kitabında bir gazel var ki beni benden alıyor. gazelin sonu zaten başka bir dünya. Sonuna gelince nakavt olmuş boksör gibi hissediyorum kendimi. koskoca
fuzuli bile eğer ileride böyle böyle dersem bana bile bile inanmayın diyor. neyse sonunu tam olarak söylemeden gazelin tamamını yazayım;
***
bu gazel mecnun anası dilindendir;
cân verme gam-ı aşka ki, aşk âfet-i cândır
aşk âfet-i cân olduğu meşhûr-ı cihândır.
yahşi görünür sûreti meh-veşlerin ammâ
yahşi nazar ettikte ser-encâmı yamandır
aşk içre azâb olduğun andan bilürem kim
her kimse ki âşıktır, işi âh ü figândır
yâd etme kara gözlülerin merdüm-i çeşmin
merdüm deyip aldanma ki, içtikleri kandır
ger derse fuzûli ki; "güzellerde vefâ var"
aldanma ki şâir sözü elbette yalandır.
***
o nasıl güzel bir sondur. işte bu yüzden divan edebiyatı çok seviyorum. okuması, çözmesi çok güzel, lirikleri şahane bir ahenge sahip. Kendimi define avcısı gibi hissediyorum. Sözleri deştikçe karşıma çıkan güzelliklere, ince anlamlara, naif düşüncelere hayran oluyorum.
ayrıca merak edenler için bazı kelimelerin anlamaları;
meh-veş: ay gibi
ser-encâm: akıbet
figân: ıstırap ederek inleme
merdüm: insan
çeşmi: göz
link