bugün
yenile
    1. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      kabir, mezar anlamina gelen sozcuk. k,b,r koklerinden gelir.
    2. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      abdülhak hamit tarhan'ın karısı hastalandığında yazmaya başladığı öldüğünde bitirdiği şiirdir. eyvah! ne yer, ne yâr kaldı, gönlüm dolu ah-u zâr kaldı. şimdi buradaydı, gitti elden, gitti ebede gelip ezelden. ben gittim, o haksar kaldı, bir köşede tarumar kaldı, baki o enis-i dilden, eyvah, beyrut'ta bir mezar kaldı. bildir bana nerde, nerde yarab, kim attı beni bu derde yarab? nerde arayayım o dil rübayı, kimden sorayım bi-nevayı? derler ki unut o aşnayı, gitti tutarak reh-i bekayı, sığsın mı hayale bu hakikat? görsün mü gözüm bu macerayı? sür'atle nasıl da değişti halim, almaz bunu havsalam, hayalim. çık fatıma! lahdden kıyam et, yadımdaki haline devam et. ketmetme bu razı, söyle bir söz, ben isterim, ah, öyle bir söz. güller gibi meyl-i ibtisam et, dağ-ı dile çare bul, meram et. bir tatlı bakışla, bir gülüşle, eyyamı hayatımı temam et, makber mi nedir şu gördüğüm yer? ya böyle reva mı ey cay-ı dilber?
    3. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      adamın karısı ölmüş şiir yazmış 1 ay sonra evlenmiş böyle aşkın ızdırabını ...
    4. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      saian sakulta salkım çok fazla iyi şark.. şiiri. --- spoiler --- istihbarat kurdum düşüne korkma tuzak değil bakan yok bu gece, sen iyi bak yıldızlara yıldızlar uzak değil kalbimin çarşısından geldim, betim benzim attı ben hangi kavrama tutunsam orda kan patladı kabuk attı birlikte yürüdüm hangi marşı bana reva gördüysen her defasında yeniden ayaklandım beni sen kaç kez gömdüysen peki ya umutlar biterse? cevaplamadan hak ver ayaklarımızı birbirine değdiren zerafetin adı makber! çağımın elleri bir kez yandı patlattım ötenazi dağarcığımı kafatasımdan çıkıp yeryüzüne kurdum kendi darağacımı bilet gişelerinden dönen kader ömrümü yıkan dakikalar buğulu tren camlarından kalabalık ve ciddi konuşmalar koca bir kenti ısıtan fikirlerim vardı bir bardak çayla ben hangi yanıma yatsam öbür yanım olur ay ağılı, ayla kentin bağırsaklarından çıkıp geldim bu defa kan bana! yüzümde biriken sakal için bu defa kan bana! sokak boyu cigaram kaldım gecenin altında her an dünyaya okkalı sövecek bir hal var tavrımda gece kapkara düşünceli ben makus yarım firari bütün kötü gazete haberlerine yüz gözüm ama fena değil doğmayan güne bile merhaba velakin ters dönen talih sana yumruk ısırtan sabahlar kangren ve tali biraz yaşamak mesela bir lokantada sabah et bir kuru kitaba göm kendini dön salah et ama barış ütopyadır, bana memleket sen kaldın dünya bugün sana yaşlanacak çünkü ben erkek sen kadın bize buğz eden ne varsa ben mesela bir sesteyim sana ait her nefesteyim şu kara asfalta kızmışım böylece bütün ayaklarım yaya önce kendi damarlarımdan başlamalıyım çatlamaya dedim kendime, bütün iyi niyetlerini bir gece vurdun ya avunmak ve kan kaybetmek kolay sustum dur dünya! işte yine geçti adamını işte külün yeni tadı yıldızların mavi yolu işte! --- spoiler ---
    5. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "gönlüm dolu ah-u zâr kaldı"
    6. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      gönlüm dolu âh u zâr kaldı... ansızın bu mısradaki hüznün tâ yüreğine işlediğini farketti. makber'in en alelade, hatta dil bakımından da pürüzlü olan bu mısraında ne vardı da bu kadar içine işliyordu? yoksa kendisi mi romantik bir ânında idi? şiirlerin ne zaman tesirli oldukları hakkında biraz düşündü. tedâîler kendisini yıldırım hızıyla çok uzaklara sürüklerken beyninde bir noktanın aydınlandığını sezer gibi oldu. insanlar kendi durumlarına uygun bir mısradan, bir beyitten zevk alıyorlar, hüzünleniyorlar, keder duyuyorlardı. ayşe kendi gönlünü yokladı. bu gönül âh u zâr ile doluydu. şu farkla ki hamid, kendi âh u zârını bir fırtına çığlığı halinde dünyaya ve zamanlara fırlatabildiği halde ayşe'nin âh u zârı gönlünün sınırları içinde mahpus kalmaya mahkumdu. kendisini bu kadar duygulandıran da galiba bir dert ortağının olmayışı, hatta derdini işitecek bir yabancının bulunmayışı idi. bunu keşfettikten sonra tekrar kitaba daldı: gönlüm dolu âh u zâr kaldı... bir gönülün âh u zâr ile dolmasının ne demek olduğunu gönlü rahat olanlar anlayamazdı. (bkz: ruh adam)
    7. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      enfes bir saian şarkısıdır. makber "işte yine geçti adamını, işte külün yeni tadı. yıldızların mavi yolu. işte!"
    8. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "ama barış ütopyadır, bana memleket sen kaldın. dünya bugün sana yaşlanacak, çünkü ben erkek, sen kadın. anlat onlara, bize buğz eden ne varsa.. ben mesela bir sesteyim. sana ait her nefesteyim.." link
    9. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      adam hızlı
    10. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "istihbarat kurdum düşüne, korkma tuzak değil. bakan yok bu gece, sen iyi bak yıldızlara, yıldızlar uzak değil. kalbimin çarşısından geldim, betim benzim attı. ben hangi kavrama tutunsam orda kan patladı, kabuk attı. birlikte yürüdüm hangi marşı bana reva gördüysen, her defasında yeniden ayaklandım beni sen kaç kez gömdüysen. peki ya umutlar biterse? cevaplamadan hak ver.. ayaklarımızı birbirine değdiren zerafetin adı makber! çağımın elleri bir kez yandı, patlattım ötenazi dağarcığımı. kafatasımdan çıkıp yeryüzüne kurdum kendi darağacımı. bilet gişelerinden dönen kader ömrümü yıkan dakikalar, buğulu tren camlarından kalabalık ve ciddi konuşmalar.. koca bir kenti ısıtan fikirlerim vardı bir bardak çayla. ben hangi yanıma yatsam öbür yanım olur ay ağılı, ayla. kentin bağırsaklarından çıkıp geldim, bu defa kan bana.. yüzümde biriken sakal için, bu defa kan bana.." - link