bugün
yenile

    sinema

    5
    +
    -entiri.verilen_downvote
    teknolojiye bu kadar kucak açmasının uzun vadede kendisine zarar vereceğini düşünüyorum. iş öyle bir noktaya geldi ki; -özellikle hollywood filmlerinde- tiyatro menşeli doğal unsurlar, beyaz perdede kendilerine eskisi kadar yer bulamayıp, sadece bir yere kadar yer bulabiliyorlar. bilhassa fantastik ve bilim kurgu temalı yapımlara bakarsanız ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız. şimdilik bazı filmlerde, -muhtemel gelecekte de çoğu filmde- odak noktası olay, karakter ya da başka bir ana husus değil. direkt teknolojik ve daha önce yapılmamış görsel keşfi yüksek ama içeriği bomboş sahneler.. bu filmlerin en ortak noktası; fragmanını izleyince "semiallahü limen hamideh!" dedirtir, ama filmi izlerken yarısına bile varmadan uyuya kalırsın.. diğer yandan, ilk cümleme ayrı bir parantez daha açmak gerekirse; sinemaya sokulan kontrolsüz teknoloji, truva atı misali içeri sızarak brütüs edasıyla birtakım girişimlerde bulunabilir.. g.o.r.a.'da arif'e dövüş sanatları yükledikleri bir sahne vardı. +karışık var mı? - var. + karışık koy ya. terminator salvation'u ilk izlediğimde aklıma arif'in az evvel bahsettiğim sahnesi gelmişti. çünkü sonrasında da şunu düşünmüştüm; o dediğim terminator filmi 2009 yapımı. yani 1947 doğumlu arnold schwarzenegger'in 62 yaşında olduğu yıl. ve filmde kısa da olsa şöyle bir sahne var; link ek olarak; link demem o ki; tıp dünyası henüz insanı gençleştirmenin bir formülünü bulamadı. ama bu durum teknoloji modifiyeli sinema için geçerli değil. 2009 yılında birkaç dakikalığına da olsa 62 yaşındaki adamı, görünüş olarak en iyi olduğu döneme çekebiliyorlarsa, yıllar yıllar sonra aynı teknolojiyle neler neler yapmazlar? şöyle bir diyaloğun olması içten bile değil; + > yönetmen - > o teknolojinin sorumlusu + ben bi' film çekmek istiyorum. bunun için de sizden birtakım taleplerim var. - nasıl bir şey arzu edersiniz? + ana karakterim edward norton olacak. onun 27 yaşındaki halini istiyorum. - başka? - ve edward'a, yalnız kaldığı sahnelerde denzel washington'un, john q'daki ruh halini ekleyelim. + hay hay.. - fakat yalnız kalmadığında da heath ledger'in the dark knight'daki tavırlarında olacak. . . gibi gibi.. hatta ihaleyi arttırıyorum; geçmişteki kaliteli oyuncuların kimlik geçişlerini, duygu hakimiyetlerini, anlık bürünmelerini ve rollerini benimsemelerini teknolojiye aktarırlarsa, bunu da çok rahat pazarlayabilirler. mesela; güzellik yarışmasından çıkan ama oyunculuk yeteneği sıfır bile olmayan birisini alırlar, güzelliğine oyunculuğu ekleye ekleye gayet de iyi bir oyuncu kıvamında getirebilirler. bu dediğim olasılıkların -tabi eğer o seviyeye ulaşırsak- bizdeki versiyonlarını da düşünemiyorum.. düşünsene kerem bürsin denilen şahıs, james mcavoy'un split ya da filth filmlerindeki kadar muazzam rol kesiyor.. esas gerçeği bildiğin için gördüklerin yüzünden çıldırırsın hsjashjash neyse, burası için çok bile konuştum. (bkz: the end amk)
    ... diğer entiriler ...