"uyudum, uyandım, uyudum, uyandım; kepaze bir hayat."
bu kepazalik sadece benim hayatımı kuşatmış değil. anlamsız birtakım cinayetler, ihraçlar, ithalatlar, başı kopartılan siyah bir kuş, mesaisine geç kalan sorumsuz bir öğretmen, hastasını azarlayan duygusuz bir doktor, vatandaşa hayvani bir muameleyi layık gören torpilli bir memur, yabancı bir toprağa kucağında çocukla iltica eden suriyeli kadın, tecavüze uğrayan figen, dövülerek öldürülen erdal, lüzumsuz bir sevişmeden doğan eksik bir çocuk, nankörlüğün dik alasını yapan menfaatperest bir arkadaş, aldatıldığı halde ilişkiye devam gurursuz bir erkek, pazartesi sendromu yaşayan ölgün bir güruh, çiçek desenli elbisemi kana bulayan annemin "ben çocuklarımı asla dövmem" sözündeki pişkinliği, teknolojinin eksilttiği paylaşım, sevgilinin gaddarlığı, sokağın boşluğu, komşunun yokluğu, yalnızlığın ağırlığı, kocasının dayağından bıkan üst komşunun çığlığı, otobüse bindiğinde gözleri yer verecek bir genç arayan teyzenin dizginlenemeyen yaşlılığı, vücudu zayıflatan çirkin bir hastalık, üç kuruş için sokaklarda "domates domates" diye bağıran seyyar satıcıya; yalıda viski yudumlayan plaza erkeğinin sarhoşken attığı naraları başka kapıya dercesine savurması, bir yanda zenginlik, öte yanda yoksulluk, namus bekçisi yobaz, din simsarı şeriatçı, trafikte hayvanlaşan leyveli, bilmediği konuda alleme kesilen cahil, çöp kutusunun etrafına çöp atan üşengeç insan, çok sevdiği kitabın yazarını hatırlayamayan köhne aklım, sarılan sevgilileri kıskanan boş kalbim, geceyi günden def etmeye çalışan korkak ruhum, payıma düşen yalnızlığı adil kullanmaya çalışan tutumlu mizacım, yoldan geçen arkadaşını görmezden gelen vefasızlığım, uzak mesafelerin etkilemediği statik bir özlem, dar zamanlara sığdırılan tutkulu bir aşk, sokağa salınan kayıp bir çocukluk, uzun boyundan utanan az sivilceli bir ergenlik, klasikten arabeske geçen bir ruh göçüğü, mesleğinde başarılı olamayan bir sürüngen ve paragrafa bir yüklem bulamayan kıt aklım... rezalet ruhumu daraltan her şeyde...