bugün
yenile
    1. 6
      +
      -entiri.verilen_downvote
      içinden çıkılamaz olay, düşünce, olgu.
    2. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Uzay ve zaman
    3. 12
      +
      -entiri.verilen_downvote
      hukuk fakültesini bitiren genç, ülkenin en ünlü avukatının yanında staj yapmak için başvuruda bulunur. avukat gence tek şart ileri sürer: "ilk davandan elde ettiğin bütün parayı bana vereceksin". anlaşma imzalanır ve iki yıl beraber çalışırlar. tam staj bittiğinde genç anlaşmayı haksız bulduğunu, ilk davadan kazandığı parayı ona vermeyeceğini açıklar. avukat tazminat talebi ile mahkemeye başvurur. hakimin kararı ne olmalıdır? iki davalı duruşmada hakimin karşısına geçtiğinde avukat şunu söyler: "-sayın yargıcım, bu davayı uzatmaya gerek yok; çünkü eğer ben kazanırsam zaten parayı alacağım, eğer kaybedersem yine alacağım, çünkü anlaşmamıza göre o ilk davasından kazandığı parayı bana verecek." hakim tam avukatı haklı bulacakken bu kez genç avukat söz alır ve şöyle der: "-sayın yargıcım, evet avukat haklı, bu duruşma gerçekten gereksiz, ama benim lehime; zira eğer ben bu davayı kazanırsam zaten ona birşey ödemeyeceğim. eğer kaybedersem, anlaşmamıza göre ilk davayı kaybettiğim için ona yine bir şey ödemeyeceğim."
      0sabah sabah bu nedir baboş. iblis seni. + - redbeard 26.01.2016 11:15:20 |#3331439
      0saat : 11:16 bu saate sabah dediğim yılllar ne yazık ki çok geride kaldı - kendine sinayder 26.01.2016 11:16:50 |#2669299
      0(bkz : avukat paradoksu) - hakikitosunpasa 26.01.2016 12:41:15 |#2524590
      butun yorumlari goster (4)
    4. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "bu cümle yanlıştır" eğer yandaki ki cümle yanlışsa cümlenin doğru olması gerekirdi. eğer cümle doğru ise cümlenin yanlış olması gerekirdi.
    5. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      galatasaray'ın 17/17 yapması.
      0olcan kekosu muydu o - cetinbey 26.09.2016 19:40:40 |#2808835
    6. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "yalancı yalanı söyleyemeyen adam denir. söyleyebilen adama yalancı diyemezsin çünkü söyleyebilmiştir."
    7. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      önünüzde iki kapı var. biri özgürlüğe açılan kapı, diğeri hiçbiryere açılmıyor. kapıların başında birer nöbetçi var. nöbetçilerden biri herzaman yalan, diğeri herzaman doğru söylüyor. hangisinin doğru söylediği ve hangi kapının başında durduğu bilinmiyor. nöbetçiler kapıların nereye açıldığını biliyor. nöbetçilerden birine bir soru sorarak özgürlüğe açılan kapıyı bulabilir misiniz?
      0ben bulurum abi. o soruyla nöbetçilere hayatı zehir bile ederim :( - yazarperest 08.04.2016 23:54:06 |#2601774
      0reyiz .d.d.d - delpieroformasi 08.04.2016 23:55:34 |#2601811
      0hangi kapıya gidersem gideyim ikisine de birbirleri için bana şu kapıyı önerdiğini söylerim ikisi birbirini tanıdığı için aynı soruyu sorduğumdan dolayı tek bir kapıyı gösterecekler ben de gösterdikleri kapıdan değil diğer kapıdan geçicem - donsuzkovboyy 28.05.2016 20:41:23 |#2507764
    8. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      eğer tanrının ol dediği oluyorsa tanrı kendinden büyük bir taş yaratabilir mi? eğer kendinden büyük bir taş yaratırsa en büyük tanrı olmaz. eğer yaratamazsa tanrının ol dediği olmaz
      0tanrıyı fiziksel büyüklük olarak ele alırsak paradoks bu. ama dinlerde yapılan tanrı tasvirleri fiziksel değildir. - sevdalinizkomunisttir 08.04.2016 23:57:34 |#2601776
      1bu soru boyle mi sorulur? oncelikle yaksamlar. tanri kaldiramayacagi agirlikta tas yaratabilir mi? dogru sorudur. buyukluk ne alaka - belediyebaskani 08.04.2016 23:58:25 |#3318622
      0büyüklükten kasıt güç burda:) - adsiz 30.09.2016 22:27:28 |#2815652
    9. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      beyin yakan cinsten felsefik şeyler
    10. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      şimdi diyelimki zaman makinesine bindim ve daha graham bell in yanına gittim ve telefonun icadini anlattim ve grahambell telefonu icat etti. #peki telefonu kim icat etti. 1.graham bell derseniz ona ben anlattım 2.ben derseniz bende onun icadına baktım. nerden çıktı lan bu telefon.
