bugün
yenile

    asosyal itiraf

    2
    +
    -entiri.verilen_downvote
    her şeyin bittiği o yerde asılı duruyorum. boynumda umutlarım ve hayallerim, sırtımda yasladığım kişilerin bıçakları var. bir kişiyi en iç sınırlarınıza alınca hayatınız tepetaklak oluyor işte. hep bendeydi sorun, yine bende. herkes gibi olabilirim sandım. yok, olmuyor. ilk defa birinin beni en savunmasız halimle görmesine izin verdim, o da zaman kaybetmeden kaçtı zaten. sorun değil, hiçbir insanın benim hayatımda kalıcı yeri olmadığını biliyorum zaten. beni üzen şey onu kaybetmiş olmak değil, onun bendeki yerinin dolmayacağını bilmek. tam şimdi ayak ucuma baksam bu kırık kanepenin ucunda oturup evde sigara içirmediğim için tırnaklarını kemirdiğini görebilirim mesela, bu üzüyor. ya da beni yedi seneyi geçkindir tanıyor olmasına rağmen hiç tanımıyormuş gibi tepki vermesi üzüyor. biraz da ben onun yerini doldurmaya korkarken onun şimdiden yerimi birkaç kişiyle doldurduğunu görmek üzüyor. ben onun için hayatındaki bir tozdan fazlası değildim çünkü. ben kimsenin hayatında bir tozdan farkı olamam ki. güvendiğim yerden kırıldım, en büyük korkularımdan birinin beni bu şekilde bırakması olduğunu biliyordu çünkü. en büyük korkularımı biliyordu. bilmesine rağmen beni en büyük korkumla bir odaya kilitleyip kapıyı mühürleyecek kadar değer vermiş bana sadece. giden zamanıma yanıyorum. ilk birama, ilk defa birinin omzunda hıçkırarak ağlayışıma, ilk defa birini evime getirişime, ilk defa bir arkadaşımı babam kişisiyle tanıştırışıma ve ilk defa birine kendimi bu kadar açışıma yanıyorum. ironik olarak, kriz geçirmemek için eşyalarına tutunduğum kişi şimdi kriz geçirmeme sebep olan kişi. hayatım boyunca babam kişisinin kızı olma şansımı, annemin ve kardeşimin sevgisini, birkaç sevgilimin güvenini kaybettim ama bu kadar yakın olduğum bir ‘arkadaşımın’ ellerimden kayıp gidişi beni her şeyden çok etkiledi. hayatımdan onlarca erkek geçti, hiçbirinde ‘arkadaşım’ dediğim kişiyi kaybettiğimde olduğum kadar çökmedim. hayatımda ilk kez bir arkadaşım öldüğünde böyle hissetmiştim. o kadar acıtıyor. o kadar korkutuyor. şimdi her zamanki gibi elinde sevdiğim dondurmayla gelse, sakızla gelse ya da sadece gelse yine affederim. onsuz geçen zamanlarımda gerçekten dibi gördüm, dayım öldü mesela ama gıkım çıkmadı. gıkım çıkamadı çünkü çıksaydı sallanmaz görüntüm titreyecekti, sonrası tuzla buz bir lilithimsi. toplayacak kimse de yok zaten, toprağa karışır giderdim. sadece yolda karşılaşsak bile afferim çünkü onu affetmek için bir sebebe ihtiyacım var. bu sebep havanın yağmurlu olması bile olabilir. bir daha birilerine güvenir miyim? muhtemelen evet çünkü akıllanmıyorum. bir daha bu hataya düşer miyim? evet çünkü akıllanmaz bir salağım ben. şimdi buraya yazayım da zamanı gelince tekrar okurum.
    ... diğer entiriler ...