bugün
yenile
    1. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ciddiye alınmaması gereken bir cümle. konuyu kapatmak için söylenebilir. espri mahiyeti de var. siz yine de ciddiye almayın
      2tamam. - turk beylerbeyi 24.05.2016 13:49:26 |#2460198
      2tmm. - sari dayi 24.05.2016 13:50:10 |#2461072
      2tamam. - orhangutan 24.05.2016 13:50:43 |#2460989
    2. 6
      +
      -entiri.verilen_downvote
      0orhan babuş döktürdü - woldor 24.05.2016 13:51:04 |#2460503
      0tamam - islamikdevrimci 24.05.2016 13:52:39 |#2461084
      2ciddi anlamda teşekkürler. :) - orhangutan 24.05.2016 13:54:25 |#2460987
      butun yorumlari goster (4)
    3. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bütün, tüm, eksiksiz, doğru, yanlış olmayan anlamlarına gelen arapça kökenli kelime.
      0arapçası (ذمم) - islamikdevrimci 24.05.2016 13:54:09 |#2461319
    4. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bazı yerlerde kullanılması gerek. mesela.
    5. -1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bazen de trip kelimesidir.
    6. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      anlatacak takatin kalmadığından kullandığın kubullenme belirten kelime
    7. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      her türlü kullanılır
    8. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      gerekliliktir.
    9. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      sohbet kapatma itemidir
    10. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      hm ok
    11. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      tammmm
    12. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      yeter ki daha fazla konuşma uzamasın diye kullanırım.alışkanlık oldu.
    13. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      son yüzyılın en iyi ve en çok kullanılan yalanı bence. her konuya her mevkiye gider. i̇kna etme üzerine kurgulanmış bütün teklif cümlelerinin cevabına karşılık olarak getirilir. i̇dare etme ve çözüm üretme gibi durumların "mış" gibi kurtarıcısı.
    14. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      aşırı sevmediğim birine tamam bile yazmam, tmm ya da tm filan yazarım. canım parmaklarımı onun için yormaya gerek yok.
    15. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bazıları yarım. arada bir çeyrek .d off içim çok fesat.
    16. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      +seni seviyorum -tamam
      1tamam diyen kişi benim herhalde djjzjsn - adenozin 08.09.2017 19:39:08 |#3456590
      1olabilirsin ama yapma :d - jaehaerys 08.09.2017 19:40:14 |#3456714
      1çok anlamlı bence. tamam diyorsun. tamam demek mesaj alındı demektir :ddd - adenozin 08.09.2017 19:41:28 |#3456715
      butun yorumlari goster (10)
    17. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
    18. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      kısmetse yayınlanacak üçüncü kitabımızın ismi. kırk yedi yaşındaki haciz memuru ana karakterimiz bir sabah uyandığında eşinin çocukları alıp babaevine gittiğini görür. nafakadan arta kalan parayla bir dağ evi alıp odalardan birini tamamen demirle kaplatıp tavanı da kurşun geçirmez camla aydınlatır. kapıyı içeriden kilitleyip anahtarı da alttaki iki santimlik boşluktan dışarı attıktan sonra yazmaya başlar. yanında yiyecek-içecek namına hiçbir şey yoktur. yazarak varlığına son vermeyi düşünür. şimdiden, yayınlanacak ikinci kitabımız uyanış'tan daha uzun oldu. bunun yayınlanması nereden baksan en aşağı bir buçuk yılı bulur. (bkz: itiraf) kendisinden kısa bir bölüm; *** oysa, her şey koca bir kandırmacadan ibaret. kime neyi yedirebilirsen. yutmak istemeyenlerin çenelerini kerpetenle ayırıp ağızlarına kusabilirsin. gel gör, çoğu zaman zaten buna gerek kalmıyor. zira; herkes ağzını açmış, bekliyor. gerçek, tahammül edilmesi en zor şey. bu yüzden filmler çekilip kitaplar yazılıyor. şarkılar bestelenip olimpiyatlar