      0100 yıllık bilimsel kabullenememe. şayet multivers yoksa zamanda yolculuk olması ihtimalinde dahi yanılsamadan yansımadan öteye gidemez. çoklu evrenler teorisi bu paradoksu düze çıkarmak adına zorlanıyor. :) - devriksekiz 02.06.2016 22:50:28 |#3342004
    11. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ayrıca yeni bir yazar hoşgelmiş
      1eyvallah usta - paradoks 29.07.2016 01:20:40 |#2731374
    12. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      yine bir yazar (bkz: 12 monkeys )izlemiş 😂
    13. 10
      +
      -entiri.verilen_downvote
      2muazzam entrt - krematoryum 31.10.2016 16:17:23 |#3317017
      0veya entry - krematoryum 31.10.2016 16:17:29 |#2864252
      0eyvallah - nigrum_aquilae 31.10.2016 16:18:43 |#2864313
      butun yorumlari goster (4)
    14. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "şimdiki aklım olsa öyle yapmazdım. ama öyle yapmasaydım da şimdiki aklım olmazdı." (bkz: erken kaybedenler) (bkz: emrah serbes)
    15. -1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      okusam nolur okumasam nolur
    16. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
    17. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bütün asosyal sözlük üyeleri yalancıdır. ee bende asosyal sözlük üyesiyim. ve eğer bende yalancıysam, bu söylediğim söz de yalan. yani asosyal sözlük üyeleri doğru söyler. doğru söylüyorsam asosyal sözlük üyeleri harbiden yalancıdır. asosyal sözlük üyeleri harbiden yalancıysa, bende asosyal sözlük üyesi olduğuma göre bu son söylediğimde yalan. yani aslında doğruyu söyledim. e aslında doğruyu söylemişsem bu son söylediğim sözde aslında yalan. yalancıysam, bu son söylediğ...........
    18. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      çok hoşuma gider paradokslar, mesela bir tweet vardı. "allahtan başka ilah yoksa neden allahtan başka ilah yoktur demişler" diye, insan ilk baş algılayamıyor. felsefi olarak bir şeyin varlığını inkar ettiğin an varlığını kabul etmiş oluyorsun. var, ki inkar ediyorsun. daha bir sürü örneği var. bir sürü paradoks var.
    19. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      tavuk mu yumurtadan çıktı yumurta mı tavuktan
      1islatlandı bu yumurta çıkmış - mumyax 19.12.2016 09:40:33 |#2478894
    20. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      iş yerinden çıkıp da otobüs durağına doğru koşar adım yürüyüp son otobüse yetişmeye çalıştığım o gece yağmur, asırlar öncesinde kaybettiği savaşın intikamını alırcasına, bütün ordularını toplamış istanbul’a savaş açıyordu. düşen her yağmur damlası bir şeyler söylüyor gibiydi sanki. büyük bir melodi tutturmuşlar da hep bir ağızdan onu mırıldanıyor, caddeden tek tük geçen otomobillerin su birikintilerinde çıkardığı sesler de bu senfoniyi tamamlıyordu. yağmur damlalarının hınç içinde yüzüme yüzüme çarpmasına aldırmıyor, beni bu saate kadar tutan patronlarıma, otobüs durağını bu denli uzak yere koyan yetkililere durup dinlenmeden küfrediyordum. ciğerlerimde biriken nemli nefesler bile lanet ediyordu her şeye, ağzımdan çıkarken normalinden daha büyük buharlar çıkıyordu, adeta ateşi henüz sönmüş ejderhayı andırıyordum ıslak kaldırımların ortasında. durağa vardığımda metal oturakların üzerinde bir kadınla karşılaştım. saçları savaşın etkisinde kıvır kıvır olmuş, uçlarından şehadete ulaşmış, minik, tuzlu ve