bugün
yenile

    asosyal sözlük

    -3
    +
    -entiri.verilen_downvote
    hemen müjdemi vereyim; evet, bugün ekşi tattoo & piercing dükkanına bir ziyarete gittim. --- spoiler --- bir süredir yazılıp çiziliyor, konuyla ilgili konuşuluyor, bizler de her gün soruyoruz; 'doğru mu? değil mi?' 'değil' deseler de inanmıyoruz. 'yok öyle bir şey' deseler de inanmıyoruz. demek ki hissediyoruz. belki de haklıyız. --- spoiler --- en son yazar alımı yapılalı nereden baksak 11 ay olmuş tam bugünlerde. ilk zamanlar pek kasmasak da özellikle 2017'nin sonlarına doğru durumdan şikayetçi olmaya başlamıştık ve bu senenin başlarından itibaren çoğu yazar arkadaş 'ulan yok mu hiç istanbul'da olup madridli ağabeyimizin dükkanına uğrayan, bir sorsun bakalım neler oluyor?' diyerek sitem ediyordu. bendeniz de bugün evimde öylece 400 500 sayfalık rus edebiyatı kilometre taşlarının arasında vakit geçirirken birden 'dur ulan biraz dışarıya çıkayım da hava alayım' diyerek yola koyulmuştum. aklımda da vardı aslında malum dükkana uğramak ama nedense hiç bir eğilimim olmamıştı bugüne kadar. 'ulan en fazla dayak yeriz o da hiç olmayan şey mi sanki' diyerek daldım istiklal caddesi'nin ortasına, buldum dükkanı girdim içeri.. daha önce de yalan olmasın 2 3 kez uğramışlığım olduğu için çok yabancılamadım ortamı, öyle zaten kendi halinde ufak bir ofis odası dükkan. bilenler bilir madridli ağabeyimiz sürekli odadaki televizyondan maç açar, olmadı ara ara şarkı kanallarını zipler ama dükkana girdiğimden itibaren içeride bir sükut vardı. böyle o taksim caddesinin tüm yoğun gürültüsü camdan içeri girmeye meylediyor lakin kapalı pencereler buna müsaade etmiyordu. sağ elimle usulca araladım kapıyı, sağa sola bakındım kimse yok, gür ve tok bir sesle 'selamünaleyküm abi' diye ortaya bir selam bıraktım; kartopu'nun miyav sesi geldi kulağıma; ulan dedim amma saygılı kediymiş helal olsun. kartopu'ndan başka kimse selamımı almadı. sesin geldiği yere doğru yöneldim bir baktım madridli ağabeyimiz deri koltukta boynu sol omzuna düşmüş yatıyor; o an aklımdan geçenleri saysam oturur yarım saat bana küfredersiniz. ulan adam bayılmış dimi git bir nabzını ölç ya da ne bileyim dışarı seslen yardıma koşsunlar, hiçbir şey bilmiyorsan bi su bul yüzüne çarp sonra da kır sakallarını çekiştir ki kendine gelsin. benim aklımdan geçenleri elbette saymayacağım ama yaklaşık 30 saniye sonra bu dediklerimden birkaçını gerçekleştirmek için koltuğa doğru yöneldim. sağ elimle sol omzundan tutup 'abi, abi iyi misin, abi allah aşkına bir cevap ver' diye bağırmamla madridli'nin gözünü açıp; 'kimsin la sen' demesi bir oldu. tüm o yoğun ve yürek hoplatıcı düşüncelerimden kurtulmuş olmanın verdiği huzur ile dizine çöküp 'korkuttun be abi' diye iç çektim. meğersem adam dün geceki paris saint germain vs real madrid maçını izlerken kendini fazla kaptırmış, sonra real'in yenmesiyle kendini eğlenceye vurmuş, gece de geç yatınca aha böyle sızmış kalmış koltuğa. 'kimsin la sen' diye tekrar sorduğunda 'sözlükten abi, majezik' diyiverdim. + la oğlum desene sözlükdenim diye ben de ahlımda gomplolar guruyorum - abi seni öyle baygın görünce ben de ne bileyim aklım çıktı valla + taam taam çoh şeyapma, hoş geldin niye geldin - hem bi ziyaret edeyim dedim abi hem de birkaç tasarım var aklımda fiyatını soracaktım + 2 3 haftadır gampanya var zaten, çoh abartı deyilse ikiyüz kağıda çizeriz macecik - ha yok abi abartı değil, şöyle sağ omzuma bir dikenli kalkan tarzı bir şey düşünüyorum + sıpartak mısın lan AHAHAHAHA, taam hallederiz. şu televizyonun fişini çehsene gafamı şişirdi gaç saattir.. - kumandası yok mu abi öyle kapatalım + bah macecik, ben otuz küsür yıldır hiçbir işimi birinin ya da bir şeyin aracısıyla yabmadım. ya kökten kendim hallettim ya da bırahtım kendi kendine bitirdi işini. gumanda acziyettir, fişini çekip kökten hallederim. - abi bunda da mı yani bir felsefe var allah aşkına :D + tabi lan manyak mısın