ben bu adamı evvelce yaşamış evliyaullah'ın büyüklerinden, tasavvuf ve takvâ'da zamanında çığır açmış, fakire fukaraya-garibe gurebaya yerdım eden, insanları emr-i bi'l ma'ruf nehy-i anil münker'e teşvik eden, salih ve sahih ameller işleyen, dilinden zikir lafzı eksik olmayan bir ilim ehli; adeta mürşid-i kamil takvâ bir zât-ı muhterem, allah dostu bir bende-i hûda sanıyordum.
herkesin bildiği ama benim adını ilk defa duyuyor olduğum, böylesine ünlü bir tasavvuf ehlini nasıl tanımam diye kendime sitemler ediyor, kendi içsel dünyamda serzenişlerde bulunuyordum.
tıpkı örneklerinde olduğu gibi;
(bkz: somuncu baba)
(bkz: takkeci baba)
(bkz: derya-i ali baba)
(bkz: keserci baba)
(bkz: laleli baba)
ama acı gerçeği öğrenmem tabi ki uzun sürmedi...