misafirperverlikte sınır tanımayışı. öyle ki, kovmak istediğini bile 5 yıldızlı otel standartlarında ağırlıyor.
şöyle ki, sene 2007, mevsim yaz. evimize ilk defa fare musallat olmuş vaziyette. herkes tedirgin. bendeniz yatsı namazına niyet ederken önümden 100 metre bitiş çizgisine koşar gibi ilerleyen fareyi gördüğümden beri yarı panik atak nöbetindeyim. hepimiz hemfikir olarak misafirimizin gitmesini istiyoruz.
tek sorun nasıl göndereceğimiz. efendime söyliyim, memleketin dört bir yanına haber saldık, mahir avcılara ödül vaat ettik. en sonunda annem “ben bu işi hallederim” dedi. plan basit: bir kartonun üzerine şeffaf yapıştırıcı sürülecek, ufak bir yemle hayvan tuzaklı bölgeye çekilecek ve bingo!
neyse efendim düzenek kuruldu ama üzerine bir yem koymak gerekli tabi. işte burda benim anneciğim farenin dikkatini celb etsin diye düzeneğin üstüne lahmacun koyuyor. hatta -öyle zannediyorum ki- kuru kuru gitmesin diye yanına közlenmiş patlıcan ekliyor ( kimse bizim ara sıcak kültürümüzü sorgulamasın).
ertesi gün, düzenekte üç şey yok: lahmacun, közlenmiş patlıcan ve fare! namussuz, yiyip gitmiş nispet yapar gibi. neyse en azından güzel ayrıldık. fare de insan evladı çıktı, iyi mi!
2
lahmacunla közlenmiş patlıcan baya iyi gider yalnız - jaehaerys 17.06.2018 14:14:59 |#3577472