bugün
yenile
    1. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      en üst seviyede patlarlar. evrendeki tüm değerli şeyler (altın, gümüş gibi) milyarlarca yıl önce yıldızlarda oluşmuştur. (bkz: süpernova) (bkz: hipernova)
    2. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      fav tusumuz bu arkadaslar. ayri eve cikmak istiyordu hep zaten.
    3. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Daha çok galatasarayın 4. Yıldızına benziyor
    4. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      orion üretir. meydana getirir.
    5. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      yıldız; gökyüzünde görülen ışıklı cisimlere genel olarak verilen addır. ilk çağlardan beri insan gökyüzü ile ilgilenmiş, yıldızları incelemek için ilk ciddi adım ise, ilk teleskopu gerçekleştiren italyan bilgini galiileo tarafından atılmıştır. gök olayları ile ilgilenen bilim dalı da, «astronomi» adı altında gelişmiştir. gökyüzünde görünenlerden de daha fazla yıldız olduğu bilinmektedir. gözle görülenlerin sayısı, 8.000 kadardır. fakat görüş açımız içine girebilenler sadece 3.000 kadardır. fotoğrafları çekilebilen yıldızların sayısı ise 50.000.000.000 kadardır. ayrıca gökyüzünde ışık vermeyen yıldızlar da vardır ki, bunlar kendi güneşleri olan yıldızların çevresinde dönmektedirler. yıldızların uzaklığını ölçmek için uygulanan metod ilk defa 1838 yılında bassel tarafından bulunmuştur. gökyüzündeki araştırmalar, uzaklıkların çok büyük olması yüzünden yetersiz kalmaktadır. dünyaya en yakın yıldızın ışığının gelmesi bile 4 yıl sürmektedir. çok uzak yaldızların ışığının gelmesi için ise, 100 yıl, hatta yüzlerce milyon yıl ister. gökyüzünde görünen bazı yıldızlar hareket halindedir. bunun sebebi ya dünyamızın dönüşü, ya da doğrudan doğruya görünen yıldızların hareket halindeki gezegenler oluşudur. dünyanın da çevresinde döndüğü güneş sistemi, dakikada 1.200 km.'lik bir hızla vega yıldızına doğru yol almaktadır. yıldızlar, parlaklıklarına göre sınıflandırılır. birinci derecede parlak 20, ikinci derecede parlak 65 yıldız vardır. altıncı dereceden aşağı parlaklıkta yıldızlar gözle görünmez. gökyüzünde bir noktada kümelenmiş yıldızlara da, «yıldız kümesi» denir. yıldız spektroskop araştırmaları ile yıldızlarda çeşitli madenler olduğu anlaşılmıştır. genç yıldızların ısıları çok yüksektir. çevrelerine ısı ve ışın verirler. madenleri gaz haline geçmiştir. aradan milyarlarca yıl geçtikten sonra bunlar da gaz halinden katı hale geçerler. yıldızlar ne kadar büyük olurlarsa olsunlar, bizden çok uzakta oldukları için nokta halinde görünürler. bu yüzden çaplarını ölçmek çok zordur. yapılabilen hesaplara göre çapı 625.000.000 km. olan «antares» gibi dev yıldızların varlığı tespit edilmiştir. yine gökyüzünde nebula denen yıldız toplulukları vardır. evrenin görünen bölümünde iki milyon nebula olduğu bilinmektedir. bunların en büyüğü, güneş sistemimizin de içinde bulunduğu samanyolu'dur. fizik biliminin ilerlemesi, yıldızların kuralları ile atom kuralları arasında bir yakınlık olduğunu göstermiştir. bu teoriye göre zamanla yıldızlar çevrelerine ısı ve ışık göndermez hale gelmektedir. buna göre bir yıldız olan güneş de zamanla soğuyacak, ısı ve ışık gönderemez hale düşecektir. bu da dünyada