bugün
yenile
    1. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      okuma listemde ilk sırada olan roman. yorumlarını okuduğumda neden bu zamana kadar okumadım dedim. tabi tolstoy yazdıysa güzeldir.
    2. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      tolstoy'un romanı (1877). --- spoiler --- rusya'da köleliğin kaldırılmasından sonra yayımlanan bu yapıt, reform denemeleri sırasında aristokrat sınıfın ruhsal bunalımlarını büyük bir gerçekçilikle yansıtır. roman karakterlerinin duyguları, toprak, din, evlenme gibi çeşitli sorunların ışığında incelenmiştir. romanın akışı içinde bir yanda levin ile kitti şerbatşki'nin mutlu bir evlilikle sonuçlanan aşkları, bir yanda da anna ve vronski'nin dramatik bir sonla bitecek olan aşk ilişkileri gelişir. anna ve vronski'nin, toplum dışı sevgilerini önleyen engelleri aşma çabası, çevrenin baskısıyla çıkmaza girer: anna intihar eder, vronski de orduya katılır. anna karenina, öykü tekniği, özellikle iç monoloğun kullanımı, üslubu ve çok nüanslı diliyle üstün bir yapıttır. yapıtta, insan varoluşunun karakteristik görüntüleri sergilenir. --- spoiler ---
    3. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bağımlı kişilik ve takıntılı aşk adına en şahane roman.
    4. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      anna karenina: sosyal statüye feda edilen aşk.
    5. 6
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "bütün mutluluklar birbirine benzerler; her mutsuzluğunsa kendine özgü bir hikayesi vardır."
    6. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      35 ayrı yayın çıkarıyor bu kitabı. Benim gönlüm iş bankası yayınlarında ama okuyan varsa yardımcı olabilir mi?
      1Can Yayınları'ndan okudum ben. Açıkçası İş Bankası yayınları kitapları biraz kısaltıyor mudur, nedir bilmem birçok eser normalinden daha az sayfalı oluyor genelde. Ayrıca Can yayınlarının şöyle bir avantajı da var, kitabı iki ayrı cilt halinde bastıkları için taşıması vs daha kolay oluyor - asosyal sosyolog 09.10.2020 12:55:52 |#3982914
      1Şöyle ki can yayınları 1120 sayfa, iş bankası 1062 sayfa. Diğerlerini bilmiyorum ama bunda Çok fark yok gibi. Teşekkür ederim :) - ciddiyetsizbiri 09.10.2020 13:27:17 |#3982949
      1İletişim den oku bence klasikleri ama iş Bankası da iyidir tabiki. - fyodor_tg 09.10.2020 15:04:26 |#3983062
      butun yorumlari goster (7)
    7. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      İş bankası hasan ali yücel serisini güzel demişlerdi bana
    8. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Okuduğum en iyi kitap. Herkese tavsiye ederim.
    9. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
    10. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Okuduğum en iyi kitaplardan biri. Zaten Tolstoy'u da bir başka seviyorum. Tolstoy zaten,ne kadar kötü yazmış olabilir ki diyerek başladım; daha iyisi var mıdır acaba diyerek bitirdim. Herkes okumalı bence. Bir alıntı da ekleyeyim --- spoiler --- Ölümün her şeyin kaçınılmaz sonu olduğunu ilk kez bu kadar karşı konulmaz biçimde hissediyordu... Ölüm kendisinin de içinde vardı, bunu hissediyordu. Şimdi değilse yarın, yarın değilse otuz yıl sonra, hepsi bir değil mi? Peki bu kaçınılmaz ölüm ne demekti, bunu bilmemesi bir yana bu konuyu hiç düşünmemiş, düşünememiş ve düşünmeye cesaret edememişti.  "Çalışıyor, bir şeyler yapmak istiyorum ama her şeyin bir sonu olduğunu ve ölümü unutmuşum." Karanlıkta büzülüp dizlerine sarılmış halde yatağın üzerinde oturuyor ve aklına gelenlerin yarattığı gerilimle soluğunu bile tutarak düşünüyordu. Düşünüp durdukça gerçekten de ölümün varlığını büsbütün unuttuğunu, yaşamdaki o küçücük ayrıntıyı, ölümün geleceğini ve her şeyin biteceğini, herhangi bir işe girişmenin yersizliğini ve ölümden kurtuluş olmadığını daha açık kavrıyordu. Evet, korkunç bir şeydi ama böyleydi işte. --- spoiler ---
    11. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bir lev tolstoy romanı ve 2012 yapımı, başrollerinde keira knightley, jude law ve aaron taylor johnson'un oynadığı film. kitabı okumadım. filmi izlediğim için filmden bahsedeceğim. ama kitabı da mutlaka okuyacağım. film hem güzeldi hem değildi. güzel olmasının nedeni tiyatrodan farksız çekimi ve sahne geçişleri. herkes sıkıcı bulmuş ama ben daha çok sürükleyici buldum. amma kötü olmasının nedeni de kitabın hızlı bir özeti olmasıydı. o kadar hızlı gelişiyordu ki olaylar neyin, ne olduğunu, ne ara olduğunu anlayamadım. ama konu çok güzeldi bu nedenle kitabı mutlaka okuyacağım. fakat anladığım kadarıyla kitaptaki kilit karakter levin. çünkü bu tarz dünya klasikleri sansasyonel bir hikayenin içinde asıl hikayeleri barınır. toplumsal sorunlar, sınıf farklılıkları, erdem ve ahlakın sorgusu ya da toplumsal normların sorgulanması vs. ve ben bütün bu sorgulamayı yapacak erdemde olan tek karakterin levin olduğunu düşünüyorum. ama filmde levin tam olarak gösterilmemiş ki zaten bu imkansız. keira knigtley'i beğenmeyen çok olmuş ama şahsen ben beğendim. bence güzel oynamış. sorun kadının oyunculuğunda değil, filmdeki hızlı ve birbirinden kopuk sahnelerde. iki şeye daha değineceğim. bir, hikayedeki tek üzüldüğüm adam anna'nın koca yürekli kocası. ikincisi, yakışıklılıktan geberen kont vronski. adamı izlerken dibim düştü dibim, resmen magmaya doğru yol aldı. yunan tanrısı mısın be adam! ah kalbim yine de kadının adamı öperken bıyıklarını yemesi hiç hoş değildi. kısacası izlenir. tabii kitabı okuduktan sonra izlemek daha uygun.
    12. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      sarı mikrofon ile tüm ülkenin 1-2-3 olmak üzere serisini olduğunu öğrendiği kitap.