exkalibur

exkalibuuurrr. yeni yazar hoşgelmiş. (bkz: cem yılmaz)

aklıma casper'ın oyun bilgisayarı geldi

burayı dert sayfam yapacağım canım sıkıldıkça buraya yazacağım şimdiden selamın aleyk

belediye dağıtmış gibi oyunlarda görmekten en çok sıkıldığım nickname.

en çok üzüldüğüm şey hiç değişmeyeceğini düşündüğüm kişilerin ansızın değişmeleriydi

şimdilerde farkındayım önceleri yaşadıklarımın. bir masalın içindeymişim gerçeklik ihtimalinin sıfır bile olmadığı

belki de kural budur. mutlu olmak için önce büyük bir dert, bir acı çekmek gerekiyordur. zaten sonrasında en ufak şeylerle mutlu olacak kıvama geliyoruz

eskidekilere, geçmişte kalan kişilere, yaşanmışlıklara büyük bir öfkem var. saçınızın teline zarar gelse dünyayı yakardım. gözünüzü kırpmadan dünyamı yaktınız

canım sıkkın sözlük. hatırladıkça yaşanılanları canım sıkılıyor. hak edecek ne yaptım diyorum düşünüyorum bulamıyorum. her şeyden herkesten çok sevince birilerini illa canımızdan can mı koparmaları gerekli? hatırladıkça eskiyi sinirleniyorum kendime eskilere yaptıklarıma yapmadıklarıma. bu gece buna yakıyorum; inandığım kişilerin koca bir yalan oluşuna

evet sözlük gene ben. kafam çok karışık çünkü dün gece burada satırlarca yazı yazdığım ilk aşkım dediğim kadın yazdı. ondan nefret ettiğimi kin beslediğimi söyledi. bir miktar haklıydı çünkü tam bir yıldır aklımda şüpheyle yaşıyordum her gece kendimle yüzleşip acaba mı diyordum. tabi bu süre zarfında kendime yakışmayacak, düşündükçe utandığım şeyler yaptım biliyorum. hatalarım çok yoldan çıkmış savruluyordum. şimdi bu ilk aşkım geldi neden bu kadar nefret dolusun bu kadar kin nefret bir kalbe ağır vs vs dedi aklımdakileri çözmek için yazdı. eskiden olsa ona koşa koşa geri dönerdim. eskiden olsa... şimdi o son ayrılıktaki olay ve güvenimin kırılması... hep büyük konuştum bir daha olmaz dedim kendimden emin bir şekilde. peki ben niye şimdi imkansızın ortasındayım? bi diyorum ki yürümez hiç ki zaten bunun için yazmadı, neler çektiğini en iyi kendin biliyorsun, o kadar büyük konuşmadan sonra o kadar şüpheden sonra o kadar güven kırıklığından sonra ne geri dönmesi ne istemesi diyorum. bir yanım da 20 yaşındasın hayatının en güzel günleri onunla geçti, hayalindeki kadın, evlenmeyi bile düşündüğün kadın diyor ta ki ilk dediklerim sahneyi alana kadar. bunun yanında ben değişmedim hala aynıyım dedi, özür dilerim ben aynı kalamadım bırakıp gittiğinden sonra o kadar çok savruldum o kadar çok yanlış yaptım ki tekrar nasıl doğru yola koyulurum bilmiyorum. tek bildiğim kafam çok karışık sebebini de bilmiyorum ve bataklıktayım. çırpındıkça batıyorum. boğuluyorum.

(#2264758) suni milliyetçilik ile mastürbasyon banyosu yapan nadide sözlük çomarlarımızdan anlaşılan. hiç sorgulamıyor sanırım, binlerce insan neden gitmek istiyor, ülkedeki problemler ne diye. tekerlekli sandalyeye götü yayıp insanların annesine küfür etmek ne kadar kolay. atatürk'ün bir sözü vardır. "vatanını en çok seven, görevini en iyi yapandır". ve bu yurt dışına giden vatandaşlarımızın %99'u görevini iyi yapan insanlar çünkü yurt dışında oturman için ya yüksek meblağda yatırım yapacaksın o ülkeye, ya da çalışmak için sana teklif veren kurum aracı olacak veya evleneceksin bla bla. kısacası hepsi senden daha vatanseverdir. acıyorum sizin gibi kafalara. bir ömür boyunca ilerleyebileceğiniz potansiyel aşama, işeyebildiğiniz en uzun mesafe olacak.

o aşık olduğum kız mesaj attı. ona olan öfkemi nefretimi sordu hiç azalmadığını senin gibi biri için çok fazla vs dedi. konuştuk bir süre. açıkçası onunla konuşmak iyi geldi ne yalan söyleyeyim. kafamı kurcalayan ikilem şimdi bangır bangır beynimin içinde turluyor. bir yanım ona koşulsuz şartsız koşuyor. bir yanımsa hikayeyi biliyorsun sizin yolunuz kesişmiyor ki o da istemiyor bence neden hala konuşmak istiyorsun ki diyor. bir yanım hep ona gidip neler yaptığımı ettiğimi anlatmak istiyor bir yanım koşarak uzaklaşmak. mesaj atayım diyorum. ne konuşacağımı bilmiyorum ya terslerse ya boka sardırırsam diyorum iyi niyetiyle beni düşünüp yazmış ben beter edersem diye düşünüyorum. beklentim yok bir şey olacağına dair biliyorum zaten yollarımızın şimdi kesişmeyeceğini ilerde belki ama şimdi değil bunu biliyorum sadece konuşmak anlatmak istiyorum her şeyimi ona. ne yapacağımı bilmiyorum, boğuluyorum.