bugün
yenile

    geceye bir şiir bırak

    0
    +
    -entiri.verilen_downvote
    bazen çok korkuyorum. ama bu; aslanlarımı açıklamama engel olmuyor çünkü pek fena yaraşıyor birbirine gece ve balta ve anneciğim derdi vardı neyin altına giysen olur bir siyah pantalonum gibi şimdi ay! tekhnem dolu müfsidle! bu da caddelerden derviş devşiregelmeme mâni değildir yolları ay bastı mı lambalara koşuyorum ya, bundan bunun için kent nesnesi o bıçakla bakunin'di deştiğim ki ben devletin taş kestiğini en başından bilirdim isa'yı polise doğru lttuğum zaman. ellerini el olarak tutmak istiyor ellerim de ki bunun kaburgamdaki kiliseyle ilgisi yok değildir zaten en az on iki kişiden biri haindir ama gözlerimi öyle yırtma annem ilkokul öğretmeniydi benim! sokaklara çıkıyorum sonra kedilerden görüyorum gazinolardan inanmazsın bir taşra krumuşlar aynı bize bakıyor bir yanımı asaf halet söylüyor diğer yanım fabrika bir şiiri birkaç kalemle yazmak lazımdır geliyor bana. bugün yepyeni bir imparatorluk öğreniyorum ekmeğin ağırlığından da yeni bir imparatorluk örneğin gül dönüyor bir beygiri tasfiye ediyor şair arabca akdeniz diyor ben aynadan dönüyorum ayna benden dönmüyor. çok sihirli bir kabri sürdürüyorum bir havari morfin gibi anne söylüyor ağlıyorum bak bir çocuk bak bir çocuk bak bak bir çocuk çok kötü bir gömlek kuruyor. belki de yangın çıksa ve ikna edilmiş olurum torbamı topluyorum ve annem şarkı dinlemiş olur korkuyorum çobanım yok metal nazlı pim aktif çözmüyorum çözersem kın fena kalınlaşıyor. manchesterdan geliyorlar ve liverpooldan geldiler birazdan bir padişah mı öldürülecekmiş dedim bir milyon kadardılar ah atları vardı artık seni bir çiçeğin yerine kopartmak istiyorum sevgilim. işte sahneden indim ve öpüyorum ağzından annem meç yaptırmazsa iftara geç gelir haz ey sıkıntının sevgilim aritmetiği söyle banabana söyle; bir kere bir kabz? inanmışım kaybetmek esrarıdır esrarın çıldırmış bir vaşak gibi kaybediyorum ipimden kurtulmuşum kaybediyorum birleşmiyor ellerimiz haykırıyor trapez tanklar tank olup geçiyor üstümüzden helvetius haklı devlet şaşkın piyanist kara memleket sana rağmen ket vururken yarama şu çıplak çocuk şu tüyük bürk şairi ben -ve emir 'kûn' diyor, doğruluyorum- 'bu ülke'den daha bıçkın tamlama bilmiyorum. ayakkabılarını kapımın önünde görmeyi istiyorum! çünkü bu, seni seviyorumun içine nal salmak demektir ve hareketinin bana durduğunu akla uydurur. oysa seni sevmem toplumu meşru kılar ve gitmen beni dile indirger sevgilim. zaten kırılmış bir kızsın şimdi dövülmüş bir av yanmış ırmaklar öneriyorsun toy bedenine kavmin yanlış tufanlardan geçip duruyor gözlerime baka baka ağlayıp aşk diyorsun bir tekkenin ortasına sirk tireni devriliyor. ki hâlâ çocuk övmeye duruyorsam bu 'şehrin en uzak yerinden gelen o'nunla ve izmit'le ve fargo'yla ve horasan'la ve hafıs'ın beni eve götürdüğü kınla ilgili bir matkabı girdiği çenemden kemiğiyle birlikte söküp şu karşıki düğün salonuna ilave edemememdendir. yoksa orospular vr ortaokul öğretmenleri giremesinler diye babam ve bilhassa dedem mahallemize yeterince toplum polisi gönderilmesi konusunda gerekli telefonları etmiş durumdadırlar sevgilim! ama yine de sırf sen sürdürülebil diye ayın alnında melekçe ve şüpheye düşmeden kelebek besleyebilsin diye bir padişah açıkça benim alıp kını öte yana geçmem gerekir içinden memleketi çekeyim diye. hem düşünsene; bu bizi nasıl da imparatorluklaştırır! yoo, hayır! omzunu açma. omzun ideoloji taşır. ve fakat 'dil'e rağmen bütün bunlar sevgilim ayaklarına beyaz çoraplar giydirmek istemediğim anlamına gelmeyebilir. çünkü bak süleyman bu sayfadan henüz geçmiş gibi şu gül lekesi ve apaçık kudümüş bir zebrayım ben uzun menzilli şiirlere şikâr! elbet gün batar, kuşlar döner, çarmıh baştan düzenlenir ve bana tertemiz eller verir cezayirli o tüccar. o vakit sana bakıyorum kadar büyür akdeniz cumhuriyetin tersinden tertib ettiği çarşılar gibi sonra uzun süre bir takibedilmiyormuşum hissi... siz hiç yahudi bir münübüs şöförü düşlediniz mi? ah muhsin ünlü
    ... diğer entiriler ...