travmama götürüyor ve aynı acıyı defalarca yaşamama neden oluyordu. bu ilişkiyi yaşama nedenim geçmiş travmalarımı görmek miydi? eğer öyleyse çok başarılı bir ilişkiydi. geçmişi bol bol andığım hatta bazı geceler hıçkırarak ağladığım, uyuyamadığım olmuştu ve bu onunla ilgili değildi. bazı noktalarda tek kişi olmak istediğini o kadar belli etmişti ki görmemek için kör olmak lazımdı.
    ... diğer entiriler ...