bugün
yenile

    sevgili yaparken dikkat edilmesi gereken hususlar

    22
    +
    -entiri.verilen_downvote
    ayrılıkların insanlarda bu kadar büyük yaralar bırakmasının sebebi nedir bilir misiniz? ben size söyleyim: aslında kimse ayrılık sonrası o hayatındaki insanla bir daha aynı şeyleri yaşayamayacağı ya da o insanla artık bir şeyler paylaşamayacağı için öyle harap olmuyor. yani mevzunun kişilerle hiçbir alakası yok. işin özünde ayrılıkların bizlere bu kadar koymasının tek sebebi artık bize gösterilen o 'sevgi, ilgi, merhamet vs.'nin bir daha asla gösterilmeyecek olmasını düşünmemiz. hepsi bu. yani ayrılık kararının verildiği andan sonra yüreğinize oturan o ağırlığın büyük kısmının sorumlusu 'bir daha kimse beni böyle sevemiyecek' düşüncesi. bizleri kahreden asıl mevzu: o insanı kaybetmemiz değil; onun sevgisini bir daha bulamayacak olduğunu düşünmemiz. benim dikkat edilmesini önerdiğim konu; verilen sevgiye sahip çıkabilecek bir kişi. ben, bitmeyecek bir ilişkinin olduğuna inanlardan değilim. her ilişkinin elbet bir gün biteceğini kendi ilişkim de dahil olmak üzere çevremde defalarca şahit oldum. ama mevzu hiçbir zaman ayrılık olmadı, olay hiçbir zaman 'ayrılalım' kelimesinden ibaret değil. asıl odaklanmamız gereken şey: onca zaman beraber vakit geçirip, hayatınızı paylaştığınız ve sevginizle birbirinizi ihya ettiğiniz bu insanın gerçekten ayrılık sonrasında bile ilişki zamanındaki o sevgiye gösterdiği hassasiyeti gösterip gösteremediğidir. ayrılık sonrasında bile o geride bıraktığı adamdan nasıl bahsettiğidir. insanlara o kişiden söz edecekse laflarını nasıl sarf ettiğidir. daha 6 ay önce birine hayatını adamışken bugün tutup farklı insanlarla bir şeyler yaşamaya yelteniyor mu, bu kadar basit bir midesi var mı, önemli olan bunlardır işte. bakıyorsun şimdiki ilişkilere; ayrılıktan hemen sonra başlıyor eskisine verip veriştirmeye, hakkında asılsız iftiralar savurmaya, kendinin bile inanmadığı yalanlarını başkalarına doğruymuş gibi lanse edip vicdanını rahatlatmaya. hayır abi, bu sevgi değil. sevgi ayrılıklarla bitmez, bitiremezsiniz. sevgi hakikatliyse ömrünüzün sonuna kadar her aklınıza gelişinde şöyle bir iç çekip 'canı sağ, yolu açık olsun' diyebilmektir. ne yaşanırsa yaşansın, yaşanmışlıkların ve sevginin hatırına ağzından çıkanlara iki kez dikkat etmektir. hala onu anlattığımız insanlara bir müddet sonra onu savunurken buluyorsak kendimizi, sevgimizden sual olunur mu? verilen sevgiye sahip çıkabilecek bir kişi bu yüzden çok önemli. hani o ilişkiniz elbet bir gün sekteye uğruyor ama önemli olan o verdiğiniz sevginin daimi olabilmesi. bakıyorsun 5 6 ay önce ömrünün eşsizi olduğun, güya hayatının aşkı olduğun insan bugün ağzına geleni verip veriştiriyor sonra da lafa gelince en baba aşık kendi oluyor. oysa bilmiyor ki o acizliği gece yorganının altına girince vicdanıyla onu uyutmuyor. bunu araba alırken kilometresine, boyasına, değişenine, kaportasına bakma kriterleri gibi düşünmemek lazım. insanlar ilişki temellendiriyor. bunun bir ağırlığı ve dikkat edilmesi gereken hususları olması gerekir. nasıl anlayacağız bu insanın sevgiye sahip çıkıp çıkmadığını? -> varsa eski sevgilisinden nasıl bahsettiğine bakacaksın. yani bugün, dünkünden öyle bahseden; yarın da senden öyle bahsedecek. bunu unutmamak lazım. -> her ne yaşarsa yaşasın yaşadıklarının ona kattıklarına temenni ediyor mu bu da önemli. -> elinde olanlardan şikayetleniyor mu yoksa onunla yetinmeyi biliyor mu bu da önemli. yarın öbür gün 'sen beni artık sevmiyorsun' uçurumlarında yuvarlanmak yerine yolun başında bunlara dikkat edin abiler. son olarak geçenlerde bir dost ile muhabbet ederken bu, iki günde bir sevgili değiştiren dangozlara ithafen bir şeyler konuşmuştuk onu da bırakayım şuraya. youtube'da dolanırken bir kanala rastladım. kedi yetiştirme videosu. anne çocuğuyla beraber evinde bir kedi besliyor. besledikleri kedi bir müddet sonra hastalıktan ölüyor. ondan sonra tekrar kedi almaları için 8 ay bekliyorlar. 8 ay sonra bir video çekip durumu açıklıyorlar. durum tamamen tıbbi. olay şu; bir kedi bir evde öldüğü zaman; o evin tüm mikroplarından arınıp, tekrar bir canlının hayatını idame ettirebilmesi için dahi aradan 8 ay geçmesi lazım. yeni bir hayatın, yeni bir kedinin, o kedinin kusursuzca hayatını yaşaması için evin sadece 8 ay durması lazım. e şimdi bakıyorum bu zamanki o sözde aşk ilişkilerinin çoğuna daha eskisinden ayrılalı 6 ay geçmeden yeni birine 'aşkım, hayatım, ömrüm, hayatımın aşkı' falan filan.. mantıklı bir analiz yapalım; bir insanla sevgili olmak için (bana kalırsa minimum 1-2 sene ama) hadi en minimumu bir '6-7' ay geçmesi lazım, bir dönem yani. sevgili olduktan sonra da o sözleri söyleyebilecek kıvama gelmek için 2 ay geçmesi lazım. (ki benim ilişkimde elini tutmam bile 2 ay filan sürmüştü) toplayalım; 7+2=9 ay yapar. bre kalbinin terazesine 619 çektiğimin insanları: bir kedi bile kendisinden önceki kedinin leşine 8 ay müsaade tanırken sen 6 ayda ne yaşadın da bu hale düştün. yahu kedi kedi. hayvanın tek işi günün 3/2'sini uyumak. bu hayvandan daha aciz duruma düşecek ne yaşadınız lan siz. vallahi biz sizlere gülüyoruz. ama acıdığım nokta o karşısınıza sevgili diye aldığınız insanlar. onlara da yazık çünkü. komik yani, komiksiniz. üç günlük kelebek ömrünüzde başarılar kardeşlerim.
    6çok güzel ellerinize sağlık :) bu sözlükte harcandığınızı düşünüyorum bazen. - thesungoesdown 25.03.2018 16:07:37 |#3515402
    1keşke 1 yıl önce yazsaydın bunu :) - durumstabiill 25.03.2018 18:13:55 |#3517590
    ... diğer entiriler ...