Tam da bu şiirin lezzetine uygun kentlileri niçin öldürmeliyiz başlıklı bir uyarlama vardı ekşi sözlükte. Acayip beğenmiştim ekleyesim geldi. İki şiirin de ortaya koyduğu tespitler çok iyi.
---
alıntı ---
kentlileri niçin öldürmeliyiz ?
çünkü onların hep acelesi vardır.
değişen bir dünyaya karşı
hamam böcekleri gibi uyumlu
küsmüş bir çocuk gibi sessiz
kayıtsızca direnmeden yaşarlar.
yüzeysel, bencil ve kurnazdırlar.
inanmadan kolayca yalan söylerler.
paraları olsa da
yakınmak gibi bir hünerleri vardır.
herşeyi ciddiye alır ve herkese söverler.
yağmuru, rüzgarı ve güneşi
birgün olsun trafik akıllarına gelmeden
düşünemezler...
ve birbirlerinin dedikosunu yaparak
mevkilerini
yükseltmeye çalışırlar.
kentlileri niçin öldürmeliyiz?
çünkü onlar karılarına söverler
seslerinin tonu yumuşak ama
dışarıda ezildikçe içeride zulüm kesilirler.
gazetelerin sadece eklerini okur ve haksızlığa
kendileri de uğrasa karşı çıkmazlar.
karşılığı olmadan kimseye yardım etmezler.
her evinden sıcak su aksa da kentlerinde
ter kokar otobüsler, haftasonu
bir karış sakalla gezerler.
çocuklarını iyi yetiştirmezler
kitap okumaz, tiyatroya gitmezler.
paket paket sigara içerler
ve ayakkabılarını ancak yatarken çıkarırlar.
kentlileri niçin öldürmeliyiz?
çünkü onlar yanlış partilere oy verirler
kendilerinden olanlarla alay edip
tuhaf bir şekilde başkalarına inanırlar.
devlet; vergi dairesi, banka borcu ve hastanedir
devletten korkar ve en çok ona hile yaparlar.
yiğittirler askerde astsubaya diklenecek kadar
ama bir memur karşısında -bu da tuhaftır-
ezim ezim ezilirler.
enflasyon denince peynir ve benzin fiyatlarını bilirler.
onbir ay patrondan zam beklerler,
kendilerine göre ahlakçıdırlar
ama otoyol kenarlarında travestilerle
pazarlık edecek kadar bıçkındırlar
prim aldıklarında yılda bir iki kez
rus kadınlarla aleme giderler!...
kentlileri niçin öldürmeliyiz?
çünkü onlar takımları maç yapınca kavga ederler
birbirlerinin evlerine ancak
ölümlerde ve düğünlerde giderler.
fakirlikten ve kederlenmekten utanırlar
gülmek az, eğlenmek kararında olmalıdır
ancak rakı içtiklerinde duygulanır ve ağlarlar.
paraya tapan sistemin altında
yürekleri bozuk beş kuruş kadar kalmıştır.
aldanmak korkusu içinde
sürekli birbirlerini aldatırlar.
bir yere birlikte gitmeleri gerekirse
adres sormaya gerek duymazlar
ve bir erkeklik işareti olarak
kaybolduklarında karılarını suçlarlar.
kentlileri niçin öldürmeliyiz?
çünkü onlar otobüs beklerken sigara yakarlar.
tütün ve ağız kokuları içinde kurulup koltuklara
herkesi bunalta bunalta, yüksek perdeden
trafiğin çözümsüzlüğünü ve haftasonundaki maçı anlatır,
yoksulluktan kıvrandıkları halde, şükür içinde,
o zamanda iş sahibi olmanın tanrının bir lütfu olduğuna inanırlar.
ve önemsiz bir şeyden söz eder gibi, her fırsatta
gizli bir övünçle, başka ülkedeki
güzel arkadaşlarından sözederler.
kibardırlar lokantada yemek yemeyi bilecek kadar
ama sokağa çıkar çıkmaz hünküre hünküre
yollara tükürürler...
ve sonra şaşarak temizliğine ve düzenine,
başka ülkelerde yaşamanın iyiliğinden konuşurlar.
kentlileri niçin öldürmeliyiz?
çünkü onlar gece yarılarına kadar uyumazlar ama
yarı gecelerde yıldızlara bakarak
başka dünyaları düşünmek gibi tutkuları yoktur.
gökyüzünü, baharda yağmur yağarsa
ve yaz güneşi onlar tatildeyken açarsa severler.
hayal güçleri kıttır ve hiçbir yeniliğe
-bu, bol kazançlı yeni bir iş bile olsa-
inanmazlar.
dünyanın gelişimine katkıları yoktur.
mülk düşkünüdürler amansız derecede
bir ülkenin geleceği
küçücük ofislerinin ipoteği altındadır
ve bir kaya parçası gibi dururlar su geçirmeden,
daha iyi bir dünyanın derin ırmakları önünde...
kentlileri söyleyin nasıl
nasıl kurtaralım?
---
alıntı ---