ölüm

adildir. herkes ve her şey ölür.

Güzel şey.Kendisi için yaşıyoruz

hayatın soğuk suretli çocuğu. es geçtiği beşer olmamıştır. ağa ile paşaya da gider, karun ile firavun'a da, bizim mahallede ikamet eden sokak adamlarına da.

(bkz: manyetik rezonans görüntüleme altında ölüm anı)

Pippin: Böyle sona ereceğini hiç sanmazdım.. Gandalf: Son mu? Hayır bu yolculuğun sonu değil.. Ölüm, sadece başka bir yoldur; hepimizin aşması gereken...

(bkz: mad jack the pirate)

filmin birinde ete kemiğe bürünüp satranç oynayan karakter.

zerre korkum yok amk duygusundan

gelene kadar yaşayacağız.

sanırım şu dünyadaki en büyük ve en acı gerçek

her şey yalan, tek gerçek bu.

"ölümün olduğu yerde daha ciddi ne olabilir?" (bkz: kaybedenler kulübü)

bilmiyormuş gibi yaptığımız tek gerçeklik. buda üstad (bkz: azrail ırkçı değil, herkesi gömer diyin)

sırf merak ettiğimden şuan atlayabilirim

sevdiklerimden önce beni bulmasını istediğim şeydir.

adama (bkz: keşke duygularımı ifade etme cesaretim olsaydı) dedirtir.

benden önce sevdiklerimi bulmasını istediğim şey. annemin, babamın,sevdiğim insanın ve insaların benim için üzülmesini istemem. onlara bu acıyı yaşatmaktansa ben yaşarım daha iyi.

bu gün çok düşündüm.

bir murat çelik şarkısı. muazzam sözleri ve müziği olan bir şarkı. Murat Çelik - Ölüm sözleri; "Günler sensiz geçer oldu Yüreğim benden gider oldu Baharı beklerken güzelim Hep güneşi arar oldum Herşeyin bir sonu var ama Sonu yok ki düştüğüm yerin Sana değil artık güzelim Ah, ölüme koşar içim Gel artık, içimi al ve öldür Dön artık, sesimi al ve öldür Seni ben kendime güzelim Canımdan geçip seçtim Sana ben kendimi güzelim Ödünç vermedim."

allahın emri derler.

sanki hiç ölmeyecekmişiz gibi

şu hayatta tek adil olan şey.zalimi de alır götürür masumu da.zengini de fakiri de.

halikarnas balıkçısı'nın dediği gibi "her yaşayan insan hayatın askeridir. ölüm var her zaman. ölüm hayata sığıyor ama hayat ölümü aşıyor."

ölüm ölmüyor beyler

inan adam için bir başlangıçtır inanmayan için ise doğaya geri dönüş. benim için ise özgürlüktür...

korkutuyor, düşündürüyor ve merak ettiriyor. sonsuz bir başlangıc, karanlık, ıssız

yaşam denilen organize yapı içinde telafi edilemeyen, geri dönüşü olmayan tek hadise.

dine göre sonsuzluğun başlangıcı. ama bu kadar kısa bir hayatın cezası veya sefası ebedi mutluluk veya ebedi acı olması ne kadar adil bilemem.

kimine göre kurtuluş kimine göre azap kimine göre de yok olmak ama yaşamaktan iyidir

ölüm bu ; bazen gelir bazen gelmez. o yüzden çok takılmayın böyle şeylere

yaşama olayının sonlanması. hücrenin metabolik işlevlerini yerine getirememesi.

yaşama yarışında malup gelmektir hayata, insanlara..

yıllarca diyaliz makinesine bağlanan bir gencin tamda böbrek sırası geldiği zaman başına geldiği olay.