hayatın sona ermesine yol açacaktır. fakat bu milyonlarca yıl sonra gerçekleşecek bir olaydır. yıldızların görülebilen bir karakteristik özelliği, onları güneş sisteminin beş gezegeni olan merkür, venüs, mars, jupiter ve satürn’den ayırır. gezegenler durgun bir ışıkla gözükürlerken, yıldızlar devamlı parıldarlar. parıldama yıldızların dünyaya olan mesafelerinin uzaklığı ve atmosferin yoğunluğunun ortaya getirdiği bir olaydır. bunun anlamı da yıldızların dünyaya olan çok fazla uzaklıklarından dolayı büyük diskler halinde değil de çok küçük ışık kaynakları halinde görüldükleridir. gezegenler dünyaya yakın olduklarından disk halinde gözükürler. atmosferdeki yoğunluk değişiklikleri yıldız ve gezegenlerden gelen ışıkların kırılmasına ve yansımasına sebep olur, böylece parıltılı görüntüleri meydana getirmiş olurlar. yıldızlar ışık kaynakları olduklarından parlıyor gözükürler. gezegenlerse disk olduklarından üzerlerindeki noktaların parıltıları yok olur, duru bir ışığa sahip olurlar. ufukta gözüken gezegenlerse daha yoğun atmosferle kaplı olduklarından parlar gibi gözükürler. astronomlar, dünyaya çok uzak olan yıldızların uzaklıklarını anlamaya yarayan bir metod geliştirmişlerdir. yıldızlara ait mesafeler, bunları güneş sistemindeki en uzun mesafelerle karşılaştırarak elde edilir. işığın saniyede 299.776 km yol aldığından faydalanarak en uzak gezegen olan plüton’dan yansıyan ışığın dünyaya beş saatte varabileceği hesaplanmıştır. fakat uzay o kadar büyüktür ki, ışığın yıldızlardan gelme süresi gün ve ay’la değil ancak senelerle ölçülebilir. işığın bize en yakın yıldız olan proxima centauri’den bizim güneş sistemimize erişme süresi dört yıldan fazla bir zaman alır. bir ışık ışınının samanyolu galaksisinin bir ucundan öbürüne erişmesi için 100.000 sene lazımdır. bu zamanı bir galaksiden diğerine olarak hesapladığımızda ise karşımıza milyonlarca ışık yılı gibi bir müddet çıkmaktadır. mesela galaksimize en yakın komşu galaksi olan andromeda’nın bizden uzaklığı yaklaşık 2.000.000 ışık yılıdır. yıldızların renkleri sıcaklık derecelerine bağlı olarak değişir. bazıları devamlı aynı parlaklıkta kalırken bazılarının parlaklıkları zaman zaman değişir. tek, yalnız olan yıldızlar var olduğu gibi ikili-üçlü gruplar halinde olan yıldızlar da vardır. güneş, parlaklık bakımından orta halli bir yıldızdır. diğer bazı yıldızlar güneşten 100.000, 1.000.000 kat daha parlak oldukları halde dünyaya güneş kadar yakın olmadıklarından dolayı güneş kadar parlamazlar. samanyolundaki en parlak yıldızlar ise güneş’imizden yaklaşık 5.000.000 defa daha parlaktırlar. ne var ki, bu derece parlak yıldızlar oldukça enderdir. samanyolundaki yıldızların büyük bir çoğunluğu yıldızlar ailesinden "kızıl cüce" adı ile bilinen ve az parlak olan yıldızlardan meydana gelmiştir. kızıl cücelerin en tanınmışlarından biri olan barnard yıldızı bizden 5.9 ışık yılı ötede olup güneş’ten 2300 kez daha sönüktür. yıldızlar bizden o kadar uzaktırlar ki, onların birbirlerine olan mesafeleri bize hep aynı görünür. aslında yıldızların hareketleri birbirlerine ve güneş sisteminden alınan referans kıymetlere göre değerlendirilir. dünyanın birçok yerine yerleştirilmiş olan dev teleskoplarla yıldızların gökyüzü haritasındaki koordinatları hassas bir şekilde