covid-19

solunum ve sinir sistemini alt üst eden ölümcül bir virüs. nasıl ortaya çıktığı hakkında bir çok teori var ve ben bu virüsün bir biyolojik silah olduğuna inananlardanım. ve bu virüs olayından sonra yeni bir çağ başlayacağına inanıyorum, gününüz rutininden çok farklı şeyler ve yenilikler dünyamıza, günlük yaşantımıza eklenecek. lakin biraz uzun sürecek sancılı bir süreç olacak gibi geliyor bana. sonumuz hayır olsun.

sanılanın aksine virüs değil, gündemi meşgul eden korona yani sars-cov-2 virüsünün yol açtığı klinik tablodur. dünya sağlık örgütünün kararlaştırdığı "corona virus disease 2019" (corona virüs hastalığı 2019) kodlanmış halidir. dünya hastanelerinde tanı almış hastalar bu şekilde kodlanır. genelde insandan insana öksürük damlacık ve kontamine olmuş yüzeylerden bulaşka ortaya çıkan bu tablonun yaygın semptomu olarak ateş, öksürük, nefes darlığı; daha az yaygın olarak kas ağrısı, ishal, koku kaybı belirlenmiştir. vakaların kayıp nedeni genel olarak pnomoni(zatürre) ve daha az sıklıkta böbrek yetmezliğidir.

24.04.2020 verilerine göre ilk defa iyileşen hasta sayısı, yeni vaka sayısını geçti. bu da demek oluyor ki bugün pozitif vaka sayımız azaldı. bu demek değil ki rehavete kapılalım.dünya sıralamasında hala en çok vaka görülen 7. ülkeyiz. süreç şimdi başlıyor gevşek tutarsak önümüzde ispanya örneği tedbirli devam edersek almanya örneği var ( vaka artış sayısı olarak).

2019 yılının sonlarında çin'in wuhan şehrinde ortaya çıkan ve özellikle virüs taşıyıcısı hayvanların (yarasa,maymun,vb.) tüketimi sebebiyle insana geçmiş olan ölümcül virüs. uçanı, kaçanı, çöpü,boku yiyen çinlilerin bu hastalığa yakalanması değil tüm dünyaya bulaştırması rencide etti insanlığı.

sanırım bu salgın dünya üzerinden silinmeyecek. bağışıklık kazanabilenler hayatına devam edecek. bu kadar yayıldıktan sonra kontrol altına alınabilmesi ancak aşı ile olur ki ''çiçek aşısı'' örneği var. çiçek hastalığı dünya üzerinden silindi ama çok uzun bir sürede. ben ''hiçbir zaman eskisi gibi olmayacak'' diyenlerden değilim. bir süre sonra(ne kadar sürer bilmiyorum) bağışıklık kazananların eski hayatına döneceğini düşünüyorum.bir insan tekrar hasta olabiliyor diyeceksiniz. ama bu ihtimal çok az. bu ihtimali düşünerek yaşanmaz.paranoyak olur insan.

coronavirus disease 2019 açılımına sahip koronavirüs hastalığı olarak geçen durum. bu hastalığı yapan virüse verilen isim ise 2019-ncov.

bugün markete gittim ve dışarıda iki aydır görmediğim kalabalığı gördüm, insanlara gelen rahatlama hissini anlamıyorum daha bu sabah 40 yaşlarında bir akrabamı kaybettim corona yüzünden ben. hiç bir şey bitmiş değil böyle olursa maalesef 2. dalga denen illetin gelmesi çok muhtemel. umudumu kaybediyorum artık.

