(biraz baba bir itiraf olacak.)
kardeş payı'nda bir sahne vardı. (evin babası) tahsin'nin ölümünden sonra (evin oğlu) ali ve şükriye (ali'nin sevdiği) akşam vakti sokakta karşılaşıyorlar. sonraki konuşma aynen şöyle;
+ ali?
- şükriye?
+ şey, ben bugün başsağlığı dileyemedim sana. başın sağ olsun...
- sağ ol, sağ ol şükriye. hepimizin...
+ nasılsın?
- iyi... sen?
+ iyi... ben yarın yine uğrıycam... iyi akşamlar.
-
şükriye, aslında ben var ya, iyi değilim...
(sonra da ali sokak ortasında feryat figan ağlamaya başlıyor şükriye'nin dizinde.)
link
itiraf: işte ben de böyle çocuk gibi ağlamak istiyorum. sokağın ortasında, bağıra çağıra, kimseye aldırış etmeden, ağlarken çirkinleşe çirkinleşe. biri olsa sevdiğim, ben de dizinde ağlasam rahatlayacağım gibi geliyor. ya da ben öyle inanmak istiyorum, bilmiyorum.