mihriban

büyüleyen, buram buram saf aşk kokan muhteşem bir türkü.. en sevdiğim türkü.. sevmeyenine rastlamadığım türkü.. canlı müzik dinletilerinde "peçeteye istek yazma" ritüelimin vazgeçilmezi.. bir türküye aşık olunur mu? aşığım ben..

çoğu insan bu şarkının-türkünün şu kısmını yanlış bilir hep. yanlış >> sarı saçlarını deli gönlüme bağlamışım çözülmüyor doğru >> sarı saçlarına deli gönlümü bağlamışım çözülmüyor

hikayesi de türkü gibi yürek burkar, bana hüznün doruğunu yaşatan iki şiirdir.

(bkz: aşk kağıda yazılmıyor mihriban)

sarı saçlarını deli gönlüme, bağlamışım çözülmüyor mihriban...

aşk deyince kalem elden düşüyor...

her sabah azar azar. mihriban

nasıl bir sevgidir tarif edilmez fenerli olmayan kimse bilemez fenerim herşeyim seni bizden başka kimse sevemez

mahsun kırmızıgülden seviyorum dinlemeyi yalan olmasın musa eroğlundan daha iyi bence

çakalllarla dans 3 de çaldı, çok severim sürekli açarım. link

abdurrahim karakoç'un şiiridir. şu cümlesi tüm aşkı özetler, "her nesnenin bir bitimi var ama, aşka hudut çizilmiyor mihriban."

şairimiz bir köy düğününe gider. tören yaklaştıkça insanlar toplaşır, misafirler gelir. o esnada karakoç bir hanım kıza vurulur. ardından sohbet başlar ve ilerledikçe bu tatlı sohbet bir sevdaya dönüşür. karakoç hanımefendinin adının dışında kendisinden mihriban olarak bahseder. şefkatli, güler yüzlü, dost, yumuşak başlı anlamındadır mihriban. gel zaman git zaman, ailesi kızı istemeye gider. maraş'a gidilir, kızın ailesi bulunur, kız istenir. ailesi kızı vermek istemez, yaşı küçük der. karakoçlar ısrarcıdır, kızın ailesi ağızlarındaki baklayı çıkarır: mihriban nişanlıdır. aile eve gelir, abdurrahim bey anlamıştır suratlarındaki ifadeden. ''bu konu bir daha açılmayacak bu evde'' der ve kestirir atar. bu olanlar 1953'te yaşanır. o yıldan 7 yıl sonra, 1960'ta karakoç bu şiiri yazar. meşhur olur, herkes okur ve herkes bilir. mihriban da haberdar olur tabii. mihriban karakoç'a bir mektup yazar, ''unutmak kolay değil'' der. ardından abdurrahim karakoç ikinci bir şiir yazar: “unutmak kolay mı?” deme unutursun mihriban’ım oğlun, kızın olsun hele unutursun mihriban’ım zaman erir kelep kelep.. meyve dalında kalmaz hep unutturur birçok sebep unutursun mihriban’ım yıllar sinene yaslanır hatıraların paslanır bu deli gönlün uslanır... unutursun mihriban’ım süt emerdin gündüz-gece unuttun ya, büyüyünce... ua işte tıpkı öylece unutursun mihriban’ım gün geçer, azalır sevgi; değişir her şeyin rengi bugün değil, yarın belki unutursun mihriban’ım düzen böyle bu gemide eskiler yiter yenide beni değil, sen seni de unutursun mihriban’ım kendisi ise bu konu hakkında şöyle diyor: “mistik bir olgunlukla, son bir kez diyor, son bir kez daha görmek istemezdim. o beni hayalindeki gibi yaşatsın, ben de onu hayalimdeki gibi. o aşk, masum bir aşktı. güzel bir aşktı. bırakalım öyle kalsın.” “bazen aklıma düşüyor. ben unutursun diyorum ama insan hiçbir zaman unutamıyor... o bir mektup üzerine yazılmıştır. benim gönderdiğim bir mektuptan dolayı bir cevap aldım. “unutmak kolay mı” başlığı mektubun. “unutmak kolay mı deme/unutursun mihriban’ım” diyorum. “düzen böyle bu gemide/eskiler yiter yeni de/beni değil, sen seni de unutursun mihriban’ım” dedim..