salgın ilk başladığı zamanlarda sigara içmenin covid-19 için bir risk faktörü olduğu öne sürülüyordu. virüsün insan vücuduna yerleşmek için ACE-2 reseptörlerine bağlandığı ve sigara içmenin bu reseptörleri artırdığı öne sürülüyordu. zaten influenza(grip) ve mers hastalıklarına sigara içen kişiler 2 kat daha fazla yakalanıyordu. çinde yapılan 140 kişilik ilk çalışmada covid-19'a sigara içenlerin 2.24 kat daha fazla yakalandığı beliritldi.ancak daha sonrasında sırasıyla 1000,91 ve 41 hasta içeren çalışmalarda bir risk faktörü olmadığı belirtildi. sigaranın bulaşma ile değil de hastalığın ağır seyretmesiyle ilişkili olduğu belirtildi. Fransa'da 480 hasta içeren çalışmada sigara içenlerin oranı%4.4 olarak bulundu. Fransa'da 11.000 hasta içeren çalışmada sigara içenlerin oranı %8.4 olarak bulundu. Fransa'da halkın sigara içme oranı %25.4dir. Çin'de 1000 hasta içeren çalışmada sigara içenlerin oranı %12.6 olarak bulundu. Çin'de sigara içme oranı %28dir. Bu veriler de dahil edilerek sigaranın covid-19'a karşı koruduğuna dair herhangi bir objektif veri yok.Bu veriler son derece tartışılabilirdir. Ancak sigaranın sağlığa zararları onlarca kez kanıtlanmıştır.sigaranın zararları tartışmaya açık değildir.Ayrıca tüm bu varsayımlar sigara ile ilgili değildir. Nikotin ile ilgilidir. sigaranın içerisinde yüzlerce kanserojen katkı maddesi vardır. Covid-19'a karşı korunmak için sigara içmeyi savunanlara gülüp geçmek gerekir. kaynak: prof.dr.mustafa çetiner link

-alıntı- 9 Mayıs COVID19 İMMÜN PLAZMA BAĞIŞ VE TEDAVİ DURUMU Bağışçı sayısı: 1.531 Hastalara Uygulanan Plazma: 3.750 Temas kurulan bağışçı : 10.867 Uygun bağışçı : 3.559 Son test teyidi beklenen:1.542 Randevu sürecinde olan:850 İyileşenler içinden bağışı kabul oranı: %93.5 -alıntı- kaynak

kendisi hakkında harry vox'un ta 2014 yılında yaptığı şu söyleşi izlenilmeli. link

‘“COVID-19 TÜRKİYE PLATFORMU TÜRKİYE’NİN TANI GÜCÜ SANAL KONFERANSI” 13 Mayıs 2020 tarihinde saat 10:00’da başlayacaktır.‘ Detaylı bilgi için Buyrun

vaka sayısındaki düşüşü görüp, evime gidebileceğimi düşünüp hazırlanmaya başlıyorum ve yine bir skandal ile karşı karşıya kalıyorum. madem vaka sayısında artış istemiyorsunuz neden avmleri açıyorsunuz? sırf riskli bölgelerde bulunup, seyahat ettiğim için evime gitmek yerine, olduğum şehirde kaldım. herhangi bir belirti görmediğim halde bir ihtimal olabilir deyip başka insanlara bulaştırmamak için tıkılıp kaldım bu şehire , fakat görüyorumki benim ve onca insanın yaptığı her şey çöp oluyor. vaka sayısı yine artışta ve aylarca koduğumun şehrinde kalmaya devam edicem. (bkz: eşeğe altın semer vurmuşlar eşek yine eşek)

başımıza (bkz: bela) olmuş virüs. tüm dünya mahvoldu. işini kaybeden insanlar, kazanç elde edemeyen esnaf, küçülmeye giden ülkeler... her şeyi sorgulamamıza sebep biyolojik rahatsızlık.

bu zelzeleden en karlı çıkanlar şubat ayında askere gidenlerdir. hem eve tıkılıp kalmıyorsun hem de askerlik aradan çıkıyor. eğer bu dönem daha çok uzamazsa neredeyse hiç etkilenmemiş olacaklar.

