bugün
yenile

    bağdat'ı almaya çalışmanın bağdat'ın kendisinden güzel olması

    11
    +
    -entiri.verilen_downvote
    tanım: bir rivayete göre Bağdat fatihi IV. Murad'ın, ay ışığında metrisler kazılarak Dicle'nin sularına kadar surların önüne top dizimiyle tam 9 ayda Safevileri dize getirip Bağdat'ı fethettikten sonra şehri yakın kumandanlarından Hüdavendigar ile dolaşırken söylediği, tarihe kazınan manidar bir cümle. hayatımın belli bir döneminde hiçbir bok yapmadım. şairin de dediği gibi tüm benliğim ile öylece bekliyordum; "dünyaya karşı durmak ile meşhurdum". Neyi, kimi, nerede, nasıl, niçin, ne zaman beklediğime dair en ufak bir bilgim yoktu ama tüm bunların ötesinde bir şeylerin olacağıma karşı tüm soyutluğumla da emindim. elle tutulur hiçbir delilim yoktu. beklemek mi bu tartışılır; bir şeylerin olacağına dair umut mu; yoksa götünün rahatını bozmadan ayağına fırsatların gelmesini bekleyip dallamalık yapmak mı? klasik bir hikaye vardır: adamın birisi 5 vakit her namazdan sonra açıp Allah'a süper loto'nun kendisine çıkması için dua edermiş; ama 1 tane süper loto bileti almaya aklı yokmuş. bendeki bu güzel şeylerin olmasına beslenen umut da buna benziyordu. sıfır icraat sonsuz beklenti. ta ki kendi hayatımın 4. Murad'ı olana kadar. 4 Murad rivayetlere göre yüzlerce kiloluk gürzleri kolayca kaldırıp indirebilen, 2 metrelik kılıcını omuzunu açmadan kınından çekebilen, 18 yaşında tahta geldiği günden itibaren ingilizlerin Osmanlıya getirdiği pipetli tütün(cigara)'ü içen herkesin kellesini sokaklarda sallandıran, yiğit mi yiğit bir yağız padişah. lafi da geçiyor. sonsuz icraat sıfır beklenti, adamı. temiz bir kağıt çekip başladım istediğim şeyleri. saçmadır belki ama ben inandım buna. gebermeden önce yapılacaklar listesinden tutun; hayatıma alacağım insanda aradığım özelliklere kadar bir bir hazırladım bu listeleri. benim için en kıymetli olan o son bahsettiğim listeydi. kendimce değer verdiğim ve gerçekten varlığından sual olunmayan duyguları, özellikleri yazdım birer birer. dürüstlük mü, cesaret mi, merhamet mi.. yazdım. yazdığım gibi kendimi o yönde yontmaya başladım sonra. 4. Murad'ın sallandırdığı kelleler gibi sallandırdım arta kalan her bir parçamı. ortaya bir sonuç çıkardım. yanlış anlaşılmasın bitmedi daha bu yontulma süreci. devam ediyor ve devam edecek. bunun ana mantığı şuydu; "siz bir şey olmadan karşınızdakinden o istediğinizi bulma hakkınız yoktur". "sen nesin ki ben o olayım" derler adama. ardından başarı ve kariyer çizelgeleri çizildi. önüme konulan sınavın kendimce hakkını verecek şekilde çalıştım, yazı işini büyüttük sitemizi açacak kıvama geldik. tüm bunlar 4. Murad'ın ay ışığında metrisler kazıp, surların gittiği yerlere kadar topları bir bir döşemesine benziyordu. kendi hayatımın 4. Murad'ıydım anlayacağınız. ee sonra? başarı mı? geliyor arkadaşlar. yeni insan mı? seviyorsunuz arkadaşlar. bakın vallahi kendimden biliyorum. eğer yeni biri gelmeyecekse ve yeni birini sevmeyecekseniz adres verin geleyim yüzüme tükürün. de işte mevzu benim için burada değil. şu an şehrin bir kısmının gece uykusunu izleyen hafif tepecik bir mekanda maden suyumu içmiş vaziyette elimdeki isveç çakısıyla tahta deşiyor vaziyetteyim. ve ağzımda kendi hayatımın 4. Murad'ı olarak aynı laf var; "ne dersin Hüdavendigar, Bağdat'ı almaya çalışmak; Bağdat'ın kendisinden daha mı güzeldi ne?" her şeyi al..
    1olm sen yaşıyon mu lan? hayat belirtisi ver - kıpçak bey 27.07.2018 01:28:20 |#3723728
    ... diğer entiriler ...