bu kısa diyaloğumuzdan sonra randevuların başlamasına 2 saat kaldığını söyleyip hemen kahvaltısını yapması gerektiğini söyledi, tavuk döner sipariş edecekmiş, bana da sordu 'yerim abi' dedim, 10 dakika sonra geldi bizim iskenderun usulü dönerler. - abi yanlış anlamazsan sana bir şey soracağım + süyle macecik - abi şimdi sen dövme başı 200 lira para alıyorsun. bir günde 5 tane dövme yapsan gün başı 1000 lira para yapar. bunun yanında gün gün büyük dövmeler de yaptığını düşünürsek en az 1500 lira para giriyor günlük cebine. + evet macecik doğru, devam et - abi bu parayı aya vurursak 45 milyar para eder. hadi bazı günler daha az çalış 40 milyar düz hesap para. + hemen hemen dogri, devam ed - abi senin iddia da oynadığını biliyoruz, hani net değil ama en kötü 20 milyar da öyle para kaldırsan 60 milyar eder. bu 60 milyarın hadi hadi en fazla 10 milyarını dükkan giderlerine harcasan kalır cebine 50 milyar. e araban yok, dükkan kirasını kendi ihtiyaçlarını yediğini içtiğini de hesaplarsak senin en kötü 30 milyar cebinde para kalıyor. + eh işte, devam et - abi kurbanın olayım 30 milyar para diyorum karşımda kahvaltıyla öğle yemeğini beraber çıkarıyorsun bir de tavuk döner yiyoz :D + VUHAHAH MACECiK GOMiK ÇOCUKSUN HEA - yalansa yalan de abi + oğlum dogri, dogri ama ne yapayım seviyürüm işte. hem sen gaba hesap yürüdün. bah arka odada bir ahşap komidin var. onun alt çekmecesinde iki tane mavi klasör var. sağdakini al gel beraber bahalım giderlere gelirlere. tamam deyip kalktım usulca yanından. tarif ettiği komidini buldum, usulca alt çekmeceyi çekip sağdaki yıpranmış mavi klasörü aldım. tam çekmeceyi örteceğim o sıra sol taraftaki klasörün üzerinde bizim sözlüğün amblemini fark ettim. o an bi cesaret geldi sessizce aldım klasörü. yere çöktüm. elimdeki klasörü yere bıraktım. sözlüğün klasörünü açtım. yemin ederim 2 parmak toz kaplamış ne zamandır açılmıyorsa :D ilk beş sayfa filan sözlüğün departmanına ait sözleşmelerdi yanlış anlamadıysam, sözlüğün şirket ismine ait telif haklarına ait üç beş diplomatik safsataydı. pek anlamadım zaten öyle avukat ve noter imzalı şeylerdi. bir de köşede madridli abinin imzası var ki allah korusun ben hayatım boyunca bu kadar şekilsiz bir karalama görmedim :d sonraki sayfaları açtığımda matrix'in gözünün önünden geçen mavi ekran ve zibilyon tane rakam dikkatimi çekti. bir bok anlamadım ilk ama sonra fark ettim IP ADRESLERi metniyle girilmiş sayılardı. sanırım bu yan hesap muhabbetinin çoğaldığı sıralar sözlükteki tüm hesaplara girilen ıp adreslerinin çıktısını alıp, benzer olanları uçurmak için işi kolaylaştırmak adına aldıkları bir belgeydi. öyle ya ben bugün bir yan hesapla sözlüğü alt üst edip çekip gitsem adamlar bu hesabımı kolaylıkla bulup burnumdan fitil fitil getirebilirler. bu ıp adresleri zımbırtısı yalan olmasın bir 50 a4 filan vardı arkalı önlü, sonraki 50 sayfada e mail adresleri ve kullanıcı şifreleri vardı. bu kısımda durup bana bozuk atan arkadaşları uyarmak istiyorum, ulan oğlum şifrelerin hepsini videoya kaydedip attım cebime. olur da bir aıjfsdhffjsd şaka lan. yok öyle bir şey. saygılı adamım ben ne halim olur sizin hesaplarla. ilk 100 - 120 sayfayı böylece geçmiştim. sonra zaten çok değil bir 3 sayfalık kısım kalmıştı. ama farklı bir kısım belli yani, oturup yazılmış, öyle diplomatik bir şey değil. bu neymiş diye okumak için yakınlaştığımda içeriden; ''ne yaptın macecik daha bulamadığın mı ?'' haykırışını duymuştum. ''geliyorum abi'' diye ekledim sonuna. içimde kalmıştı ama nedir yani bu son 3 sayfa. italic, hemen hemen 16 puntoda başlanılmış bir yazı; ''17 mart 2015, bismillah la çıktık yola..'' şeklinde devam eden 3 sayfalık sözlük hakkında yazılmış bir yazı. hatırladığım kadarıyla anlatacağım; yer yer maaşlı sözlük yazarlığına değinilmiş, çıkan kaoslardan açılan davalara kadar hepsinden iyimser bir bakış açısıyla bahsedilmiş, uçurulan hesaplardan engellenen ıp lere kadar bir bir niçin