Bulunduğum ilde 1 aydır vaka yoktu. Fakat iller arası seyahat açıldıktan sonra başka illerden buraya gelenler oldu. Cenaze getiren bi grupta virüse rastlandı. Ve her şeyi başa aldık resmen.

babamın testi negatif çıktı, siktir git şimdi başka kapıya. yallah koçum, yallah! amk hayatı ne yaşattın bana kaç saattir? 40 küsur saattir bu haberi bekliyorum, neyse ki beklettiğine değdi. fenerbahçe gol atmışcasına coşkuluyum. bağırın ulan; GÜLDÜR BENİ, AĞLAMAYI İSTEMİYORUM! SENDEN AYRI, BU ÇİLEYİ ÇEKEMİYORUM! not: (#2370463)

bilim kurulu üyesi prof. dr. tevfik özlü: "gelen son sokağa çıkma yasağı, 15 il ile ilgili durumu yansıtıyordu. vaka 900-1000 civarında. nisan ayındaki 1000 sayısıyla, bugünkü 1000’in arasında fark var. sayı aynı ama pozitif vaka sayısı farklı." şunu açılayabilecek var mı? ben anlamadım nasıl vaka sayısı aynı ama pozitif vaka sayısı farklı?

işten güçten birbirimize zorla vakit ayırıyoduk. ne kadar değerliydi o bir saatler yarım saatler. onların haricinde hayat hep tekrar halindeydi. kafamda onca plan ile insan bu rutine ne kadar dayanabilir ki diye düşünürken bi de bu çıktı mı. bütün masumiyetimle küfür ediyorum sana. seni başımıza bela edenin soyunu ıslatıp kuruyana kadar sikeyim.

Vaka sayısının artması, yeni bir dalga geliyor herhalde.

Yasaklar kalktığında twitter da neredeyse 2 milyon tweet atılmıştı 'teşekkürler erdoğan' diye. Kinayeli bir teşekkür değildi hakiki teşekkür etmişlerdi. Bence bu bize müstegag.

amına koyim ya herkes iç içe gezmeye, denize gitmeye, sarılmaya devam etsin daha. ben evde oturup sadece milletin sefasına bakıyorum, arada benim de özgürlüğüm kısıtlanıyor. oturun oturduğunuz yerde işte.

Dalga dalga diyorum, kaldı ki bu gidişle okullar vs. açılmaz herhalde.

Herkes ikinci dalganın geleceğinden bahsediyor. Fakat şuan ki dalganın ikinci veya üçüncü dalga olması ihtimali çok yüksek. 2019un başına kadar gidilmesi gerekiyor tespit için. Çünkü haziran 2019da Türkiye de vakalar görülmeye başlandı ama covid diye bir tanı olmadığı için zatürre denildi. Covid19 bölgeden bölgeye farklı mutasyona uğradı. Şuana kadar bilinen en ölümcül mutasyon ise Belçika da olan. Komplo teorileri ise başlı başına saçmalıktan ibaret. Biz bu virüsle yaşamayı öğreneceğiz. Grip gibi normal karşılayacağız artık. Araştırıp edindiğim bilgileri böyle özetledim. Not: velev ki şuan birinci dalgayı yaşıyoruz. İkinci dalganın gelmesi için tüm dünyada bu birinci dalganın tamamen bitmesi gerekiyor. Henüz ikinci dalga geldi geliyor diyenlere de itimat etmeyin bana sorarsanız. Not 2: bana göre herhangi bir ilacı veya aşısı bulunamayacak. Bu meret bizim hayatımızın bir parçası olacak. Nasıl ki grip aşısı olup tekrar yakalanıyorsak bu da aynı mantık.