musa eroğlu ile bir ömür albümünde manga çok güzel yorumlamıştır.

abdurrahim karakoç gençlik yıllarında delice aşık olur ve bir o kadar da sevilir. niyetleri evlenmektir ama kız tarafı sürekli "hayır" demektedir. sonunda bu sevdadan vazgeçilir. aradan yıllar geçer. bir gün abdurrahim karakoç'u bir arkadaşı ziyarete gelir ve karakoç'a yolda, onun eski sevgilisi ile karşılaştığını, biraz sohbet ettiklerini ve hanımın evlenmiş olduğunu söyler. arkadaşı yanındayken hislerini pek belli etmese de o gittikten sonra abdurrahim karakoç oturur ve duygularını dizelere döker.

aşkın isimlerinden bu da. leyla'dan sonra mihriban benim için. ne güzel türkü be. gece gece hüzünlendirdi. "lambada titreyen alev üşüyor" sigaraları şuraya yakınız

o kadar harika bir türkü ki, her dinleyişimde içimde titremelere sebep oluyor. nasıl bir aşk ki; şunları yazdırıyor; ''yar deyince kalem elden düşüyor gözlerim görmüyor aklım şaşıyor lambada titreyen alev üşüyor aşk kağıda yazılmıyor mihriban''

Çok güzel türkü be musa eroğlu

şefkatli, merhametli, muhabbetli anlamına gelen farsça bir kelime. bir kadın ismi.

mu az zam türkü be. mihriban'a buradan selamlarımı gönderiyorum, uzun zamandır yazmıyorum diye küstüm sanmış.

ayrılıktan zor belleme ölümü..

musa eroğludan dinlenilesi güzel türkü. tabiblerde ilaç yoktur yarama aşk değince ötesini arama her nesnenin bir bitimi var ama aşka hudut çizilmiyor mihriban

üstad musa eroğlu'ndan ne zaman dinlesem gözlerim dolar. ardından halil ibrahim dinlenilesidir.

şiirdeki mihriban aslında bir semboldür. "ne saçları sarıydı ne de adı mihriban" der abdurrahim karakoç. izlediğim bir televizyon programında kendisine yöneltilen 'kim bu mihriban' sorusuna karşı "o şifre çözülmeyecek, sırrımı kimseye açmayacağım" demişti. bu şiirle sevdasını efsaneleştirmiş oldu. musa eroğlu bestesi ise bir başka güzel.

sen ne güzel türküsün be.. hem hikayesi hem sözleriyle insanın içini titretiyor. bu yüzden çok seviyorum türküleri. halden anlar yanları var. --- spoiler --- yar değince kalem elden düşüyor  gözlerim görmüyor aklım şaşıyor  lambada titreyen alev üşüyor  aşk kağıda yazılmıyor mihriban  --- spoiler --- not: ayrıca manga da çok güzel yorumlamış.

şiirin pek söylenmeyen dizeleri de ayrı bir güzel. boşa bağlanmış bülbül gülüne kar koysan köz olur aşkın külüne şaştım kara bahtım tahammülüne taşa çalsam ezilmiyor mihriban tarife sığmıyor aşkın anlamı ancak çeken bilir bu derdi gamı bir kördüğüm baştan sona tamamı çözemedim çözülmüyor mihriban

ayriliktan zor belleme ölümü.

müptelası oldum bu türkünün. youtube'da gezerken sürekli bu türküyü dinlerken buluyorum kendimi. özellikle musa eroğlu yorumuna kendi bağlamamla eşlik edip hüzünleniyorum. musa dedem do karardan söylüyor ben de kendi bağlamamı do karara çekip kendimden geçiyorum.

manga coverı bence efsane. türkü tarzımı yansıtmadığı için manga daha keyifli geliyor.