takip edilir. belirli zamanlarda yıldızın pozisyonu her sene kontrol edilir ve yıldızın açısal yer değiştirmesi veya düzgün hareketi tespit edilir. fakat bu genellikle gözle fark edilemeyecek kadar az, mesela 2000 senede çapının bir buçuk katı kadar bir mesafedir. uzaktan bir girdabı andıran galaksimizde güneş sistemi ve yakınındaki yıldızlar galaksi merkezi etrafında saniyede 250 km’lik bir hızla kuğu takımyıldızı yönünde savrulmaktadır. güneşin galaksi merkezi etrafındaki bir tam dolanma hareketi 200.000.000 yıl sürmektedir. bu süreye "galaktik yıl" denir. yıldızların bundan başka parallax denilen hareketleri vardır. bu hareketleri ölçmek için de parallax ölçümleri denilen özel bir ölçme sistemi kullanılır. parallax; yıldızın dünyadan görülen yönüyle güneşten görülen arasındaki en büyük açısal mesafesidir. herhangi bir yıldızın gökteki parlaklığı onun hakiki parlaklığı değildir. zira bazı yıldızlar güneş sistemine yakın olduklarından dolayı parlak, bazıları da çok uzaklarda oldukları için sönük gözükürler. yıldızların parlaklıkları, şimdiki parlaklık listelerine orantılıdır. parlaklık bakımından birinci parlaklıkta olan yıldız ikinci parlaklıkta olan yıldızın 2.5 katı; ikinci parlaklıkta olan yıldız, üçüncü parlaklıktakinin 2,5 katı parlaklıktadır. parlaklık derecesi bu şekilde devam eder. buna göre birinci sıradaki yıldız altıncı sıradaki yıldızdan 2,5x2,5x2,5x2,5x2,5= 100 kat daha parlaktır. yıldızların bazılarının diğerlerinden değişik renklere sahip oldukları çıplak gözle bile bakıldığında görülmektedir. yıldızlar arasındaki bu renk farkı aralarındaki büyüklük farkından ileri gelir. görülebilen bir yıldızın kesin büyüklüğü yıldızın parlaklığından istifade edilerek anlaşılır. bu iş için fotoelektrik fotometre kullanılır. teleskopun odağına tespit edilen bu alet bir diyagram vasıtasıyla yıldızın ışığının içeri girmesini ve gerekli ölçümlerin yapılmasını sağlar. yıldızlara ait parlaklık farkları bilinen bir parlaklıktaki yıldızla mukayese edilerek büyüklüğü hakkında hesap yolu ile neticeye gidilir.
    6. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Yıldızlar, bulutsu dediğimiz yıldız oluşum alanlarından doğan, sıcak ve parlak gökcisimleridir. Yıldızlar hidrojen, helyum gibi atomları çekirdeğinde yakarak (füzyon) kendi enerjilerini üretirler. Büyüklük, kütle ve sıcaklık bakımından çok farklı yıldızlar vardır. Yüzey sıcaklıkları 3000 ile 50.000 °C arasında değişebilir. En sıcak yıldızlar mavi, en soğuk yıldızlar da kırmızıdır. Güneş, 5500 °C sıcaklık ile orta sıcaklıkta, sarı renkli bir anakol yıldızıdır. Farklı türlerde yıldızlar vardır bunlara örnek, anakol yıldızları, devler, süperdevler, beyaz cüceler, siyah cüceler, nötron yıldızları, pulsarlar ve karadelikler verilebilir. Çekirdeğindeki yakıtı tüketmiş olan yıldız, ömrünün sonuna gelmiştir ve süpernova olarak patlayacak ve kütlesine bağlı olarak cüce yıldız, nötron yıldızı veya karadelik olacaktır. Süpernova çok güçlü bir patlamadır ve yeni yıldız oluşum bölgeleri bu patlamalardan sonra oluşur. Bir başka deyişle, yıldızlar küllerinden yeniden doğarlar. Yıldızların parlaklığı kadir olarak verilir. Kadiri ne kadar düşükse, yıldız o kadar parlak demektir. Örneğin gökyüzünün en parlak yıldızı olan Sirius yıldızının parlaklığı -1.46 kadirdir. Bu dünyadan görülen parlaklıktır. Yıldızların gerçek parlaklıklarını anlamak için mutlak parlaklık terimi kabul edilmiştir. Mutlak parlaklık, yıldızın 10 parsek yani 32.6 ışık yılı uzaklıktaki parlaklığıdır. Aynı örneğe devam edersek Sirius'un mutlak parlaklığı+1.4 dür. kaynak
