bugün
yenile

    evcil hayvanın ölmesi

    8
    +
    -entiri.verilen_downvote
    çok zor bir şey ya. dün beşiktaş'ın maçı vardı. izledim, sinirli ve kırgın bi vaziyette televizyonun başına gittim ki gece 2-3'e kadar analizleri dinleyeyim diye. velhasıl dinliyordum. bi kedimiz vardı. yani bir değil birkaç tane de bu son geleni kastediyorum. neyse. hastaydı. ilk önce belediyeye götürdük. düzeldi biraz. sevinmiştik o sıra, 3-4 gündür tekrar hastalandı ama daha kötüydü yemek falan yemiyordu. şırıngayla yemek vermeye uğraşıyorduk. iki kere belediyeye iki kere de özel veterinere götürdük. hepsinin dediği şey enfeksiyon olduğuydu hayvanda. bir şeyler yapın dedik belediyede ilk önce yer yok yatıramayız dediler. aldık özele götürdük. bazı genel geçer ilaçlar yaptılar ama hayvan düzelmedi.enfeksiyon için ne yapabiliriz dedim, viral enfeksiyon mu değil mi diye yapacakları test için bile dört haneli rakam verdi haliyle yine götürdük belediyeye. alın bunu bakın ölüyor hayvan dedik. yine almadılar bi hap içirip yolladılar. işte gecesi maçtan sonra hayvan bağırmaya başladı. noluyor diye bakayım dedim hayvanın kolu bi yana bacağı bi yana gitmeye başladı. annem evde yoktu belki olmaması da daha iyiydi. ne yapacağımı bilemedim bulduğum ilk açık veterinere gittim yapacak bir şeyim yoktu. götürdüm. yine aynı şeyleri söylediler. yine aynı ilaçları verdiler. bu gece rahat eder sabaha tekrar belediyeye götür ama bu sefer ne yap et yatırt senin bu hayvanı yaşatmaya gücün yetmez dedi. tamam dedim. döndüm eve, annem gelmiş falan bi ağlama senfonisi ardından babamın işe gidecek olması annemin de psikolojik sorunlarından dolayı hayvanın başında geceyi yine ben geçirdim. belediyedeki nöbetçi doktor gelene kadar hayatta kalsın da götüreyim diye uyumadım da. ne oldu derseniz sardım hayvanı havluya falan baya düşüktü ateşi, aldım kucağıma. oturduğumuzda saat 12'ydi. saat 5'te ölene kadar kucağımda inleyişini, soluk alışverişini takip ettim. ağzından akan salyayı sildim. bi süre sonra zaten sabaha çıkmayacağını anladım rahat ederek ölsün diye uğraştım. saat 3.30 gibi hayvan olduğu yerde zıplamaya kendini bi yerlere vurmaya başladı, zaptettim falan. saat beşte tam sakinleşmişken ağzından akan artık ne olduğunu bilmediğim şeyi silerken verdi son nefesini elimde. annem farketse kötü olurdu o yüzden sardım havluya bir de büyük poşet buldum koydum saat beş gibi indim arka bahçeye. elimde faraş var hesapta kazıp gömeceğim. bahçe dediğime bakmayın işte şehrin çarpık kentleşmesi arasında binalar arasında kalmış bir boşluktan bahsediyorum. bırakın kazmayı bıçak soksam geçmez vaziyetteydi yer. gömecek yumuşak topraklı bir yer düşündüm. işli kurtuluşta oturuyorum bilen bilir burada bi feriköy bir de rum mezarlığı vardır. ikisinin de yanına gittim de duvarları kale gibiydi. ben de rum mezarlığının karşısındaki rum okulunun bahçesine ufak bir haneye tecavüz edişle girip ''faraşla'' kazdığım yere gömdüm çıktım hayvanı. döndüğümde saat 6.30'du. uyumaya çalıştım ama olmadı. uyandığında anneme anlattım. sonra onu teselli ettim, dışarıya çıkarttım kafası dağılsın diye. bir arkadaşına bıraktım geldim. zor. hayvanın üzerine toprağı kapattığım anda hissettiklerimi tarif etmem imkansız. umarım başınıza gelmez diyeceğim ama eğer besliyorsanız bir hayvan hazırlanın, çünkü gelecek.
    1gençlik hastalığı mıydı - dusundusunnereye 27.08.2017 12:27:38 |#3437406
    1kimse bi şey söylemedi. enfeksiyon dediler sadece. spesifik bir bilgi alsam tedavisi için para arardım ama oyaladılar sadece. bilmiyorum yani. yavruydu ama 1,5-2 aylık falan büyük ihtimalle evet öyle anne karnından gelen bir şeydi. - aris velouchiotiss 27.08.2017 12:28:50 |#3437597
    1benim de başıma defalarca geldi, okurken ağladım. şuan yine evde bir kedimiz ve kuşumuz var, onların da öleceğini düşününce çok kötü oluyorum. - masumpsikopat 27.08.2017 12:29:57 |#3437731
    butun yorumlari goster (8)
    ... diğer entiriler ...