Nolur artık geç denize gitmek istiyom arkadaşlarımla kamp yapmak istiyom ya nolur ya

Dalga dalga ikinci dalga geliyor gibi hissediyorum. Bugün itibariyle adliyelerde duruşmalar görülmeye başladı. Sabah bir duruşma için gittiğimde adliye vatandaş girişinde 200 m kuyruk vardı. Keza adliyenin içi tam bir curcunaydı. Duruşma salonlarının önü full çekiyordu. Çıktığımda kendimi psikolojik olarak çok rahatız hissettim. Şimdi biraz boğazım ağrır gibi oldu. İnsan korkuyor. Sonumuz hayrolsun.

Sanırım bizim geçen günkü test negatifmiş. Pozitif olsa çoktan kapımıza iki çubuk kaynak atmışlardı diye düşünüyorum. (bkz: Bugün de ölmedik)

mağaza müdürümüz gruptan bizlere sürekli bilgilendirme yapıyor ve bugün de uzunca bir ses kaydı atmış. ses kaydında şu cümle geçti: "eve gittiğimizde aile içersinde annemizle, babamızla, kardeşlerimizle öpüşüp koklaşmamak, çok fazla yakın ilişki kurmamak çok önemli" yıllardır aynı ev içersinde olmamıza rağmen o kadar uzaklar ki, öpüşüp koklaşmayı bırak aramızda iyi bağları olan bir ilişki bile yok. bazen kabuk bağlayan yaralarınız ansızın kanayabiliyor.

nolur git artık. lütfeen

Psikolojim alt-üst oldu. Sevdiğim bey kokuyu kaybetti her şey 0 (sıfır) koku. Ve bu beraberken bir anda oldu. Şimdi boğazım ağrıyor. Korkuyorum...

Hayatıma hiçbir şey katmamış aksine benden her şeyimi almış çalıp çırpmış hırsızın tekidir

3-4 dükkan ilerimizde 4-5 kişide çıkan lanet virüs, yan komşumuzunda bir çalışanının ateşi yükseliyormuş onu da gönderdiler. Sanırım bizde ufaktan y***** yedik, sonumuz hayrola.

İnsanımızın hala ciddiye almadığı virüs. Hala bir yerlerde mesafe ve maske kuralına uyulmadan halaylar çekiliyor, taziyelere gidiliyor. Delirmemek elde değil. Edit: Daha çok sövecektim ama enter'a bastım yanlışlıkla. Sakinleşmeliyim.

sizin ben normalleşmenizi sikeyim, bitmedi bitmedi. artıyor, en yakınıma kadar geldi ve ufak bir ihtimal dahi olsa bile bana da. almadığınız tedbirleri de sikeyim, maske takmayı sevmiyorum diyip maske takmayanları da sikeyim, virüsü kapıp saklayanları da sikeyim, sizin verdiğiniz o yalan yanlış sayıları da sikeyim. turiziminizi ayrı sikeyim. bir hafta önce milyonlarca kişi sınava girdi, siz sanıyor musunuz ki kimseye bulaşmadı. en az binlerce kişi enfekte oldu, hala bin küsür vakaya koyun gibi inanmaya devam edin.

Geçen gün birini şüpheli diye yatılı yapıldı. Hasta yakınlarıyla konuşuyoruz sonra bana dediler hasta servise gidecek. Ben giydim üzerimi neyse baktım hasta olması gerek yerde yok. Başka bir kaç yere baktım sonra telaşla gittim içeriye dedim hocam hasta yok. Oradan adam şey diyor hastayı mı arıyorsunuz benim o. Bu arada ağzında maske de yok adamın ahaha. Söyleniyor işte beni tıktınız oraya kaç saattir duvarı izliyorum falan. Kusura bakma manzaralı odamız yoktu dedik bizde. Biraz çıkıştım hepimizi tehlikeye atıyorsun diye ama üste çıktı amca helal olsun. Millet çay içiyor falan bu arada adam masaya gelmiş personelle konuşuyor. Umarım bir şeyi yoktur. Yoksa alenen kaptık hastalığı.

