i̇ç dünyam adalara ayrılmış bir ülke gibi. ve benim şu sıralar bulunduğum ada çok sessiz, yalnız. hayali arkadaşımı öldürdüğüm adadayım, o yüksek bir dağın yamacında, bembeyaz karlar içinde. bembeyaz teni şimdilerde soluk, hiçbir zaman morarmayacak.
kanı kara karışmış, ruhunu teslim almışım. fakat ara ara yanına tırmanıp özlemle bakıyorum o ruhsuz gözlere. bazen üstüne kapanıp ağlıyorum. aşladığımda saçımı okşardı ve sakinleşmemi beklerdi ve yine öyle yapmasını bekliyorum fakat olmuyor. geri dönmüyor. ona sıktırdığım o kurşun için çok pişmanım, her defasında söylüyorum fakat duymuyor artık.
ama en acı gerçekse o hayali biri.
ve ben hâlâ inanıyorum, onu gerçek hayatta da bulacağım. ve eminim o da...
ne demiş atsız;
anlatması imkânsız olan öyle bir an ki,
hülyadaki ses varlığının gayesi sanki…
bak emrediyor: daldığın alemden uyan ki,
mutlak seveceksin beni, bundan kaçamazsın…