düzenleniyor. unutmak ve meşgul olmak, oyalanıp kaçmak, tüm dikkati insan olmak dışında başka şeylere verip mananın ağırlığından azad edilmek için. tüm bunları biliyorum. çünkü; çamaşır askısından farksız olduğum anlardan geliyorum. bir pazar sabahı eşim elektrikli süpürgeyle evi süpürüyordu. kavga eden ebeveynlerinin birbirine savurduğu hakaretleri duymak istemeyen küçük bir çocuk gibi ellerimi kulaklarıma bastırıp uyumaya çalışmıştım. süpürme işlemi bitip uykuya geçmiş, eşim kurusun diye çamaşırları asacak yer kalmadığında dantelle kaplı kırlenti getirip yüzüme koymuş, üzerimi ise bir dünya ıslak elbiseyle kaplamıştı. anlıyordum onu. neden, her şeye bir kılıf ya da örtü ördüğünü. hem de bin bir nakışla. ya vahşi hayvanların işeyerek sınırlarını çizmesi gibi bir şeyleri işaretliyordu ya da görmek istemediği her şeyi saklıyordu. kendi güzellik algısına uygun motifler vererek. i̇şte bunu biliyordum. zira; bu öyle yoğun bir arzuydu ki, ikili ilişkiler bile tamamen böyle şekilleniyordu. herkes içindeki soyut elbiseleri karşısındakine zorla giydiriyor, yakışmasa bile asla söylemiyordu. benim üzerimdekiler ise ya hep dar ya da bol geliyordu. i̇şte o sabah anladım ben, insanın bir hükmünün olmadığını. kendimi eskiciye verip birkaç çift mandal almayı düşündüm. en azından bir şeyleri tutar, bir şeylere tutunurum diye. olmadı. ben hep savruldum. saatte bilmezsen kaç bin kilometre hızla giden bir aracın tam ortasında, ellerim ceplerimde bekledim. her virajda koltuklarda oturan insanlara çarptım. camlara tosladım. yüzüm gözüm kan içinde kaldı. midem kalktı. başım döndü. hayatı, havada süzülen bir poşet hükmünde yaşadım. kimsenin anlamasını beklemedim. ben de, hiç bu duruma bir açıklama yapamadım. öldüm sandım. ödenmesi gereken faturalarla hayata döndüm. yok oldum diye düşündüm. çamaşır askısı niyetine kullanıldım. belki de yokumdur dediğimde ofisteki masama onlarca dosya koyuldu. bir şekilde hep bu tarafa itildim. sonra, bir öğleden sonra haciz için gittiğimiz evdeki kolları olmayan adamı gördüm. yaşlı annesiyle yaşıyordu. acıya dair, varlığa dair, yokluğa dair her şeyi ayaküstü sorguladım. kolsuz adam, görevlilerin götürdüğü eşyalara bakarken yanına sokuldum. bir sigara yakıp ağzına yerleştirdim. i̇stediğim şey, közüyle birlikte evini yakmasıydı. kendini. hiçbiri gerçekleşmedi. akşam haberlerde devletin kendisine yardım ettiğini izledim. oysa benim de kollarım yoktu. en son kimi sımsıkı sarmıştım, hatırlamıyordum. “ama bu adaletsizlik” dedim, sessizce. eşim çocukları alıp gittikten sonra taşındığım teras katında. gecenin en karanlık anında. i̇şemek için tuvalete gittiğimde. küçük odada sesim yankılanıp suratımda patladı. yatağa geçtiğimde “çocuklarım bir ömür benden iğrenecek” diye söylendim. yine sessizce. yanılmadım. ertesi gün, öğlen molasında görmek için okuluna uğradığım oğlum, rehber öğretmenine “benim babam yok” demişti. tüm bedenime dokunup koşarak büyük bir mağazaya gittim. i̇nsanlar deneme kabinlerinde giyinirken perdeyi aralayıp boy aynalarında kendime baktım. yaptığım şey yüzünden yaka paça tutsak edilip bir gece nezarette yattım. uykuya doydum. neyse ki kimse şikayetçi olmadı da ertesi gün salındım. oysa, korkmuştum. gerçekten, var olmayabilirdim. bunu kaldıramazdım. kollarım yokken, asla!
    19. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      güney kurt'un yeni çıkacak kitabının ismi. son çıkan t a m a m muhabbetinden sonra ins bi sıkıntı olmaz. sözlüğün geleceği buna bağlı olabilir.
    20. -1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Mükemmel bir nokta. Geçen gün birisiyle tartışıyoruz. Aslında tartışmak değil. O konuşuyor sadece. Tartışmak için karşılık vermem lazım. Karşılık vermiyorum. Tamam dedim diye kızıyor. Neden tamam deyip kapatıyorum konuyu diye. Neden uzatalım kardeşim? Niye cevap verip yorayım kendimi? Niye kalbinizi kırayım durduk yere? Haklıyım işte. Kabul etmiyorsun madem tamam dedim bitti. Bu kadar basit.