bugün
yenile

    lcw kasiyeri olmak

    74
    +
    -entiri.verilen_downvote
    sandığım kadar kolay değilmiş. dün karşılaştığım olay sonrası her birinin dirayetine hayran oldum. dün gezinirken sıcaktan bunaldım ve yine her zaman yaptığım gibi klima avına çıktım. hovardalık yapıp kliması olan bir mekana giriş yaparım, içeriye uyum sağlayıp ihtiyacım olan serinliğe erişirim. sonra da mekandan ayrılıp yoluma devam ederim. tek gecelik ilişki misali yani. eğer yolda yine sıcaktan bunalırsam yine aynı taktiği kullanıp serinlik sağlarım. bu böyle gideceğim yere ulaşıncaya kadar devam eder. yıllardır böyle yaptığım için adım attığım çoğu yerdeki esnafı da tanırım. keşke bazılarına müşfik kenter edasıyla "ben sana değil, klimana aşığım." diyebilsem... dün yine bu taktiği uyguluyorum. karşıma lcw çıktı. iyi dedim, en azından sohbetini çekmek zorunda kalacağım klasik esnaf dayısı yok. hem biraz sağa sola bakınırım, hem de belki bir şey bile alırım diye içeri girdim. direkt jean reyonuna gittim. çünkü her zaman bakınmaya o reyondan başlarım. sonra da gömlek ve tişörtler gelir. kısa bir bakındıktan sonra bir tane jean beğendim, denedim. baktım götüme de yakıştı, almayı kafaya koydum. kabinden çıktım. biraz tişört ve gömlek reyonuna bakındıktan sonra da kasaya yöneldim. kasa her zamanki gibi; ramazan pidesi kuyruğundan hallice. içimden dedim; klimanın verdiği rahatlık buradan çıktıktan sonra 2 dakika dayanmıyor ama bu sıranın verdiği kasvet bazen gün boyu içimde kalıyor amk. o sırada beni bekleyen absürd olaydan habersiz telefondan sözlüğe girdim. tabağı boş yollamayacağını bildiğimden, muhalif'e lcw kabininde çektiğim nude temalı fotolarımı attım ve beklemeye başladım. (bkz: kısasa kısas) tam o anda sıranın diğer ucundan sesler yükseldi. 4 tane kasa var ama sadece birisi işlemez vaziyette. sebebiyse şu; minimum 65 yaşında olan suriyeli bir kadın, kasiyer kızı cinayete teşebbüs ettirmeye çalışıyor. kadın toplamda 590 liralık alışveriş yapmış. ama ödemenin bir kısmını (30 dolar) dolar bazında yapmış. kasiyer kız da 30 dolar kaç tl'ye tekabül ediyor hesaplamış çıkan sonuç; suriyeli kadının 575 lira ödediği. yani 15 lira açığı var ama kadın bunu anlamak istemiyor. kasiyer bunu türkçe, ingilizce en az 4'er defa anlattı. en son aldı eline kalem kağıdı, bilal'e anlatır gibi yavaaşş yavaaşş anlattı. ama kadın yine de anlamadı. bir yerden sonra kadının kasıtlı anlamak istemediğinden şüphelendim fakat ne yapmaya çalıştığına anlam veremeyince kadın hakkında hüküm veremedim. olacakları izlemeye devam ettim. o gül yüzlü kasiyer kız yavaş yavaş sinir krize geçirmeye başladı. yüzü kızardı, gözleri yaşardı. onu öyle görünce benim de içim parçalandı. sonra yan kasadaki çocuk kıza dedi; tamam bana bırak, ben ilgilenirim şimdi. çocuk gitti suriyeli bir adam buldu mağazada. ardından durumu ingilizce olarak suriyeli adama anlattı, ondan da arapçasını suriyeli kadına anlatmasını istedi. her şey tıkır tıkır gitmeye başladı sandık. kadın anlıyormuşcasına kafasını sallıyordu. tam her şey çözüldü derken kadın demesin mi; ben size 30 değil, 130 dolar verdim. para üstümü verin. bunu duyan kız ağlamaya başladı. bu bana iftira atıyor, ben bunu hak etmedim diye. arkadaşları kızı sakinleştirirken, kasiyer çocuk kasayı açtı. kasadan sadece 30 dolar çıktı. çocuk kadına ingilizce; yalan söylüyorsun dedi, çıkan 30 doları gösterdi. kadın biraz daha ısrar etti; ben size 130 dolar verdim diye. sonra kasiyerlerden birisi; kamera kayıtlarına bakarız dedi. kadın sustu. sonra da poşetindeki 20 liralık bir tişörtü istemediğini söyleyerek iade etti 15 liralık açığını telafi etti. kadına 5 lira para üstü ödeyip, olayı çözdüler. o anda olayı çözen kasiyere saygı patlaması yaşadım. içimden gömlek reyonuna gidip, üstüme şık bir ceket alıp kasaya gelmek ve o kasiyerin karşısında ceketimi saygıyla iliklemek geldi. ama yapamazdım. yarım saat sıra beklemiştim, sıramı kaybedemezdim, artık çok geçti... ardından o ağlayan kasiyer kız tekrar kasasının başına geçti. sıra bana geldi. ödemeyi alırken kız hala ağlamaklıydı. biraz da kendi kendine söyleniyordu. sonra biraz da bana dert yandı. kız var ya, dokunsan hüngür hüngür ağlayacak. içim gitti onu öyle görünce. lcw'den çıktıktan sonra bu olayı düşüne düşüne hiç durmadan eve kadar yürüdüm. artık kasiyerlik için bile sadece ingilizcenin yeterli olmadığını, suriyelilerin uzun ve kısa vadede canımızı daha çok sıkacaklarını, klima ihtiyacının artık küresel bir sorun olduğunu ve yanımda her zaman bir ceket bulundurmam gerektiği konularını uzun uzun düşündüm. not: o değil, sen 590 liraya lcw'den ne aldın amk? nasıl bir estetik algın var senin? vizyon kaç bebeğim?
    ... diğer entiriler ...