özgürlük

bir gün, dört çocuğumun da derilerinin rengi ile değil de kişilikleri ile yargılanacağı bir ülkede yaşayacaklarına dair bir hayalim var. (bkz: martin luther king) (bkz: bir hayalim var)

olmadığında hiçbir şeyin anlamı yoktur ne sağlığın ne paranın ne mutluluğun. hakkında yazılacak o kadar şey vardır ki anlatılacak bir şey değildir özgürlük. ancak kaybedildiğinde anlarız değerini belki de. sokakta özgürce yürüyebilmek, havayı içine çekme, kuşlara bakabilmek ne güzel şeydir.

Sikimi daşşağımı açıp sokaklarda gezemedikten sonra neye yarar özgürlük

en çok askerlikte hissedilir. şöyle ayak parmaklarınızdan girip saç tellerinizden çıkar ne manaya geldiği. nefesinizi kesip ciğerinizi söker yokluğu.

komik bir kavram. dün insanların özgürlüğünü gasp edenlerin bugün özgürlükleri elinden alınıyor.

Özgürlük=$

freedooom

rakunettin kardeşime katılıyorum amk :( özgürlük yoktur. özgürlük olmamalıdır. insan kötü bir varlıktır ve kontrol edilmesi gerekir. bunun içinde devlet ve yasalar olmalıdır. devlet ve yasalar insanın sınırını cizmelidir. tabii devletler de şerefsiz (liberal neo meo falan) ya da gevşek olmamalıdır (demokrasi). eğer devlet düzgün işlemezse onu yıkmak özgürlük değil haktır. edit; not: insanın kötü olması koyulan kurallar ile önlenmeli. ırkçılık yapan birinin ebesi sikilmeli mesela.

alarmı kurmadan uyuyabilmek, duş alırken en sevilen şarkıyı son ses söylemek, bilerek evden geç çıkmak için manasız hareketler yapmak, ders çalışmamak için binlerce anlamsız tavır sergilemek, gecenin 4 buçuğunda şortu giyip de bir çorbacıya gitmek, bir çorba içip de dönüşte türk kahvesi içecek leziz bir mekan bulabilmek, türk kahvesini içtikten sonra arabayla şehir turu yapmak, güneş doğmaya yüz tuttuğunda duvarları bembeyaz odadaki simsiyah çarşaflı yatağa çırılçıplak uzanmak... kuş sessleri ile uyanmak. sevdiceği yatakta görüp de sıkıca sarılmak. sarılmak. sarılmak... özgürlük yaşamak aslında. hiçbir insanın sana biçtiği akademik ünvanları ve kimlikleri giymeden yaşamak. çok sevilen bir yazarın yeni çıkan klitabını alıp da ilk fırsatta okumaya başlamak. gösterime yeni giren usta bir yönetmenin son filminin her karesini kaçırmamak için çabalamak. yeni keşfedilen enfes bir şarkıyı defalarca dinlemek. bıkmadan. usanmadan. güneşli bir pazar sabahı dışarı çıkmak. gözler kamaştığı için ard arda 3 kez hapşurmak. kendi hapşuruğuna gülmek. ıslak saçları güneş ışınlarıyla kurutmak. sahile gidip, o günün gazetelerini okumaya çalışmak. martıların çığlığını dinlemek, küçük kız çocuklarına bakmak, elele gezen sevgililere bakıp gülümsemek, kanıksamak hayatı. içeri çekilen oksijen sayesinde sonsuz olabilmek. atılan her adımda, alınan her nefeste hayatla sevişmek. orgazm olmadan. bencilce davranmadan. özgürlük; hayatla sevişmek.

