bugün
yenile

    asosyal itiraf

    5
    +
    -entiri.verilen_downvote
    bir şarkı var, en sevdiğim şarkı. neden en çok bu şarkıyı seviyorum, inanın bu sabaha kadar bilmiyordum. sıradan bir sabahtı, otobüste müzik dinliyordum ve en sevdiğim o şarkıya geldi sıra. şarkının ortalarında nedense kendimi eski sevgilimin yerine koydum ve o sözleri sanki erdem ergün değil de o söylüyor gibiydi. en baştan açtım şarkıyı. gözlerim deniz olmaya adaydı, kalbim çırpınıyordu, ruhum tükeniyordu şarkının her bir saniyesi ile. büyük ihtimalle o bu şarkıyı bilmiyordu ve bu yüzden de kendini ifade edemedi. günlerce can çekiştik ve sonra sırayla son nefeslerimizi verdik. önce o gitti, sonra ben. ben, bugün yaklaşık 5 dakika süren o şarkı karşısında çaresiz kaldım. hep çaresizdim çünkü sonumuzu ve yaşanamayacaklarımızı adım kadar iyi biliyordum. nazım hikmet, piraye'ye bir mektubunda "yaşadığım denizde boğuluyorum. kalemim kan kaybediyor, kalemim ağlıyor piraye." diyor. ne bendeki şu kalemle kendimi ifade edebilirim ne de kalp sızımı anlatabilirim. acizliğim ve güçsüzlüğüm karşısında ruhum can çekişiyor, bir bunu biliyorum. şimdiki şarkının da dediği gibi "gönül yareler içinde..." hoş, geçen arkadaşımla "sen de başını alıp gitme" dinliyorduk; dalmışım biraz, sonra arkadaşıma döndüm gülümseyerek. o da bana gülümsedi ve şunu söyledi: "hüzünlü bakıyorsun." o zaman anlamalıydım bir şeylerin ters gittiği ama işte.
    ... diğer entiriler ...