kelime
arapça'dan dilimize geçmiş. anlam olarak basitçe devlet yönetme sanatı diyebiliriz.
andrew heywood siyaseti tanımlarken, "siyaset, her şeyden önce sosyal bir faaliyettir; o daima bir diyalogtur asla monolog değildir.
robinson crusoe gibi yalnız bireyler basit bir ekonomi geliştirebilirler, bir sanat ortaya çıkarabilirler, vesaire; ama siyaset yapamazlar. siyaset ancak bir başka insanın
cuma'nın gelişiyle ortaya çıkar." der. yani siyaset toplumsal bir kavramdır. kabaca "genel sosyal kuralların konulması, korunması ve değiştirilmesi" konularını ele alır.
günlük dilde siyaset kelimesinin olumsuz çağrışımı sadece bugünlerde varolan bir şey değildir. 1700lü yıllarda siyasetin sadece "yükselme aracı" olarak gören düşünenler mevcuttu. dışardan bakılınca doğru olabilir ancak siyaset sadece bireylerden oluşmamaktadır. kurumlar da bireyler kadar önem arz eder ve hatta bazı kurumlar bireylerin önünde olmalıdır denilebilir. bireylerin ön planda olması siyaset kavramını olumsuzlaştırır zira kişisel çıkarlar, maddi kazanç gibi şeyler bireyleri ahlaki olarak saptırır.