sessizlik prangası
kalbim sana haykırıyor nerdesin
nefes tüketen aradaki mesafeler
senden kalan tutunacak tek dal
bir bileklik kaldı adın yazılı.
adın zaten ruhuma mühürlü
zihnime nakışlı.
mektubun var elimde şimdi,eski
naif ellerinin bana ulaştırdığı satırlar
içimdeki canavarla savaşan yegane kelimeler
bilekliğini taktım bileğime,diğer bileğimde ruhumun prangası.
prangamla yazıyorum sana.
prangaya tutulmuş kelimeler özgür senin eline
bir tek senin eline
bilekligini taktığım bileğime sarılı bir acı;
sensizlik acısı gibi.
görüyorsun ya sensizlik sarılı bir ele sahip bir kişi;
ve yine sadece sana açılan prangalı bir bilek;
benim gibi.
zincirlerimi çözer misin ölmeden önce
hayır ben zaten öldüm.
sen gel beni gömüver.
mezar taşında bir yazı olsun mesela
"sessizliğin prangası,çok geç gömüldü. "
( ahiretlim'e)