ilk aşk

ilk kez aşık olduğumda 14 yaşımdaydım. öncesinde yani çocukluk yıllarımda tüm erkekler arkadaşımdı. ve tabii arkadaşlarla bu tip şeyler düşünülmemesi gerektiğini çok önce öğrenmiştim. mahallemizin arka sokaklarındandı. okuldan dönerken yağmura yakalandım o da benimle aynı apartmanın boşluğuna sığındı. zayıf uzun boylu koyu renk saçlı serseri bir tipti. bir de sigara içiyordu. her kızın hayalini kurduğu o serseri sevgili modeli.aşık oldum. deri ceketli erkekleri sanırım onun yüzünden hala çekici buluyorum. benden 4 yaş büyüktü. dahiydi. üniversite sınavlarında tıp bölümünü ilk tercihten tutturmuştu. her okul çıkışında bana anahtarını verdiği eve gider 20 dakika kadar onu görürdüm. beni genellikle mutfaktaki masada ağırlardı. geç uyanırdı. kahvaltıda bal kaymak kakao kreması gibi şeyler yerdi. okulda yaptıklarımı anlattırırken bana da yedirirdi. tabakta kahvaltılıklarla komik yüzler yapardı. yine sırf bu yüzden bana kahvaltı hazırlayan sevgililerimi daha çok sevmişimdir. sonra terden sırılsıklam ıslandığım iğrenç sıcak bir günde anahtarı kapıyı açmak için çevirdiğimde kapıyı eren açtı.eren en yakın arkadaşıydı. yüzü bulanıktı. fıstık biliyorsun dedi biraz durgundu her zaman, maalesef artık aramızda değil.sırf bu yüzden fıstık kelimesini daha çok severim. o ve tüm arkadaşları bana fıstık derdi. ............................................................................. ilk aşk. ilk terkediliş. ilk kaybetme anı. ilk gördüğün ölü. ilk öpüştüğün kişinin 18'inde yeni başladığı uyuşturucudan aniden fazla doz alarak kendini öldürmesi. ilk olan her şeyin güvensizliğe bulanması. sonrasına kalan kaybetme terkedilme bırakılma korkusu. sevdiğin insanın sen yanında değilken başına bir şey gelmesinin verdiği kalp sıkıştıran o panik. aşırı merhametli olma sıkıntısı. insanların bunu hep suistimal etmesi. erken büyümek. çarçabuk öğrenmek kadınlığı. işte bunların hepsi ilk aşk. yine de iyi ki durdum o yağmurda.