sosyal medya böyledir. 2 saat bakarsın (değişir bu saat aralığı 1 olur 10 olur ortalama olarak 2 varsayalım) ve sadece bakarsın ve bakmakla kalır. elinde kalan bir hiçle gece yatağına yatarsın ve hiç ettiğin bunca zamandır 2 saatlerin, beğenlerin, paylaşların, sayfa geçişlerin, takipler, yer bildirimi, fotoğraf paylaşımı ve zamanın ne kadar boktanca işlere ayırdığını farkettiğin anlar da olur işte o zaman senin elindedir her şey.
2 seçeneğin var, ya düzenin yürüttüğü bir düzenekte hayatını idame edersin ya da farkındalığının kararlığıyla düzene karşı tavır alırsın. bu her şey olabilir sosyal medya dozunu azaltırsın veya tamamen sonlandırırsın, bireysel boykotların olabilir ya da toplumda öne çıkan herhangi bir boykot ya da hayatını tamamen anarşist bir kişilik olarak sürdürürsün bu senin seçimin tabiki.
sorun da tam olarak burada sosyal medya birer uyuşturucu etkisi ya da afyon etkisi yaratmıyor mu tıpkı dinler gibi. insana düşünme fırsatı bırakmadan ana akım medya veya muhalif medya ne derse sorguluyormuyuz, çoğunluk hayır tabiki. eskiden bilgiye bu kadar kolay erişilemiyordu yalnız günümüzde o kadar çok bilgi kirliliği varlılığından neyin doğru neyin yanlış olduğunu bilemiyoruz. yargılarımızı kim belirliyor biz mi yoksa savunduğumuz taraf ne dedi ise o mu belirliyor.
konu çok çok aştı :/ ama dolaylı olsa dahi yol hep buraya çıkıyor.