hafif jöleli yağmur damlaları iniyordu. kıpırdamadan sağına doğru bakıyordu kadın. sanki orada değil de rönesans döneminde bir tablonun orta yerinde oturuyordu. saatime baktım, yağmur damlaları onu da işgal etmiş, on dakika önce son saniyesini vermişti. “acaba otobüs geçti mi?” sorusu beynimin içinde dört dönmeye başladı bir anda. zira o otobüse binemezsem sabaha kadar sokakta kalacaktım. bir an dönüp kadına saati sormaya niyetlendim, sonra biraz çekindim. çünkü gerçekten bir heykeli andırıyordu o an. metal bir tahtta oturan bir kraliçenin ölü bedeni gibiydi; ruhu dört kıta ötede bir prensin kucaklarında olan… “otobüs daha gelmedi, merak etme.” dedi kadın yüzüme bile bakmadan. akabinde ensemden giren yağmur damlası ayaklarımı yerden kesti. gözlerimin yerinden bir müddet kaçıp gittiğini hissettim. “lan acaba sesli mi düşündüm ben?” diye sordum kendime. “şey… saatim, su almış o yüzden durdu. ben de tam size otobüsün gelip gelmediğini soracaktım.” dedim ürkek bir tavşan yavrusu edasıyla. “tahmin ettim.” dedi. bunu dedikten hemen sonra ruhu tekrardan akıp gitmiş gibi oldu, sağına bakmaya devam etti, ben de bir sigara yaktım. bir sigara da kadına uzattım. yüzüme baktığında ise bu sefer benim ruhum bedenimden uçmuştu. bir anda, yağmur dinmişti sözgelimi, ılık bir meltem çok uzak denizlerden gelip saçlarıma, burnuma, ceplerime dolmuş, oradan da karşımdaki kadının masmavi gözlerinden akıp dudağının kenarına yerleşmişti. “teşekkür ederim…” “rica ederim.” ben ömrüm boyunca böyle güzel teşekkür eden birini daha tanımamıştım. sanki teşekkür etmiyor da kurak yaz gününde arkadaşlarına suyu bulduğunu haykırıyordu bu mavi gözlü serçe. “ismin ne?” “ahmet. sizin?” “ahmet… çok hüzünlü gelir bana bu isim.” “bilmem, hiç düşünmedim.” “hüzünlü değilsin yani.” “değilim sanırım. yani, ne bileyim.” “hiç aşık oldun mu ahmet?” “hayır…” sohbetin bu denli hızlı gelişmesi beni bir hayli şaşırtmıştı. geldiğimden beri caddenin en uzak noktasına doğru sus pus bakan bir kadın, ikinci cümlesinde bana aşık olup olmadığımı sormuştu. “ne güzel…” “bence kötü. aşk güzel bir şey olmalı zira.” “aşk hüzne aşıktır ve aşıklar genelde hüzünlü olurlar.” “onun da kendine has bir ruhu vardır ama.” “evet, her gece yarın neden yaşayayım sorusuna cevap arar durursun.” yağmur olanca şiddetiyle kentin kalelerini vuruyordu. adını bilmediğim ama kendimle ilgili en önemli şeyi açık ettiğim bir kadınla, ne zaman geleceği meçhul bir otobüs bekliyordum. yüzüne bakmaya çekinmeye başladım tekrardan. zira her göz göze gelişimizde başım dönüyor, ağzım kuruyor ve karşı koyamadığım bir “ah” nefesi birikiyordu ciğerlerime. tüm bunlara rağmen inanılmaz bir mutluluk hissediyordum. midemde bir çocuk bağıra çağıra salıncağa biniyordu adeta. aşık olmuştum işte. o izleyip izleyip saçmalığından yakındığım filmlerdeki adamlar gibiydim. “peki” dedim sigaradan son nefesimi yağmura teslim edip, “sen hiç aşık oldun mu?” “hem de her gece…” dedi. midemdeki çocuğun bindiği salıncağın zincirleri kopmuştu bir anda. şakaklarımda terler birikmeye başlamıştı. “her gece…” diye tekrarladım içimden, “nasıl bir kadın her gece bir erkeğe aşık olabilir?” “aklından orospu olduğum geçti mi?” diye sordu birden. düşündüm, gerçekten geçmemişti orospu olduğu, sonra orospu olması mantıklı geldi ve neden orospu olduğunu düşünmedim diye kendi kendimi sorguladım. “hayır, ama…” o esnada