alarmı kurmadan uyuyabilmek, duş alırken en sevilen şarkıyı son ses söylemek, bilerek evden geç çıkmak için manasız hareketler yapmak, ders çalışmamak için binlerce anlamsız tavır sergilemek, gecenin 4 buçuğunda şortu giyip de bir çorbacıya gitmek, bir çorba içip de dönüşte türk kahvesi içecek leziz bir mekan bulabilmek, türk kahvesini içtikten sonra arabayla şehir turu yapmak, güneş doğmaya yüz tuttuğunda duvarları bembeyaz odadaki simsiyah çarşaflı yatağa çırılçıplak uzanmak... kuş sessleri ile uyanmak. sevdiceği yatakta görüp de sıkıca sarılmak. sarılmak. sarılmak... özgürlük yaşamak aslında. hiçbir insanın sana biçtiği akademik ünvanları ve kimlikleri giymeden yaşamak. çok sevilen bir yazarın yeni çıkan klitabını alıp da ilk fırsatta okumaya başlamak. gösterime yeni giren usta bir yönetmenin son filminin her karesini kaçırmamak için çabalamak. yeni keşfedilen enfes bir şarkıyı defalarca dinlemek. bıkmadan. usanmadan. güneşli bir pazar sabahı dışarı çıkmak. gözler kamaştığı için ard arda 3 kez hapşurmak. kendi hapşuruğuna gülmek. ıslak saçları güneş ışınlarıyla kurutmak. sahile gidip, o günün gazetelerini okumaya çalışmak. martıların çığlığını dinlemek, küçük kız çocuklarına bakmak, elele gezen sevgililere bakıp gülümsemek, kanıksamak hayatı. içeri çekilen oksijen sayesinde sonsuz olabilmek. atılan her adımda, alınan her nefeste hayatla sevişmek. orgazm olmadan. bencilce davranmadan.

biyolojik saatte uyku ve biyolojik saatte uyanma.

bırakın insan hayallerinde özgür kalsın...yaklaşmayın oralara ne olur.

özgürlük vardır aslında.bu konuda vladimir lenin (bir kenara tarihi not düşün,bir solcudan alıntı yapıcam) ''devlet varsa özgürlük yoktur'' der.devlet,anayasa olduğu sürece özgürlük olmayacaktır. not:anayasa size geniş haklar tanımaz,sizi kısıtlar.(anayasa hocamın bir sözüdür)

herkes sınırsız özgürlüğe sahip olamaz. bu imkansız. anayasanın ve devletin olmadığını düşün. güçlü olan güçsüz olanı ezer. elinde ne varsa alır. bunu engelleyecek bir yasa yok. yani insanlar %100 özgür olamaz. çünkü %100 özgür olursan başkalarının özgürlüğünü engellersin.

yeni türkü grubunun 1979 yılında yayınladıkları "buğdayın türküsü" albümünde yer alan bir parça. adı özgürlük olan, bir ülkede doğdum ben, suyun toprağın göğün, adı özgürlük olan. ben ki sütümü içtim, güneşin memesinden, adı özgürlük olan, ışıklar anasından. dağların kucağında, yeşilin beşiğinde, bir badem saz damladı, adı özgürlük olan. (...)

son zamanlarda insanımıza fazla geldiğinin kanısındayım. çünkü kimse bunun için bir şeyler yapmıyor bırakın uğruna bir şeyler yapmak itaat etmek için can veriyorlar artık. gerçi oyunu parayla satan insanlardan özgürlük beklemek ne kadar doğru orasını bilmiyorum.

cahil, dolduruşa gelmeye müsait, ikiyüzlü toplumlarda her şeyin anahtarıymış gibi gösterilen kavramdır. ferguson'un istatistik hakkındaki tanımına benzer şekilde, özgürlük için de pek çok şey anlatılır, cafcaflı tanımlar yapılır ama asıl olan gizlenir. topluma sunulan bilgiler ışığında herkes kendine göre bir pay çıkarır. herkese göre kendi yaptığı özgürlüktür. asıl çatışma da işte bu noktada başlar.

türkiye'de adı var kendisi yok özgürlük kafesteki kuş burada.

hiçbir şekilde tam anlamıyla özgür olamazsın. en basiti her istediğini yapamazsın. aile, arkadaş, çevre siktir ettin diyelim, başka ülkeye kaçtın. hop o ülkenin kurallarına tabi oluyorsun onların yaptırımlarıyla kısıtlarıyla karşılaşıyorsun. hadi her şeyi siktir edip dağa çıktın. orada özgürce yaşayayım diyorsun. bir şekilde ihtiyaçlarını karşılaman gerekir. dışa bağımlısın her türlü yani. tam anlamıyla özgür hiç bir zaman olamaz insan. (bkz: aslında özgür olmamamız)

özgürlüğü sevdiğim kadar kimseyi sevmiyorum.