"ve ölüm tek kaçış yolu olduğu için, tanrı intiharı yasakladı."

hiç korkmadım hiçte korkmayacağım hadise.

maşallah başlıktaki herkes cahit sıtkı tarancı gibi yazıyor. gerçekleşmesi kesin olan tek şey.

bazen bana yakın olduğunu hissediyorum... sonra trollük yapıyorum geçiyor zaaaaaaaaaaaaa xd xd

bir karanlıktır

onu düşünerek yaşarsan hayatını yaşayamazsın, onu düşünmeden yaşarsan da hayatın bir manası olmuyor. muazzam bir paranoya, bir süre sonra var olmayacağın bir yerde yaşatılıyorsun. garip gelmiştir hep bana:(

en acı kaybediş ve kavuşmamak üzere vazgeçiş...

vazgeçiş olmayandır. vazgeçiş için şu başlığa bakabilirsiniz (bkz: intihar etmek)

canından bir parçayı toprağa vermedikçe, aşılamayacak kavram. statiktir ayrıca.

ölüm meleğinin bile bir gün tadacağı olay Edit: Azralin ölümü Türkçe alt yazılı

ölüm çok basit geliyordu. herkes doğdu ve ölecek işte. neyi bu kadar konuşuluyor ki? en azından bir hafta önce böyle düşünüyordum. 12 haziran pazar akşamı daha iftar masamızdan kalkmadan kedim mutfak penceresinden düştü. öyle ki yemek boğazıma dizildi. annemin çığlığına tüm sokak pencereye çıktı. kedi değil de insan düştü sanmışlar bu kadar gürültüye, çığlığa. ben altıncı kattan aşağı düşen bir kedi ne kadar dayanabilir dedim kendi kendime. babam yukarı getirdiğinde babamın beyaz tişörtü, kedimin beyaz tüyleri kan içindeydi. ağzından, burnundan ve hatta gözlerinden kan geliyordu. yürüyemiyor, gözlerini açamıyordu. annem ve kardeşim sürekli ağlıyordu. babamın veteriner arkadaşını aradık. gözlerinden de kan geliyorsa o ölür dedi, gece açık olan bir veterinerin adresini verdi. babamlar gitti geldi. kediye yapılacak bir şey yok demişler. kanı durdurmak için iğne yapmışlar, bi röntgen çekmişler yollamışlar. kalçası çıkmış. yaşarsa takarız ama sabaha ölü bulabilirsiniz demişler. o gece sabaha kadar uyumadan tüm aile başında bekledik. akan kanlarını sildik. annem yine ağladı. ben öyle donuktum ki sadece boş boş bakıyordum. sabaha ölü bulursak ne yapacağımızı düşünüyordum. cansız bedenini görünce annemin atacağı çığlığı hayal ediyordum. sırf o çığlıkla uyanmamak icin uyumuyordum. ölümü çok hafife almıştım. sadece ölüyordun işte, herkes de bir gün ölecekti. abartılacak ne vardı değil mi? ölümü hafife almıştım çünkü daha önce kimseyi kaybetmeye bu kadar yakınlaşmamıştım. kimsenin başında sabahlayıp onunla ne kadar vaktim kaldığını bilmeyecek duruma gelmemiştim. insan bir kedi diyor. bu kadar tepki verilecek, ağlayacak ne vardı değil mi? ölmesi ne kadar kötü olabilir ki diye düşünüyor bazıları. hatta bazıları alt komşumuz meral teyze gibi abartıp acımasızca gülerek sizin kedi de firar etmiş ha diye espri yapabiliyor. ama size ait olan bir şeyin ölümü sizi kendinize getirecektir. ölümün ciddiyetini ancak tadarsanız gerçekten anlayacaksınız.

dedem der ki ölmemek için doğmamak gerekir. en kısa özeti bu olayın.

şu hayatta ciddi olan yegane olay.

--- spoiler --- en acayip gücümüzdür, kahramanlıktır yaşamak : öleceğimizi bilip öleceğimizi mutlak. --- spoiler --- demiş nazım hikmet özetlemiş aslında meselenin, ölmek değil ölerek ve ölesiye yaşamak olduğunu. kahramanlıktır yaşamak...

bir kavuşma (bkz: mevlana)

bir son değil başlangıçtır

o kadar kolay değil.