otobüs gelmiş ve durağın yanında kapılarını bana açmıştı. kafam bir hayli bulanmıştı, yağmur da gittikçe şiddetleniyor, sanki bütün bunların müsebbibi benmişim gibi yağdıkça yağıyordu. “e haydi, otobüse binelim.” dedim. “sen bin.” dedi yüzünde zerre duygu kalıntısı bırakmadan. “ama bu son otobüs, ne yapacaksın sabaha kadar burada?” diye sitem ettim. “bu kentte hiç aşık olmamış ve geç kalmış bir sen mi varsın sanıyorsun?” dedi, “anlamadım.” dedim, “haydi” dedi, “otobüs gidiyor.” şoförün homurtuları arasında otobüse binip arkaya doğru ilerledim ama gözüm kulağım duraktaydı. kafasını yine sağına yatırmış bir yerlere bakıyordu kadın. o esnada otobüsün arka camından bir adam gördüm, koşarak otobüse yetişmeye çalışıyor ve el kol hareketleriyle bir takım hareketler yapıyordu. otobüs ise ağır aksak ilerliyor, durak ve adam gittikçe uzaklaşıyordu. adam, otobüse yetişemeyeceğini anlayınca durağa girdi, önce kadına, sonra saatine baktı. ve muhtemelen saati durmuştu. (bkz: alıntı) (bkz: hikaye)
    21. 6
      +
      -entiri.verilen_downvote
      jane paradoksu bir gün yetimhaneye bir kız çocuğu bırakılır. yetimhanedekiler bu çocuğa jane adını verirler ve büyütürler. jane, bir gün okulda jim adlı bir adamla tanışır, aşık olurlar; fakat sonra tartışır ve ayrılırlar, ancak jane hamiledir. çocuğu doğurur ancak aynı akşam birisi hastaneye girip çocuğu çalar. jane ise çok hastalanır ve tek çare olarak doktor, jane'i kurtarmak için onu bütünüyle erkeğe çeviren bir operasyon yapar. jane, jim adını alır. bir gün barda birisiyle kavgaya girişir ve dayak yer, barmen yanına gelir ve der ki, "bu zamanda mutlu değil gibisin, benim bir zaman makinem var, geçmişe gitmek ister misin?" jim geçmişe gider ve orada jane adlı bir kızla tanışır, aşık olur ama sonra ayrılırlar. bir gün jane'in bebeği olduğunu öğrenir, gizlice gidip hastaneden çocuğu çalar ve zaman makinesiyle daha da geçmişe giderek onu bir yetimhaneye bırakır. daha sonra zaman geçer ve birkaç iş değiştirdikten sonra barmen olur. bir gün dayak yiyen jim ile karşılaşır ve yanına gidip der ki: "bu zamanda mutlu değil gibisin, benim bir zaman makinem var, geçmişe gitmek ister misin?" dipnot: bir ara fena sarmıştım paradokslara ve bu paradoks en sağlam paradokslar sıralamasında ilk üçe rahatlıkla girer. (bkz: ölüm gibi bir şey oldu ama kimse ölmedi)
      1kardeş bunun filmi var. adı predestination. - edepsiz lacivert 23.12.2016 03:02:55 |#2415824
      1onu bilmiyordum aga sağolasın. izlerim bir ara. - a shih na 23.12.2016 03:03:38 |#2466165
      1izle izle cidden çok güzel: ) - edepsiz lacivert 23.12.2016 03:04:10 |#2416986
      butun yorumlari goster (5)
    22. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      izlediğim filmlerden tavsiye verecek olursam; inception, predestination, interstellar. bana kalırsa bu sırayla izlenmeli diye düşünüyorum. hatta eğer manyaksanız, bir arkadaşınızı alıp üçünü art arda patlatın gitsin:)
    23. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      1işsizlik artmış. - guveninkendisi 02.01.2017 01:02:54 |#2897142
    24. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      yayayken arabalara, arabadayken yayalara yol vermek
    25. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      yıkılmayan bir duvarı yıkacak araba yapılabilir mi? eğer yapılırsa o duvar yıkılmayan bir duvar olur mu?
