bir süredir yeniden izlemeyi aşerdiğim ama izlemeye yanaşamadığım dizi.
---
spoiler ---
sırf 2. sezonundaki o nostaljik doku için bile her an başlayabilirim. tuncel kurtiz, haluk bilginer, satır aralarındaki aforizmalar ve dizinin kurgusu da beni çeken diğer cazibeler.
ama diğer yandan da başlamak istemiyorum. çünkü gel gör ki bu dizi; bölüm başı 1,5 - 2 saatlik, 2 koskoca sezonluk, toplamda 71 bölüm olan devasa bir şey. oysa olması gereken; her bölümü ortalama 1 saatlik, 5-6 sezonluk, toplamda da ne kadar bölümlük olursa o kadar bir şey olmalıydı.
hele hele ömer'in o leş dublajlı ve berbat oyunculuğunu tövbe bir daha tahammül edemem..
senaryosu da fazla şişirilmiştir bana kalırsa. ben bir daha görmek istemiyorum abi karakterlerin her seferinde ağıırr ağıırr içselleşmesini, ömer'in kardeşinin aptal aptal ortalıkta dolaşmasını, ömer'in evinden kederin bir türlü eksik olmamasını, her karakterin fırsat bulduğu her an bir şeyleri sayıklamasını falan. fazlası fuzuli olan şeyler bunlar.
gerçi bu da bir taktik. seyirciyi böyle şeylerle mal edip, sonra kaliteli bir akıl oyunu ortaya koyunca herkes "ooo senaryo akıyooo." kıvamına geliyor ne de olsa.
bak mesela;
suskunlar da çoğu konuda ezel ile benzer unsurlar taşır bana göre. ama suskunlar bu saydığım konularda neredeyse tam tadında, ezel tam bir işkence.. bu kadar sağlam projeye reva mıydı lan bu yaptığınız? ve düşünün; buna rağmen en iyi yerli dizilerimizden birisi. fakat dediğim gibi olmuş olsa dünya standartlarında bir şeydi. bir potansiyeli piç etme vakası daha. yazık ki ne yazık..
not: sekiz > ezel bayraktar
---
spoiler ---