yapıldığına dair ufaktan itirafımsı paragraflar açılmış, sözlüğe reklam alındığı ilk günkü heyecandan tutun madridlinin sözlüğü terk etmesindeki nedenlere kadar bir bir değinilmiş. son sayfaya gelince dumura uğradım evet bunu yazmalı mıyım onu da bilmiyorum lakin madem çıktık bir yola sonuna kadar yazacağız.. son sayfadaki eğik yazı; '3 yaşında toprak atacağım üzerine mavisine kurban olduğumun asosyali' o esnada kulağımda binlerce doğum bakım ünitesi bebek çığlıkları yankılanmaya başlamıştı. ne toprak atması ulan ne diyor ne alaka şimdi bu dedikçe durumu beni daha da dumura uğratıyordu. kaçınılmaz sonmuş, eğer kendisi yapmazsa elbet bir gün bitermiş.. ikinci kitap uyanış tam da sözlüğün toprağının atıldığı gün çıkacakmış, ismi bu yüzden uyanış seçilmiş. kendime hakim olamayıp o esnada bir şeyler söylenerek komidine bir yumruk atmıştım. 'doğrumu lan bu' derken kendimi düğün basan miroğlu gibi hissediyordum. o esnada içeriden yine tok bir ses: ''nerde galdın lan'' hızlıca sözlüğün klasörünü yerine koyup içeriye hızlı adımlarla yürüdüm. - abi alımı neden açmıyorsun, ne diye uyutuyorsun bunca insanı + hee çıktı ağzındaki bakla - abi allah aşkına nedir bu neyin oyunu + sen benim ilg kitabı ohudun mu macecik? - ... + ohumamışsın belli. bak gartopu'nun yatağının orada balya balya duruyor kitaplar. al ordan bi tane benden sana hediye olsun. aç oradan 166. sayfayı bir oku bahalım - okuyim abi + ne yazıyor - her uyku bir uyanışa gebedir + demek ki neymiş macecik - neymiş abi + ne bileyim oglim hangi kafada yazdıysam. ama ana fikir olarak her uyku bir uyanışa gebedir. - alım olacak yani? + kimseye söylemeyeceksen söylerim - tamam abi + (.....) - tamamdır abi eyvallah. hadi bana müsaade. + ha macecik - buyur abi + ne hissediyorsun? - parmaklarımda, parmaklarımda bir sıcaklık var. yukarı doğru çıkıyor. ne bu? sen çok uçuruldun, bilirsin madridli. ben uçacak mıyım? hiç yoktan ilk uçanlar geldi aklıma. kendi kendilerini uçurdular entryleri bırakmadan. isimlerini bırakmadan uçacaklar zannettim; mod butonuna nickleri kazındı. sonra ilk hesabım geldi aklıma, onu uçuracağımı hiç düşünmemişti, ben de düşünmedim. her şey birden bire oldu. ben şimdi diğer sözlüklere gidicem dimi? + kimin nere gittiğini kim bilir? - hani seninle sözlükte dergiler çıkarıcaktık? hani diğer sözlükleri basacaktık? çok korkuyorum madridli. beni uçurma çok korkuyorum, çok.. + korkma. sadece sözlükten uçurulacaksın. sonra sözlüksüz olacaksın. sonra twitterla birlikte yine bu sözlüğün kendisine yürüyeceksin. oradan kayıt olmaya çalışacaksın. kayıt olacaksın. yine uçurulacaksın. kayıt olur olmaz mod butonunda bir uçak göreceksin. BELKi.. BELKi O MOD BEN OLACAM. le's Frances.. bu sözlerinden sonra koşarak dövmeci dükkanını terk ettim. istiklal caddesi boyunca çarptığım omuzlardan olacak birden kendimi 400 500 sayfalık rus edebiyatı kilometre taşlarının arasında uyuyakalmış bir vaziyette buldum, kendime geldim. hemen banyoya koşup yüzüme 3 kez su çarptım. telefonumu elime alıp sözlüğe girdim. şükrettim. hala buralardayım dedim. evet, belki biz bu satırları okurken hala daha sözlüğün kapanması endişesi taşıyorduk ama.. ama, ama birileri 30 milyarlık servetiyle tavuk döner yemeye devam ederken bizler korku dolu rüyalar görmeye devam ediyorduk.. sonuç olarak bence güzel kurguydu lan. cidden. şöyle; ALiCE HARiKALAR DiYARINDA -> 1 MACECiK EKŞi TATOODA -> 2 rüyalarda buruşan kardeşlerime selam olsun.
    12senin ta'amuğa desem uçar mıyım. gece gece uykum kaçtı korktum lan - geceucanpirasa 08.03.2018 00:09:20 |#3627789
    0lan o rüyadan nasıl uyandığımı biliyor musun sen :ddd - mavimajezik 08.03.2018 00:09:58 |#3627727
    14senin allah belanı vermesin macecik. bak gör bundan sonra ensendeyim her eksi yiyişinde bilki o kişi benim... ay çıldırıcam bir de ben ciddi ciddi okuyorum - ciddiyetsizbiri 08.03.2018 00:12:31 |#3726454
    butun yorumlari goster (24)
    ... diğer entiriler ...