    7. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ağırlıklı olarak hidrojen ve helyumdan oluşan,yoğun ve karanlık uzayda ışık saçan gökyüzünde bir nokta olarak görünen plazma küresidir yıldızlar. yıldız gelişiminin ilk halkası, hidrojen, bir miktar helyum ve çok az miktarda daha ağır öğelerden oluşan ve içe doğru çökmeye başlayan bir madde bulutudur. yıldız çekirdeği yeteri kadar yoğunlaştıktan sonra içinde bulunan hidrojenin bir kısmı sürekli olarak çekirdek kaynaşması tepkimesiyle helyuma çevrilir. yıldızın geri kalan kısmı, açığa çıkan erkeyi, ışınım ve konveksiyon birleşimiyle çekirdekten uzağa taşır. bu süreçler yıldızın kendi içine doğru çökmesini engeller ve erke, yıldız yüzeyinde bir yıldız rüzgarı yaratarak dış uzaya doğru ışınım yoluyla yayılır. çekirdekteki hidrojen yakıtı bittikten sonra, en azından güneş'in kütlesinin beşte ikisi kadar bir kütleye sahip olan yıldız genişleyerek, daha ağır olan öğeler çekirdekte ya da çekirdeğin etrafında kabuk halinde kaynaşarak kırmızı dev haline gelir. daha sonra maddenin bir kısmı yıldızlararası ortama salınarak, ağır öğelerin daha yoğun olacağı yeni bir yıldız nesli yaratacak şekle dönüşür.
    8. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      yıldızlarda kayarrrr durmaz yerinde
    9. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      yıldız tilbe
    10. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      vazgeçtiiiii direnişim seni sevmeyi ağır ödüyorummmm (bkz: yıldız tilbe)
    11. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bana galiba aşık olan bir kız.ilk buluşmada fazla ileri gittim ve bağlandı bana.insallah yanlış dusunuyorumdur.
    12. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
    13. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      parıltının, ışığın ve umudun formudur. bir değer ifadesi olduğundan ülke bayraklarında sıkça kullanılmıştır.
    14. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      tek yıldız , yıldız ablamız
    15. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      yıldızların sıcaklığı kibrit alevinin sıcaklığına benziyor. maviler sıcak (genç) olanlar, kırmızılar ve beyazlar ise soğuk (yaşlı) olanlar. #alıntıdır jpeg
    16. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Rumeysa isminin, bir diğer anlamı (: Gökte bir 🌟
    17. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      yanına ay geldimi dünyayı sallar
    18. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Fırsat buldukça gökyüzüne bakıp yıldızları takip ederim geceleri, birçok kez yıldızın kaydığına şahit oldum fakat bugün çok tuhaf bişey oldu ilk kez bi yıldızın ölümüne tanıklık ettim gözümün önündeki yıldız birden kayboldu gökyüzünden bir ışıltı eksildi belki milyarlarca yıldır orda duran ışık kayboldu . Anladım ki ölüm kaçınılmaz ve her yerde ... ne zaman ne de mekan sınırı var . Varlığımız ölümü yaşatıyormuş da bizim hiçbişeyden haberimiz yokmuş meğer :/...