bugün
yenile

    türkiye futbol federasyonu

    0
    +
    -entiri.verilen_downvote
    tepkiyi kendini avrupa'dan çekerek koymaması gereken federasyondur. uefa'nın kulüp bazında organizasyonları, puan sistemi ile işliyor. biz yoksak bir altımızda yunanistan var, ukrayna var, san marino var, gkry var... kaldı ki uefa kar amacı güden bir organizasyon da değil, nba gibi kendilerini geniş kitlelere açmaya ihtiyaçları yok. 6 aralık 2016 dinamo kiev beşiktaş maçı başlığında kısaca belirttim, konuyu çok dağıtmamak adına buraya geleyim istedim. yaptığınız iş ne olursa olsun, o işin gerisinde yatan mantığı anlayıp değişen koşullara uyarladığınız anda başarılı olursunuz. futbolda da böyle bu iş ama tek bir fark var: günün sonunda o top, ağlara giderse sizden büyüğü yok. gitmezse o akşam kovulmanız son derece mümkün. futbol yönetmek, diğer iş kollarının aksine daha kendine has bir deneyim. zira bir marangoz, daha iyi sandalye yapıp daha fazla kar etmek adına para harcarken kulüpler milyonlarca euroyu taraftarlarını mutlu etmek ve sadece bir seneliğine daha iyi olabilmek için harcıyor. futbol kocaman bir çılgınlık. alınması gereken kararların matematikselleştirilmesi son derece zor, değişkenleri saptaması neredeyse imkansız. futbolu yönetmesi zor fakat doğru hamlelerle her şey mümkün. 2003 senesinin sonunda harap ve bitap olmuş barcelona, beş sene sonunda kendini toparladı ve dünyanın en büyük kulüplerinden biri oldu. fakat yanlış hamlelerin faturası da ağır olabiliyor, bir zamanların leeds utd'ına ve parma'sına ne oldu şimdi? örneklerle bu ayrımı netleştirmek mümkün ancak şu anda bu netleşmiş örneklerden ziyade, çıkarımlar ve sonuçlar önemli. benim anladığım şu: futbol yöneticiliği kendisine özel dinamikleri içinde barındırıyor ve kulüp bazında biz bu işi beceremiyoruz. avrupa'nın küçük kulüpleri oyuncu al-sat yaparak mali anlamda kendini ihya edebiliyor. biz ise borç batağında sürükleniyoruz. alman altyapısı oyuncularını dört yaşında oynatmaya başlarken biz rüştü gibi adamları 14-15'inden sonra ciddi anlamda kaleci oynatmaya başlıyoruz. farkında mısınız, biz futbol yönetme işini beceremiyoruz! ee, şu anda yıldırım demirören de bıraksa yerine geçecek kişi çok çok yüksek ihtimalle yönetici kaynaklı biri olacak. birinci lig takımlarımızdan iyi yönetilen kaç kulüp gösterebilirsiniz? kendimizi ülkemiz içinde bile iyi yönetemiyorken, uefa bünyesi içinde nasıl temsil edeceğiz? nasıl saygı göreceğiz? ülkede acilen spor yöneticiliği bölümlerini artırıp kafası işletmeye basan öğrencileri buralara toplamamız lazım. kendimizi diğer türlü ihya etmemiz mümkün dahi değil. sporu yönetme işini bu işin profesyonellerine sınırsız özgürlük tanıyarak bıraktığımızda ne olduğuna ilişkin en net örnek kulüp basketbolu. daha spesifik olmak gerekirse fenerbahçe basketbolu.
    ... diğer entiriler ...