bugün
yenile

    çocukluğa dair gülümseten detaylar

    25
    +
    -entiri.verilen_downvote
    ana sınıfına başladığım ilk günümü hatırlıyorum. kendimi büyümüş hissediyordum kesinlikle okula kendi başıma gidecektim. bağıra çağıra evde tutmuştum bizimkileri. amına kodumun kırtasiyecisi belediye her yeri kazıyor kullanamazsın diye saçmalayarak tekerlekli çanta almama resmen izin vermemişti lan. boyum kadar çantayla ilk okul günüme kendim gidecektim. bunun haklı gururunu yaşayarak şevkle çıkmıştım yola ama o kadar da uzun sürmedi. okulla ev arası mesafe yürüyerek 1 dakikaydı. annem ev ekmeği yapardı. hamuru teknede yoğurma işi iş değil baya hamurla kavgaydı resmen. daha gün bile aymadan yattığım yerin karşısında annemin hamurla verdiği mücadeleden çıkan kırbaç misali yoğurma darbelerinin sesini hala tanıyabilirdim heralde. annem yapmıyor artık. marketten alıyorlar. okulu ilk birkaç sene çok sevdim. şu uyku meselesi problem olmasa hep de sevebilirdim aslında. sabahın köründe uyanmak benim hep psikolojime zarar veriyordu. yanılmıyorsam jim carrey ya da başka birinin filminden özendiğim bir hareket vardı. uyanınca yatağa oturur pozisyonda geçip "off" diyerek yatağa doğru yer çekimi etkisiyle geri düşme hareketi. benden en az 1 saat önce uyanıp saçını başını yapan ablamlara geri zekalı gözüyle bakardım. i̇lk zamanlar tamamen filmden özenti olan hareket lise sona kadar uyanma alışkanlığım olmuştu. o saniyelik hayatı sorgulama, isyan ve yatağa dönme hareketi yüzünden ilkokul 4. sınıftan lise sona kadar her yıl devamsızlık problemim oldu, 20 gün yetmez rapor mapor alırdım. 6 yaşında ameliyat olacağım zaman hastanede ameliyat öncesi yemek yememem gerekiyormuş. mercimek çorbası ve patlıcan yemeğini ben yiyememiş annem yemişti haliyle. ben ağlamıştım. i̇nsan o yaşta patlıcandan ötürü ağlayınca çok utanıyor bu arada. hastaneden çıkınca uzunca bir süre bu ikiliyi yaptılar bana. taze fasulye ve bu ikiliye dair şarkı uydurmuştum bir ara o derece seviyordum. patatesli ev ekmeğini sobada kızartıp margarin sürerek domates ve peynir eşliğinde yemek en sevdiğim kahvaltıydı lan. o lezzet hiçbir şeyde cidden yok. ablam sobanın başında 2 saat bekleyip kendininkini daha bir kızarmış yapardı sinir olurdum. sobada kestane patlatırdık. aşırı güzeldi. ayva kızartması olayı da çok güzeldi. bir oturuşta 22 tane mandalinayı soyup sobanın kenarına dizer bir seferde yerdim. sadkljalsd babam arada milka alırdı bize. ahahah bu çok eski anı ama hatırlıyorum. paylaştığımız milka bitmesin diye eme eme yiyorduk. şu "köyden indim şehire" filmindeki simit sahnesinin aynısıydı. bir de turuncu bir gofret vardı saman gibi böyle. bilen falan var mı bilmiyorum. onlar satılsa 8 koli alcam aşırı güzeldi o gofretler. bir gün annem beni ablamların ranzasının altına yuvarlandığımı gördükten sonra uzun süre oturma odasında yer yatağında yattım. ulan her uyandığımda anasının nikahı kadar olan odada kapıya kadar yuvarlanmış şekilde uyanırdım genellikle. uyurken sobanın çıtırtısı ve tavanda bıraktığı dalgalı izleri izlemek aşırı keyifli bir şeydi. bütün akşam annemin defalarca sormasına rağmen ödevim yok deyip televizyon izleyip saat 00:30 gibi "anaaa benim ödevim vardı şimdi hatırladım" diyerek ödev yapmaya başlardım çaktırmadan. tabii annem bir iki vurur azarlardı. ahahhaha sonra okuma yazma bilmeyen annem parmağıyla yazmam gereken kısımları gösterip/takip ettirip bana yardımcı olur ödev bitene kadar başımda beklerdi. 2 gibi falan uyurdum. sabah yine aynı isyanlar. giriş ziliyle uyanıp, öğretmen ziliyle evden çıkardım. uzun olan tenefüste duvardan atlayıp kahvaltı yapardım. gece gizli gizli televizyon izleyebilmek için tv fişine ip bağlamıştım. birisinin uyandığını duyarsam yattığım yerden fişi çekip uyuyor taklidi yapardım. ulan aslkdjalsd babam çakmıştı bu olayı. önce gelip ben uyuyor numarası yaparken kontrol eder sonra gitmiş gibi yapıp kapıda tekrar televizyonu açmamı bekler enselerdi. az değildi valla. ama sonraları blöfünü görüyordum yakalanmadan yine izleyebiliyordum televizyonumu. geceleri uyanınca korkudan değil de üşendiğimden tuvalete gitmek yerine balkona çıkıp su giderine işerdim. şimdi çok uzak geldi nedense bu zamanlar. hem de çok ama çok uzak. özel şeyler değil belki çoğu. herkesin benzer anılarından. ama işte çok güzel zamanlardı. aklı yerinde ama tasasız zamanlar. çift haneli yaşlara hiç bulaşmamak lazımmış meğer. ne bileyim amk babam telefon alıcam dediydi taktir alırsam. sonra epey erteledi. 4'e giderken telefon olmazmış. gerçi kimi arıcam amk ablamı mı? ulan... çok güzeldi amına koyim.
    3sirf sunu anlattin diye zaman makinesi icat edesim geldi yeminle - ruhumdeli 18.11.2017 18:31:33 |#3679626
    0ben de ana sınıfına başladığım günü hatırlıyorum. çocuğun gömleğinin cebini yırtmıştım... good old days - rakunettin 23.05.2020 22:31:48 |#3787020
    ... diğer entiriler ...