bugün
yenile

    anne duası

    25
    +
    -entiri.verilen_downvote
    peder beyin yokluğunu aratmamaya çalıştığım ilk günden bu yana 546 kez güneş doğup batmış tam bugün. onsuz geçen ilk zamanları hatırlıyorum, anasının rahminden savannah ovasına düşen yavru ceylanların ilk ayakta durma çabaları misali hem cesaretli hem çaylak bir girişim vardı hayattaki yüklerin arasına. elektrik, doğal gaz, su faturalarından kira-aidat örtüşmelerindeki minimal hesaplara kadar mutfak masasında yapılan dört işlem seanslarından sonra bir de ev erkeği olmanın getirdiği o tarifsiz duygusal ayarı tutturmak vardı. iki kadınla aynı evde yaşamanın verdiği o sıkışıklığı betimlemeye kalksam yemin ederim yazının yarısına kadar monitöre attığınız boş bakışlardaki acıma duygusundan ayrı bir hikaye daha çıkarırım. beyler şunu anladım ki eğer karşınızda ailenizden ya da ailenize almaya niyetlendiğiniz bir hanımefendi varsa sizin haklı olmak gibi bir lüksünüz bulunmuyor. haksız olsa dahi haklı olan garip kişilikler bunlar. hem kırmamak adına alttan almaya çalışıyorsunuz, hem her cümlesinden sonra onaylayıcı tetikte bir söz ya da mimik belirtmeniz lazım, hem de tartışma sonucunda özür dileyip hanımefendileri haklı(!) oldukları halde teselli etmeniz lazım. işte ev erkeği olmanın böyle bir terazisi var, tutturmak imkansız :d ulan hem evi idare etmen lazım, huzuru kaçırmaman lazım ama diğer yandan onun da gönlünü hoş etmen lazım. hal böyle olunca tartışmalar kaçınılmaz oluyor. erkeksin ya yutuyorsun. bir oluyor, iki oluyor, üç, dört, sonu gelmeyen ritmik artışlar oluyor, ve her seferinde onlara trip sana ise sabır kalıyor. dün gece de yine oturduk anam,ben,ablam. öyle aramızda gizlimiz saklımız yoktur. pederin yokluğu bize harbiden biz olmayı öğretti. çaylarımızı hüpletirken nedense bir anda ortalığı doğruluk cesaretlik oyunu replikleri sardı. meğer onca zamandır bana patlayan, hep haklıymış gibi davranan, sabır sınırlarımın ırzına geçen iki hanımefendinin içlerinde bana karşı sade, saf, masum bir üslup yatıyormuş. bunlar bana dökülüyorlar tabii benim de boşluğuma geldi biraz iç yanayım dedim. lâl oldular beni dinliyorlar. ben aslında harbiden güleç biriyimdir yani burada yazılan o depresif satırların havalarından zerresini göremezsiniz. kakara kikiri şamata had safhadadır. şikayetlendiğim çok çok nadir insan oldu benim, ki şikayetlenmeye bir başlayınca karşı taraftan da 'çocuk musun ya yeter' tepkileri almak da kaçınılmazdır ya, bunu duyacağımı bile bile çok nadirdir öyle çevremde, hani diyorum ya kaç yüz gün olmuş ilk defa içimi açtım böyle temiz bir şekilde evdekilere. neyse işte sözlük, içimi açtım da iyi mi ettim bilmiyorum, ben rahatladım eyvallah da insanın annesinin kendi omzunda hıçkıra hıçkıra ağlaması çok garip hissettiriyor. hem büyüdüğünü anlıyorsun, hem de diyorsun ki; 'ulan annem bile bana ağlıyorsa ben kime döküleyim'. böyle böyle yutmayı öğreniyor insan. tam da bu sebepten çektim kapşonu çıktım dışarı, pek belli etmeyim dedim ama içimden geçirdim bunu. birinin nişanlısı kapısında diğerinin kaç yıllık eşi var oğlum sen kimsin dedim. taktım kulaklığı daha 4. şarkıya geçmemiştim bir mesaj geldi telefona: 'sen bizim evimizin erkeğisin, nazımızı çekenimizsin, allah senden razı olsun oğlum. allah karşına senin gibisini çıkarsın sonra çık onun yanına git sen de onun koynunda ağla'. tabii bu yazım şekli düzeltilmiş hali. annemcim klavyenin namusuna biraz teşebbüste bulunarak yazar da :d neyse işte o an adem elmama çöreklenen şeyi anlatamam beyler. sanırım anne duası benim şu hayatı harbici yaşayacağıma dair tek sebep olmaya başladı. ayrıca sözlüğe ilk defa bu kadar net açıldığımı hissediyorum, yavaş yavaş kanıma giriyor menet :d kusura bakmayın bir miktar size de iç yandım, valla bugün ayrı duygusal geçiyor. ay kıyamam ağlıyacam şimdi amk ahsdfghj -> şuna da (#2105610) değinecektim ama bu gece ağır bi' duygusal menopoz atağına girdim sanırım üşeniyorum bağlamaya. siz bi' bakınırsınız. bu da bi' türkümüz. ablamızın sesi ayrı, tavrı ayrı can yakıyor
    ... diğer entiriler ...