bugün
yenile

    1 nisan şakaları

    2
    +
    -entiri.verilen_downvote
    konu 1 nisan olunca zamanında yaptığım sağlam bir şakayı anlatasım geldi. üniversitedeyiz. sıkıştığımız zamanlardan yine. paraya ihtiyaç var. ne yapabiliriz derken, bir arkadaş anket işi var dedi. i̇yi ayarla, dedik. ben size dönecem, dedi. o zaman tamam diyen kankularımdan biri naim. kendisi iyi bir tiyatrocu olduğunu düşünüyor ve kimse bana rol kesemez diye hava atıyordu. okulun tiyatro grubundan gelen bu özgüveni spontan gelişen bir şakayla alt etmeliydim. günlerden cuma gelmişti ama arkadaştan haber yok. olmayacak dedim bu iş. bari vuralım da gol olsun. önce buna mesaj attım. eşşeği sağlam kazığa bağlamak gerek. kanka beni aradılar, seni aramadılar mı? ben şemiklerdeymişim, diye. 'yok' diye cevap geldi. google'dan bir araştırma şirketi adı aradım. en başta çıkanı belleğe attım. önhazırlıklar tamam. bir 15 dk geçti. yurttan bir arkadaşın teli aldım. bir peçeteyle mikrofonu örtüp, sesimi de değiştirerek aradım bunu. çaldı, çaldı, çaldı.. açan yok. tam hat düşecekken nefes nefese açtı bizimki. bu nefes nefese olma durumu da ayrı komedi. - naim beyle görüşüyorum. - evethh heh heh, buyrun. - naim bey, ben x araştırma firmasından arıyorum. anketör olarak bir başvurunuz olmuş. haftasonu için uygun musunuz? - tabii, tabii. - tamamdır o zaman naim bey. yarın saat 8:30'da murat köşkünün önünden aracımız kalkacaktır. vaktinden önce orada olursanız, seviniriz. - benim için uygundur. - bu arada anket sahanız alsancak bornova sokağıdır. sizin için bir sorun olur mu bu adres? - yoo! sakıncası yok. uygun.. - öyleyse soracağınız soru yoksa yarın iyi çalışmalar diliyorum size. - yok, teşekkür ederim. - ben de teşekkür ederim, iyi günler dilerim.. - i̇yi günler.. sazan yeme geldi ama daha bunun işkencesi var. şimdi ee ne var bunda diyenler için lokasyona gelelim. i̇zmir'in en nezih sokaklarından biri olan bu yerde modifiye ablalarımız iş peşindedir. yoldan geçen kız mı erkek mi dinlemez yapışırlar. ruhunuza okurlar. çoğu insanın merkezi sokağa kısa yoldan ulaşayım derken bilmeden girip dumur olduğu ya da ikinci baharını yaşamak isteyen bıyık kıvıran abilerimizin 5dklık heyecanı. uzun sürüyorsa sıkıntı zaten. şakayı kaka yapan hamle arkadaştan geliyordu. i̇şi bulacak arkadaş aradı. yarın 9.30 murat köşkü tamam, dedi.. tam hatırlamasam da burada piç gibi gülüyorum olsa gerek. aradan 3 saat geçti. baktım ses yok, yazdım bizimkine. - hala aramadılar mı la? - aradılar hacı. alsancakta bornova sokağıymış. - şaka yapıyorsun herhalde - yo lan ne şakası - hacı bornova sokağı neyiyle meşhur? - neyiyle - kanku tro dolu ora. gondiklemesinler - ya git kafa bulma - araştır o zaman olum. kanka bu arada servis 8:30 değil. 9:30 dediler. (burada hem sokağın ününü bilmediğini farkediyorum. hem de biraz insafa geliyorum) - valla bana 8:30 dedi adam. - yok kanka sonra beni tekrar aradı arkadaş 9:30'muş. (saf bir de inada bindirdi) - ben ne olur ne olmaz 8:30'da orada olayım da. - i̇yi sen bilirsin. görüşürüz. (şemsiyen açılmasın ne deyim) beyler, ben istedim bir kuş. allah verdi iki. şakacı mustafayı bulsam adama bu ortayı gol yaptıracam kafasındayım. yalnız işin trajedi kısmına şimdi geliyoruz. gece bir yağmur başladı sabaha kadar. durmadan yağıyor. bana mısın demiyor. uyanıyorum. durur herhalde diyorum. yok. i̇çimi bir vicdan azabı kapladı. hayır onu geçtim benim de gidesim kalmadı o havada. neyse sabah 7 sularında ben sıçtım mavisi göğü görünce caydım bu işten. artık bizimkini de caydırmak niyetim. buna dedim: - ben gelmiyorum hacı. hem hasta gibiyim hem havaya bak. bu havada anket mi yapılır. - tamam sen bilirsin - sen de gitme la - yok kanka, ihtiyacım var - i̇yi tamam. az evvel aradı arkadaş 9:30'muş bak! erken gitme. (acıma duygusu tavan yaptı) - yok olum bana öyle demediler. benimki erken belki. - aman ne yapıyorsan yap.. uyuyamadım. sıcak yatağımdan bir cama bir saate bakıyorum. bir de bizimkini düşünüyorum. neyse bir için geçmiş. bunun mesaja uyandım. aynen şöyle: - sokacam bunların yaptığı işe. 45 dk bekledim. kimse gelmedi. eve geldim. yağmurda sucuk oldum sucuk. bir şey diyemedim ya la. o an yiğit özgürün efsane karikatür repliği gibi güldüm. 'ay ben gülerim'. sen kaşındın be olum. ne gerek vardı öyle bir zamanlar ki polat'ın bana kimse rajon kesemez, dediği gibi büyük laflara. - dedim oğlum 9:30 diye. i̇lla inat ettin. bari 15 dk daha bekleyedin. küfür etti. sağlık olsundu. ben dedim bu beni görürse gibecek. en iyisi haftaya uzak durmak. dediğim gibi uzak durdum. görünce selam filan, işim varmış gibi yapmalar. cuma geldi çattı. yemekhanede sıraya girdik beraber. 3 kişiyiz. oğuz'a o gün anlatmışım şakayı. daha korkudan keyfini yeni sürebiliyorum. o: oğlum ali ne yedirmiş sana öyle.. (yarılmalar) n: ne yedirmesi oğlum. ben o sokağın öyle olduğunu düşünmedim ki zaten. o an ben oğuz bir şok yaşadık. 200 joule ile çakılmış bir hasta gibi. b: nasıl oğlum! sen şakayı sadece sokak olarak mı anladın? n: daha ne vardı ki? bir kopmalar anlatamam. bu anlam vermeye çalışırken; b: kanka seni kim aradı şirketten? h: adamın biri işte. b: sence o kimdi? burada jetonun inmesi köşelere çarparak 4-5 sn sürdü sanırım.. sonrası mı? kovalamaca..
    0üşenmedin mi ? - youseff 28.03.2017 01:30:55 |#3182257
    1üşenmeyenler için nefes nefese konuşulan kısmın ayrıntısını dm atacam. şakire çay yok.. - birdalalırım 28.03.2017 01:38:26 |#3182629
    0ayrıntı varsa alabilirim :d o kadar okudum sonuçta - stalker 30.03.2017 22:22:43 |#3056843
    ... diğer entiriler ...