hp h1000

(bkz: kulak içi kulaklık) Daha önce xiaomi piston 3.0 ve urbanears kransen adlı ''kendi fikirlerim'' doğrultusunda yaptığım kulaklık incelemelerine yıllardır kullandığım hp h1000'i de katmak istedim. Galiba malûmunuz önce fiyatından bahsetmem gerekecek, kendileri 10 lirayla 25 lira arasında değişebiliyor. Fiyat aralığı neden bu kadar fazla diyecek olursanız birazdan bahsedeceğim üzre kulaklık zor bulunuyor. Kimi firma elinde kalanları tez zamanda bitirmek istiyor, kimisi artık az bulunduğunu bildiğinden fiyatı yükseltiyor. Tekrar belirteyim kulaklığın satışı birçok yerde son buldu. Nadiren mağazalarda bulunabiliyor, incelemeyi okuduktan sonra olur da bir yerde bu kulaklığa rastlarsanız belki almayı düşünebilirsiniz. Öncelikle tasarımdan başlayalım. Kulaklık yeni nesil kulaklıklar gibi -urbanears kransen- kulak yoluna doğru eğimli değil. Bildiğiniz düz yapıda. böyle Bu yapıda olması kulağa oturmasını zorlaştırmıyor, oldukça rahat bir şekilde kullanabiliyorsunuz. Bu kulaklıkla saatlerimi geçirdiğimi, kaç gece uyuyakaldığımı hatırlamıyorum. Bir kere olsun ağrı hissettirmedi. Öyle ki, -abartmıyorum- bazen kulağımdan düştüğünü sandığım oldu. Hafifliği kesinlikle göz önünde bulundurulması gereken bir özellik. Kulağınızda ne kadar kalsa da acıtmıyor, resmen ergonomi ürünü. Pek tabii tasarım denilince kablodan da bahsetmeden olmaz. Kablosu fiyatına göre oldukça normal. Pek sağlamlık hissi vermemekle birlikte zorlamaya gelirse kendini salabiliyor. Ama günlük, normal kullanımımda 1 yıl boyunca sağ salim benimle birlikte olduğunu söylemek isterim. Zaten 1 yılı devirince sizi yarı yolda bırakan şey genelde kablosu oluyor. Önce bir teki, daha sonra özlemden olsa gerek diğer teki gidiyor. (tuhaftır bende hep sağ gitti) Şimdi gelelim en önemli kısma; ses. Şunu o kadar gönülden söylüyorum ki; kulaklık hayatınızda kullanabileceğiniz en rahat kulaklıklardan biri. istediğiniz türde şarkı dinleyin, şiir dinleyin kulaklık sizi yormuyor. Saatlerce de dinleseniz o rahatlığı hep hissediyorsunuz, resmen müziği size birkaç kat daha sevdiriyor. -ortalama ses şiddetinde- Kulaklıkta basslar oldukça başarılı, öyle pat pat kağıda vurur gibi bass vermiyor. Oldukça derinden, doğal basslara sahip. Tatlı denebilecek basslar müzik zevkinizi arşa çıkarıyor. Olur da sokakta bu kulaklıkla metal, rap ya da rock dinlerseniz yoldan geçen birine uçan tekme atmanız kuvvetle muhtemel. (bkz: ac/dc dinleyip yoldan geçenlere bağırmak) Gelelim tizlere. Tizler galiba kulaklığın birkaç dezavantajından biri. Bazen tizlerin bozulduğu, zillerin kaybolup gittiği oluyor. Eğer takıntılı biriyseniz ufak ekolayzır ayarları sizi oldukça mutlu edecektir. Ama buna rağmen öyle pek bir şikayet edilecek tarafı yok, sadece biraz daha iyi olmasını dilerdim. Fiyatına bakılırsa harikalar yaratıyor. Tabii bir konuya daha değinmek lazım; son ses performansı. Kulaklık son seslerde resmen başı götü dağıtıyor. Basslar başını alıp gidiyor, tizler yırtılıyor, ziller resmen kuyruk sokumunuza kadar kendini hissettiriyor. Galiba son seste dinlemenin en güzel yanı bassları. Ne yalan söyleyeyim son seste basslar ayrı bir zevk veriyor. Ama işte tizler kendini yırtınca o zevk bir anda işkenceye dönüşebiliyor. Bass ağırlıklı eserlerde son sese kesinlikle varmalısınız. Peki bu kadar sesten bahsettik gelelim bu sesler sadece ''biz mi?'' duyuyoruz kısmına. Yani siz Skrillex'le sağa sola atlarken biri yanınıza gelip aniden kafa sallayabilir mi? Ne yazık ki kulaklık sesi dışarıya verme konusunda biraz başarısız gibi. Ses düzeyini %75 civarlarına getirdiğinizde her an yoldan geçen biri şarkının adını sorabilir. Tabii ortamın ses düzeyine de bağlı. Kısacası dışarıya ses verme performansı ortalama düzeyde. Peki dışarı bizi duydu diyelim, biz dışarıyı duyabilecek miyiz? -''zeki müren'de bizi görecek mi?'' gibi oldu.- Kulaklık ses izolasyonu konusunda kesinlikle ortalama başarıma sahip. Size şöyle tasvir edeyim. Akşam vakti eve dönmek üzere otobüstesiniz, trafik var, otobüs kalabalık. Taktınız kulaklığınızı, sesi %60 civarlarına getirdiniz. Etraftaki insan sesleri kesiliyor, motorun uğultusu ve kornalar haricinde duyduğunuz bir şey kalmıyor. Tabii yanınızda telefonla kavga eden biri varsa ona bir şey diyemem, ona tek çözüm kulaklarınızı çantanıza koymak. Kulaklık genel olarak fiyatına göre oldukça başarılı. 4 yıldır bozuldukça yenisini alırdım, kaç kulaklık geldi geçti elimden. Ne yapsam da bu kulaklığı unutamıyorum, belki de fazla duygusalım. Her an koynuma alabilirim, bilemem. Toparlayalım efendim. Olumlu yanları: + Basslar tatmin edici düzeyde. + Kullanımı rahat, uzun kullanımda yormuyor. + Ergonomi yönünden sorunu yok, silikonlar yardımıyla daha da yardımcı oluyor. + Altın jack Olumsuz yanları: - Tizler bazen yırtılıyor, ''ş''lerde tıslayabiliyor. - Kablosu pek sağlam değil, zorlanmamalı. - Mikrofonu bulunmuyor. Gelgelelim bu kulaklığı önerir miyim kısmına. Eğer olur da mağazanın birinde bu kulaklığı görürseniz mutlaka almalısınız. Fiyatı pek yüksek değil, evinizin bir köşesinde bulunmalı. Dışarıda çakma kulaklıklara 10 lira vermek yerine bu harika kulaklığa 10-20 lira vermek hiç problem değil. Başarılı kulaklık. Bir gün olur da alan olursa şimdiden hayırlı olsun diyelim.