bugün
yenile

    asosyal itiraf

    2
    +
    -entiri.verilen_downvote
    galiba insan bir defa aşık oluyor ve tüm duygularını , bir kişi de tek seferde tüketiyor. bu gün yine bu gerçeği en çıplaklığıyla yüzümde hissettim. her seferinde kaçtım bu gerçekten. 2-3 haftadır en ağır şekilde mutsuz olmamayı başardım , müzik listemi sıfırladım , ve beni gaza getiren , yaşadığımı hissettiğim metal müziklerle doldurdum. her baterinin zil seslerin de , her kick te mutlu olduğumu zannettim. kendimi kandırdım. belki de havalar ısındığı içindir kendimi iyi hissetmem ama bu gün yine o yere işim düştü. korkmadan gittim. havada yağmurlu normalde hiç sevmem yağmurlu havaları ama bu gun farklı bir enerji vardı içimde. kulağım da system of a down - fuck the system. ilk önce anlamadım her defasında ordan geçerken bacaklarım titrerdi , gözlerim dolardı bu sefer hiç biri olmadı. keyiflendim. lan galiba geçip gitti bu dedim. hiçte öyle olmamış.. işimi bitirdim geri dönerken atatürk heykelinin yanından kızıl saçlı birisi geçti. aynı boydalar donup kaldım. ayaklarım yine aynı şekilde titremeye başladı , kalbim yine çarpmaya başladı , yine o ilk gün gibi vücut ısım arttı. stresse girince sırtım kaşınır ve hiç uzanamayacağım yer kaşınmaya başlar. yine öyle bir kaşıntı aldı yürüdü. sikerim metal müziğini lan diyip attım kulaklığı , hava da yağmur var ama nasıl yağmak. o kızıl saçlı kızın peşinden koşmaya başladım. sesim götümde gözlerim dolmuş bir şekilde yetiştim omuzuna dokundum pardon dedim. döndü o değildi. kusura bakmayın birisine çok benziyorsunuz dedim ondan koşmak zorunda kaldım diye açıklama yaptım. gözlerimin dolduğunu gördü acıyarak baktı kız. önemli değil dedi 1 saniye dedi , peçete uzattı. teşekkür edip arkamı dönüp uzadım hemen. doğruca ilk gördüğüm yere , sonra ilk sarıldığım yere , daha sonra oturup tanıştığımız cafeye gittim. her anıyı her dediği cümleyi en ince ayrıntısına kadar hatırlıyorum. hatta güneş ışınlarının tonu , gelişleri bile gözümün onunde , saçlarının parlamasını felan en ince ayrıntısına kadar hatırlıyorum. şuan farkettim de geçen yıl tamda bu gün onu uzaktan görüp mesaj atmıştım ve 2 gün sonra buluşmuştuk. raslantı mı kader mi ne derseniz işte. koca bir yıl geçmiş ve hala onu düşünüyorum amk. kabullenemiyorum işte yapamıyorum. unutmaya çalıştığım her an da daha da kazınıyor. unutamamamın bir nedeni de galiba portresini çizdiğim için olmuş olabilir. her santimetre karesini , her kıvrımını , burun yapısını gözüm kapalı şuan çizerim. şuanda yeni bir ilişkiye başlama arifesindeydim ki her şeyi sıfırladı. aylardır girmediğim şifreli klasöre tekrar girdim , sevdiği müzikleri tekrar dinledim , her anıyı taze taze tekrar yaşadım , bu hafızam her bir boku en ince ayrıntısına kadar hatırlayıp , sanki saatler önce yaşamışım gibi önüme sunuyor ama sesini bir türlü hatırlayamıyorum. bu işte baya canımı yakıyor. galiba bu kızda takılıp kaldım. hayatıma girip çıkanları da morfin gibi kullanıyorum. herkesin bir zamanı var bir etki etme süresi , zamanı bitince daha fazla doz alıyorum hepsi bu. en garibi de ulan ismi geçince ilk gün ki gibi hisseder mi lan insan. aynı duyguları hissediyorum. içim titriyor salağa bağlıyorum. sol bileğim de beşiktaş bilekliğimi her gördüğüm de hatırlıyorum. o da koyu beşiktaşlıydı , bu bilekliğin çıkmasını beklemiştim. hatta gidip ön sipariş vermiştim. ilk bilekliği alıp takanlardanım o da öyle olucaktı. ama olmadı işte. şuan ki konuştuğum kızla da aslında öylesine goy goyuna zaman öldürmek için takıldığımı anladım bu gün. tam olarak hazır değilim galiba. tam olarak demek doğru olmaz , hiç hazır değilim. fil hafızamı sikeyim. mesela sabah 3-4 gibi arayıp uyandırıcak , hadi kalkıyoruz ders çalışıcaz diye o ses tonunu tahmin edebiliyorum az çok , o heyecanı o merak ı kıza da yazık amk ya. boku bokuna hayal kuruyor ki hayal kırıklığının ne demek olduğunu en iyi şuanda ben anımsıyorum geçen yıldan... ve bu da onu çok iyi biliyor ya onu sevdiğimi bildiği için ebemi sikiyor. 4s ( seveni sikerler , sikeni severler ). iyi oldu lan bu cidden iyi oldu açıldım amk. kendime geldim. gözlerim şempaze götü gibi kıpkırmızı olsa da değdi bence. sevmek , aşık olmak güzel duygular. hele hele hayal kurup uykuya öyle dalmak çok farklı duygular. birde karşı taraf istemiyorsa tam bir mazoşistlik acı yeme de yanında yat aq. not: 1 defa yalan söyledim bu kıza yalnızca 1 defa o da benden uzak durması için , durdu da o uzak durdu ben balataları koparttım. yalan söyleyen dilimi sikeyim. pişmanım ona da bunu açıklayamadım işte. gitti. bilmiyorum belki okursun mühendis hanım , kaza ile kitabın arasına koyduğum kağıtta mr optisyen yazıyordu. büyük ihtimalle burayı bulup okumuşsundur entrylerimi hissediyorum yani öyle söyliyim , acı çekiyorum artık , hiç bir şeyden zevk alamıyorum. midye dolmadan nefret eden adamdım artık her haftasonu çıkıp yer oldum. bazen senin gibi mimikler yapıyorum , senin tepkilerini veriyorum. o kadar kopyalamışım ki hareketlerini tahmin bile edemezsin. gözümün önüne geliyor o şirinliğin. bu da beni yiyip kemiriyor işte. sabahın ilk ışıklarını gibiydin , heyecanlı ama nazlı, ısıtan ama serin, sabahın ilk ışıkları gibi hızlı gittin...
    ... diğer entiriler ...