--- spoiler --- özgürlük denmeye değer biricik özgürlük, başkalarını mutluluklarından yoksun bırakmaya veya onların mutlu olma çabalarına engel olmaya kalkışmadığımız sürece, kendi iyiliğimizi kendi bildiğimiz yolda aramak özgürlüğüdür. --- spoiler --- (bkz: john stuart mill)

istediğimi konuşamıyorsam, düşüncemi ifade edemiyorsam nereme özgürlük?

istediğini yapmakta başkasına zarar vermediğin müddetçe geçerli olan şey.

(bkz: erkinlik) diğer bireylerin özgürlüklerine saygı duyulması koşulu ile yasalara uygun bir biçimde dilediğini yapabilme hürriyetidir. esasen bir nevi paradokstur. ek olarak, yukarıdaki tanımın yanı sıra sözlük formatında da diğer yazarların özgürce seçmiş olduğu herhangi bir değeri aşağılamak vs yasak olarak belirtilmiştir.

"özgürlük istediğiniz şeyi yapmak değil, istemediğiniz şeyi yapmamaktır."

vapurda içilen sigaradır

"insanın özgürlüğü; istediği her şeyi yapabilmesinde değil, istemediği hiçbir şeyi yapmak zorunda olmamasındadır."

sağlık gibidir, kaybetmeden değerini bilemezsin

"özgürlük istediğiniz şeyi yapmak değil, istemediğiniz şeyi yapmamaktır."

insanlık geçmişte de olduğu gibi köleler ve özgürler diye ikiye ayrılır. ister devlet adamı olsun, ister tüccar, memur ya da akademisyen, kendine gününün üçte ikisinden azını ayıran herkes köledir. (bkz: friedrich nietzsche)

herkes sisteme karşı ama herkes özgürlük peşinde ama herkes sistem içinde. (bkz: modern köle)

bence özgürlük kişinin baskı altında kalmadan ne düşünüyosa söyleyip ne istiyosa yapması ve bunlardan yargılanmamasıdır

insan için en güzel şeyidir . ama yine insan tarafından yok ediliyor.

şöyle bir şeydir; link

hata yapabilme hakkıdır.

özgürlük başka insanların özgürlüğünü kısıtlamak değildir. özgürlük sen bir şeyi istiyorsun diye yapılmadığında silahla, bombayla masumları öldürmek hiç değildir. senin özgür iradenin olması sana bunları yapma/yaptırma hakkı vermez. ve hiçbir özgürlük masum öldürerek kazanılmaz.

özgürlük diye bir şey yoktur. özgürlüğün konu edildiği bir zamanda kötülük vardır, iyilik etkisiz kalmıştır. ancak böyle ortamlarda söz konusu özgürlüğün gelmesi, beraberinde kötülüğü de körükler. birey, toplum özgürlüğü başka birey, toplum aleyhine kötülük yapacak rahat bir araç olarak görüyorsa orada özgürlüğün masumiyeti söz konusu değildir. özgürlük ütopik bir kavram değil bir sonuç, bir araç ve/veya bir iradedir. zaten ütopik herhangi bir şey de uygulamada her bireye, her topluma uygun olmayabilir. özgürlük, yazı yazmak isteyen bireyin kalemi, toplumun ise gelecek toplumlara bıraktığı bir kitaptır. her kelime, geçmiş için ütopik gelecek için basit bir uygulamadır. özgürlük savaş sebebidir, kaybeden için özgürlük, lanettir belki de bir umut. savaşlarda herkes kaybeder. savaşın kazananı olmaz. bir taraf daha az kaybeder ve buna zafer denir. özgürlük sebep ise sözde zafer sonuçtur. sonuçlar özgürlüğü unutturur. özgürlük diye bir şey yoktur.