    26. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      presdination'ı izlemenizi tavsiye ederim aşırı derecede sınırları zorlayan bir paradoks var
    27. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bir soru sormak istiyorum ve cevap verirseniz sevinirim. iki ada: bir denizin ortasında, biri yalancılara diğeri doğruculara ait iki küçük ada ile insanların her iki adada da rahatça dolaşabilmeleri için bir köprü varmış. siz bu adalardan herhangi birine çıktınız ve karşınıza çıkan ilk yabancıya tek bir soru sorma hakkınız var. cevabı evet ya da hayır olabilen öyle bir soru sorun ki hangi adada olduğunuzu öğrenebilin. not: soru alıntıdır.
      0insan mıyız? - youseff 03.03.2017 03:16:32 |#3126333
      1adamın doğrucu yada yalancı olduğunu bilmek size hangi adada olduğunuzu göstermez. - gaddar 03.03.2017 03:30:06 |#3127208
      0ben sana sormuştum. - youseff 03.03.2017 03:31:33 |#3127272
      butun yorumlari goster (5)
    28. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      alın size paradoks (#1704188)
      1tanıma bak be - kromatin 03.04.2017 20:09:40 |#3190587
      3bence sen bunu paradoks sanarak paradoksa girmişsin - konyalıyım 03.04.2017 20:10:29 |#3190465
      1paradokstayim sonra konuşalım meşgul etmeyin :) - otabokabakanot 03.04.2017 20:11:21 |#3190795
      butun yorumlari goster (4)
    29. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bir giritli bütün giritliler yalan söyler demiş
      0mesela yani - otabokabakanot 03.04.2017 20:13:39 |#3190526
      0o şekilde düsünme,paradoksa odaklan - mesela yani 03.04.2017 20:16:08 |#3191507
      0:d - otabokabakanot 03.04.2017 20:16:39 |#3190938
    30. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ayrılık tam bir paradoks. aynı şehirde, sen varsın, ben varım, biz yokuz..
    31. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      aga pinokyo " şimdi burnum büyüyecek" derse bu bir paradoksa neden olur mu:)
    32. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      (#2000000) sözlüğün gördüğü en büyük paradoks.
    33. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
    34. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      marketten aldığım el ve cilt dezenfektanını kolonya ile dezenfekte ettim sonra dezenfektanı tuttuğum elimide kolonyayla dezenfekte ettim ama gelir gelmez elimi yıkmayı unuttuğum için kolonyayı tuttuğum elimi bu sefer dezenfektanla dezenfekte ettim haliyle kolonyanın dışı dezenfekte olmamış oldu onuda marketten aldığım el ve cilt dezenfektanıyla dezenfekte ettim. halbuki markete çıkmadan sabunlu su yapmıştım aldıklarımı silmek için (bkz: yoo neden delireyim)
      0Okurken yoruldum kardeşim ne anlatıyorsun ya hahsjsj - lothbrokk 21.05.2020 14:43:42 |#3784121
      0Dezenfektanlara güvenme, 10/1 oranında çamaşır suyu hazırla. İşte sana bir paradoksun daha başlangıcı. - anahtar 21.05.2020 14:44:38 |#3784122
      1çamaşır suyu bitmiş. şimdi mecbur markete gitmem gerekecek sonra döndüğümde , marketten aldığım çamaşır suyun...... - biranindibi 21.05.2020 14:56:09 |#3784126
    35. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      (#532737) şu entiriyi okuyunca geldi aklıma, tanrının her şeye gücü yeter mi? evet. tanrı ölümsüz müdür? evet. her şeye gücü yetiyorsa kendini de öldürebilir, yani ölümsüz değildir. kendini öldüremezse, gücü her şeye yetmiyordur. uf çok fena. ateyizler hayat size güzel he. (bkz: beyin yakan sorular)
      1Bir de şu açıdan düşün, biz de kendimizi öldürebiliriz ama yapmıyoruz ve bu yapamayacağımız anlamına gelmiyor. - omers 19.02.2022 03:13:17 |#4326516
      1ölümsüz olduğumuza dair kabul yok ki ama. orada ölümsüzlük/ sonsuzluk durumu var - maggie 19.02.2022 03:14:49 |#4326518
      2Yalnız çok derine inince aklın ermeyeceği kadar über durumlar çıkıyor ortaya, bilim falan çaresiz kalır yani. - omers 19.02.2022 03:16:19 |#4326521
      butun yorumlari goster (15)