bugün
yenile
    1. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      yaz gelse de komşumuzun ağacından alıp da yesek.
    2. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      dondurmasına ölüp bittiğim meyve. (bkz: olsa da yesek)
    3. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      uğruna ağacın üstlerine çıkılıp kendini yedirten meyve.
    4. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      karadutum, çatalkaram, çingenem... nar tanem, nur tanem, bir tanem...
    5. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      kokoreçten sonraki ikinci zaafım,böbrek taşlarının düşürülmesine yardımcı olabilen, ağız ve boğaz enfeksiyonlarına karşı kullanılabilen bir meyve.
    6. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      şu an yiyorum. sen bambaşka bir meyvesin. bir sen bir de ananas.
    7. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      düzenli olarak 100lü yaşlarında bir ağaçtan toplayıp yediğim inanılmaz lezzetli meyve. lekesini çıkartmanın en iyi yolu ise yaprağıdır. bulaşan yerlere yaprak özünü bırakana kadar sürülerek temizlenir sonra da yıkanır. sabunla çıkartmak çok zordur.
      0ağaçtan izin al reis alimallah aksinedir falan yüz yaş tehlikeli :) - çılgın att 20.04.2018 22:37:17 |#3558443
      0yok be aga tam bir ponçik ağaç. üstüne çıkmamız için yol bile yapmış. seviyorum kendisini. - shirok 20.04.2018 22:38:19 |#3558841
      1vay be helal olsun. bizimki de dalından atsın. - çılgın att 20.04.2018 22:39:07 |#3558983
    8. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      sözleri bedri rahmi eyüboğlu'na ait hüveyda evis, gülden karaböcek, fatih kısaparmak gibi farklı bir çok sanatçı tarafından seslendirilmiş gayet güzel şarkı.. sözlerinde geçen "kara-karam" kelimelerinden ötürü ayrıca daha bir sevdiğim şarkıdır :)) bedri rahmi bu şiiri karısı eren hanım'a değil büyük aşk duyduğu mari gerekmezyan için yazmıştır.. --- spoiler --- Karadutum, çatal karam, çingenem Nar tanem, nur tanem, bir tanem Ağaç isem dalımsın salkım saçak Petek isem balımsın a gülüm Günahımsın, vebalimsin. Dili mercan, dizi mercan, dişi mercan Yoluna bir can koyduğum Gökte ararken yerde bulduğum Karadutum, çatal karam, çingenem Daha nem olacaktın bir tanem Gülen ayvam, ağlayan narımsın Kadınım, kısrağım, karımsın. Sigara paketlerine resmini çizdiğim Körpe fidanlara adını yazdığım Karam, karam Kaşı karam, gözü karam, bahtı karam Sıla kokar, arzu tüter Ilgıt ılgıt buram buram. Ben beyzade, kişizade, Her türlü dertten topyekün azade Hani şu ekmeği elden suyu gölden. Durup dururken yorulan Kibrit çöpü gibi kırılan Yalnız sanat çıkmazlarında başını kaşıyan Artık otlar göstermelik atlar gibi bedava yaşayan Sen benim mihnet içinde yanmış kavrulmuşum N'etmiş, n'eylemiş, n'olmuşum Cömert ırmaklar gibi gürül gürül Bahtın karışmış bahtıma çok şükür. Yunmuş, yıkanmış adam olmuşum. Karam, karam Kaşı karam, gözü karam, bahtı karam Sensiz bana canım dünya haram olsun. --- spoiler --- hüveyda evis gülden karaböcek fatih kısaparmak
    9. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Bende çok hoşuma giden karadut efsanesini kopyalayım o zaman ; Bir zamanlar birbirlerine âşık iki genç vardı. Kızın adı Tispe, delikanlının ki, Piremus idi. Yan yana evlerde otururlardı; birlikte büyüdüler ve çocukluklarından beri birbirlerine âşıktılar. Aileleri bu aşka karşıydı. Ama onlar, bu derin sevgiden vazgeçemiyorlardı. Bir gece, gizlice ormandaki ağacın altında buluşmaya karar verdiler. Tispe, ağaca Piremus’tan önce varmıştı. Uzaktan ağzından kanlar akan kocaman bir aslan gördü. Korktu; hemen yakındaki bir mağaraya saklandı. Ama koşarken boynundaki eşarbı düşürmüştü. O sırada Piremus geldi. Kocaman aslan, biricik sevgilisi Tispe’nin eşarbını parçalıyordu. Tispe’nin öldüğünü düşündü; onsuz yaşayamazdı. Belinden hançerini çıkardı ve göğsüne sapladı. Cansız bedeni kanlar içinde yere düştü. Tispe korkusunu yendi; mağaradan çıktı. Ağacın altına geldiğinde o korkunç sahneyle karşı karşıya geldi. Piremus’un cansız bedeni yerdeydi; elinde Tispe’nin düşürdüğü eşarbını tutuyordu. Piremus’un, kendisinin öldüğünü sanıp, canına kıydığını anladı. Bir an bile düşünmeden hançeri alıp göğsüne sapladı. Ölüm bile onları ayıramadı. Bedeni, Piremus’un vücudunun üzerine düştü. Ve Tanrı, o yüce aşkı ölümsüzleştirmek amacıyla, bu çiftin buluştuğu ağacı onlara adadı. Piremus’un kanını bu ağacın meyvelerine, Tispe’nin gözyaşlarını ise, ağacın yapraklarına verdi. O günden beri, karadut ağacının meyvesinin çıkmayan lekesini (Piremus’un kan lekesini), dut ağacının yaprakları (Tispe’nin gözyaşları) temizler… Bilir misiniz, karadutun lekesi çıkmaz ama elinize ağacın yaprağını alıp ovuşturursanız, o lekenin çıktığını görürsünüz...