şu aralar sürekli dinler oldum.dinlerken resmen hissediyorsun.ne büyük aşkmış be

abdurrahim karakoç'un gözleri yaşartan şiiridir.

'aşk kağıda yazılmıyor mihriban.'

manga çok güzel söylüyor.

t: abdurrahim karakoç tarafından yazılan bir şiirdir. "aşk kağıda yazılmıyor mihriban" "her nesnenin bir bitimi var ama aşka hudut çizilmiyor mihriban" en sevdiğim dizelerdir. her dinlediğimde bitiyorum. ne varsa eski şarkılarda var. günümüz şarkılarında nerde bu kadar güzel aşk tasviri be...

çoğu kişi bilmez ama iki tane mihriban türküsü var birisi ünlü sarı saçlarını deli gönlüme bağlamışsın çözülmüyor der . diğeri de oğlun kızın olsun hele unutursun mihriban der.

lambada titreyen alev üşüyor... . bu eser vesileyle ülkücü kökenli bir şahsiyetin (abdurrahim karakoç) eseri, alevi kökenli bir çınarın (musa eroğlu) elinde yücelmiştir. bu toprakların mozaikliğine dair çok güzel bir örnektir bu. keza solculuğuyla nam salmış mahzuni'nin, karakoç'a olan hürmeti de öyledir; (#2379845) . yıllar yıllar sonra kendisiyle yapılan bir röportajda, mihriban hakkında şöyle demiştir karakoç; "o aşk, masum bir aşktı. güzel bir aşktı. bırakalım öyle kalsın. ne adı mihriban, ne saçları sarı..." şu adama kız verilmez mi be? mihriban için yazılmış ikinci şiiri gördükten sonra daha bir sinirleniyorum şunların kafasızlığına. "unutmak kolay mı deme, unutursun mihriban'ım." ah be.

yar deyince kalem elden düşüyor aşk kağıda yazılmıyor Mihriban

ben mehriban diyorum. daha hoş oluyor

yıllar sinene yaslanır hatıraların paslanır bu deli gönlün uslanır... unutursun mihriban’ım süt emerdin gündüz-gece unuttun ya, büyüyünce... ua işte tıpkı öylece unutursun mihriban’ım

az evvel sokakta gördüğüm dünya güzeli ufaklığın ismi. ciddi ciddi hoşuma gitmeye başladı bu isim. kız babası olacak olsam anında değerlendirmeye alırım. . gelelim rutin isyanımıza; "her nesnenin bir bitimi var ama; aşka hudut çizilmiyor mihriban." diyen adama, ikinci şiirinde "unutursun mihriban'ım..." dedirtmişler. alayınıza yazıklar olsun aq. - (#2400869)

En sevdiğim türkü. Arada bir Türkçe testi çözerken vs karşıma çıkıyor, o an dersi bırakıp türküyü dinlemeye başlıyorum. Az önce de öyle oldu. Dedim sözlüğe de bırakayım, dinlemek isteyen şöyle buyursun "Aşk kağıda yazılmıyor Mihriban"

her nesnenin bir bitimi var ama aşka hudut çizilmiyor mihriban...

Bugün maNga tarafından yorumlanmış haline denk geldim, ilk başlarda başka şarkıya geçmeyi düşünmüştüm ama iyi ki yapmamışım. Spotify

Yakın bir arkadaşım vardı. Kendisine sülük gibi yapışan ve bela olan kızın adı "Mihriban" idi. Sevgilisinden ayrılmasına sebep olmuş yakasını bir türlü bırakmamıştı. Yazık ki onların tanışmasına ben sebep olmuştum. Bana saygısından kıza birşey söyleyemez ama ortamlarda "Mihriban" türküsü çalınca "Kapat şunu Muhittin abi" isyanı çekerdi. Başlığı görünce duası eksik olmasın istedim. Vatan sağolsun denir ama evlatları da sağ olsa daha iyi olmaz mıydı?