mesela bildiğin şeyi tekrar düşün diyor. okuduğun cümleyi başa sarıp altını çizdiğin gibi. sen onu zaten okudun neden tekrar okuyup bir cümlede kendini arıyorsun. kaç harflik insansın. mesela sen beni bir silahla defalarca vurabiliyorsun. bir mermilik canım var iken 14'lük şarjör neden? alfabemiz 29 harften oluşuyor nasıl oluyor da 5 harf ile “özgür” yazabiliyorsun. özgürlük ucu bucağı olmayan kavram ile sınırlıysa bunu nasıl 5 harfe sığdırırsın. özgür olmak sokaklarda yalın ayak koşmak ise çöllere neden sokaklar inşa ettin? çölün özgürlüğünü kısıtlayarak nasıl özgür olmaya çalışırsın. alfabemiz 29 harften oluşuyor nasıl oluyor da binlerce kelimeyi yüzlerce sayfalara sığdırarak özgürlüğü anlatan bir kitap yazabiliyorsun. şahsen ben hiç uzayda yükselen martıya rastlamadım, en azından belgesel kanallarında

modern çağın ütopyası. uzun uzun açıklamak isterim ama insanların artık biraz biraz düşünmeye başlaması gerekiyor. hazır bilgiye alışmış olmaktan dolayı insanların düşünme kabiliyeti köreliyor. bunu ipucu sayabilirsiniz, neden ütopya olduğu konusunu bulmakta. kolay gele.

özgürlük bence dost olanın gülüşüdür.

sağlık kadar değerli.

diğer canlılara zarar vermeyecek şekilde her şeyin yapılabilmesidir.

insanların en temel haklarından biri olmakla birlikte günümüz insanın istemediği halde istediğini iddia ettiği şeydir. aslında günümüz insanı özgürlük değil üstünlük istemektedir.

gemide hayır şarkısı çaldığı için tutuklanan geçlerin olduğu bir ülkede özgürlük bitmiştir insan hakları bitmiştir. demokrasiye dair bir şey kalmamıştır.

annem'e "anne ben geç gelcem, yemeğe beni beklemeyin" dediğimde tamam kızım dediği gün galina özgürlüğüme kavuşmuş olucam

tartışmalı bir kavram. doğal olarak istediğini yapabilmek anlamına gelir. toplumlarda ise diğer bireyler zarar vermeyecek davranışlar ile sınırlandırılmıştır. günümüzde ise bu anlam farklılığı, politik manevralar, kitleleri ayaklandırmak (vb.) için kullanılabilir.

insanın kendi ruhunda gezer.

iyi ki bana sınırsız olarak verilmemiş dediğim olgu. fark ettim de dengesiz insanım, hepten özgür olsam çok saçmalarmışım.

"insanoğlunun en büyük zaafı, dünyanın kendi etrafında döndüğünü sanması. hatta bütün yiyecekleri, hayvanları ve doğayı kendine sunulmuş bir nimet sanıyor. evren dediğimiz bütün içerisinde, kendisini diğer canlılardan ayrı tutuyor. çevreyi istediği gibi kullanıyor. yıkıyor, yok ediyor. halbuki insanoğlu bu evrende zincirin sadece küçük bir parçası. bunu reddederek aslında kendisine bir hapishane yaratıyor. i̇nsanın bu yanılgıdan kurtulması en büyük özgürlük. tabii bu da tam olarak mümkün olmayabilir ama bu çabanın kendisi de bir özgürlük. "(bkz: albert einstein)

''özgürlük insanın arzuladığını yapabilmesinden ibarettir.'' (bkz: john stuart mill)