21 yıl 12 aylık gönlü güzel, kendi ayrı güzel bir deli dolu cengaver.
'biz nasıl tanıştıydık lan' diye düşününce hatırladım. yine böyle karanlık ve kimsesiz olduğumuzu iliklerimize kadar hissettiğimiz gecelerin birinde, yanılmıyorsam saat 3 sularında, yanmayan çakmak çakırtısı ile açılan radyo yayının birindeydi. ne o beni tanırdı, ne de yayındakiler bilirdi ismimi. kimsenin kimseden tek bir tanışma cümlesi duymaya mecali kalmadan yudumlanan kırmızı tuborg eşliğinde okunan
onlar hırka değil pil şiiri ile tanışmıştık biz.
şiir bittikten sonra 'sözlükten abi' diye giriş yapmıştık mevzuya, o anlattı bir yandan toparlayamadığı cümlelerini, ben anlattım bir yandan hükmedemediğim düşüncelerimi. tanışmak için öyle isim şehir hobi safsatalarının anlamsız kaldığı nadir yerlerdendir bu adamın yayınları. kimi gelir ses çıkarmadan olanı biteni izler, kimi de aha bizim gibi aynı duyguları farklı ağızlardan formasyonlu cümlelerle anlatarak doldurur mesaj metnini.
o yayından iki hafta sonra sivasın sikik soğuğunda it gibi titreyerek otogarda içilen karton bardak çaylarıyla pekiştirmiştik aramızdaki samimi niyeti.
uzun uzadıya anlatırım ben şimdi, hem senin duyguların bi hareketlenir hem benim kelimeler kudurdukça kudurur. siktiredelim bu üzeri ikinci anlatım üslup çarşafıyla kapatılmış cümleleri,
ben seni abim bildim içimi açtım sen de hakeza dost bildin akıl danıştın.
eksik olma.
yarın yanıma geliyor bu arkidaş.
alıp sivas gecelerine akıtacam, çiğköftesine isot atıp yol boyu cazır cazır sıçırtacam altına :d
neyse hele bi gel de bakarız o yapılacaklara.
şimdi git yayından bana 'hele bi gel' şarkısını aç. sene 2007'ye akalım.
ahahsh lan yazmayı unutmuşum bu arada
iyi ki çıkmıssın :d