“belki yüz kez bıçağı alarak, kabardıkça göğsümden taşacak gibi olan bu kalbi durdurmak istedim. hani bazı atlar varmış. bunlar çatlayacak kadar koşup ağzı köpükler ve dumanlar içinde kalınca kendi dişleriyle damarlarından birini ısırıp kanlarını akıtır ve rahatlarlarmış. ben de çoğu kez kendimi bu halde buluyorum.”