Normalleşme sürecinde artık elektif cerrahiler de başlamış oldu. ameliyata alınma kriterleri arasında kişinin son 1 hafta içerisinde negatif pcr testi vermiş olması gerekiyor. yatışa gelen hastalardan birine anlatıyoruz, en geç 7 günü kabul ediyoruz, siz testi vereli iki haftayı geçmiş, tekrar vermeniz gerekiyor diye, aldığımız cevap şu: "ne yani sen bana mikroplusun mu demek istiyosun? zaten burnum acıyor benim, sizin saçma sapan kurallarınız yüzünden tekrar mı burnuma çubuk sokacaklar...!" hayır olacağı ameliyat da menisküs, hani acil değil, sen hastaneye gelip covid olmaktan korkmuyorsun, ameliyattan sonra narkotik ilaçların bile hafifletmeye yetmediği günlerce çekeceğin ağrıyı düşünmüyorsun da çubuğun acısından korkuyorsun. hayret edilecek insanlar...

son bir aydır bu konuyla ilgili fikirlerim inanılmaz derecede değişti ve yazmak istediklerimi yazıp az önce sildim zira birilerini yanlış yönlendirme durumundan korktum. kısaca şöyle bir şey söyleyeyim. hasta corona şüphesi ile hastaneye gidiyor. teşhis ediliyor, kendisine ilaç veriliyor ve sonra evine git deniliyor. eve toplu ulaşım ile mi gider, taksi ile mi gider, giderken kimlerle temas halinde bulunur gibisinden hiçbir ayrıntı düşünülmeden. yani devletin de dediği gibi. aldığımız tedbir kadar güçlüyüz. al sana tedbir. ben burnumu camdan çıkarmamaya gayret ederken, diğer yandan coronalı hastayı eve yolluyorlar. ne diyebilirim ki. çok şey diyebilirim de işte bizim ülkede buna izin yok. herkes kendi canını kurtarmaya baksın arkadaşlar.

merhabalar herkese. 2 gün önce falan burun tıkanıklığı yaşadım. burnum açılır gibi oldu ama bu sefer de boğazım ağrıyor. her ne kadar çok ufak bi htimal olsa bile korkuyorum. yakın zamanda vantilatör karşısında terli terli durduğum için şifayı kaptığımı düşünüyorum. inşallah da öyledir. corona mıyım acaba düşüncesinden kurtulamıyorum. neyse entry bitti bu kadar. evet çöp entry.

3 aydır covidli hasta bakıyorum hastalık, belirti, iyileşme derken süreç nasıl ilerliyor hakimim artık. Ama insanın başına gelmeden durumun ne kadar vahim olduğunu tam anlamıyla bilemiyormuş ne yazık ki. Pek normalleşememiştik bundan sonra da nasıl devam ederiz bilmiyorum. Hayatımızdan çık git nolursun covid....

Dünyadaki tüm ülkelerin günlük istatistiklerine buradan bakabilirsiniz. Dünya Sağlık Örgütü onaylıymış.

Ey dünya zevkini düşünüp hastalıktan ızdırab çeken kardeşim! Bu dünya eğer daimî olsa idi ve yolumuzda ölüm olmasaydı ve firak ve zevalin rüzgârları esmeseydi ve musibetli, fırtınalı istikbalde manevî kış mevsimleri olmasaydı; ben de seninle beraber senin haline acıyacaktım. Fakat madem dünya bir gün bize haydi dışarı diyecek, feryadımızdan kulağını kapayacak, o bizi dışarı kovmadan biz bu hastalıklar ikazatıyla şimdiden onun aşkından vazgeçmeliyiz. O bizi terk etmeden, kalben onu terke çalışmalıyız. Evet hastalık bu manayı bize ihtar edip der ki: "Senin vücudun taştan, demirden değildir. Belki daima ayrılmaya müsaid muhtelif maddelerden terkib edilmiştir. Gururu bırak, aczini anla, mâlikini tanı, vazifeni bil, dünyaya ne için geldiğini öğren!" kalbin kulağına gizli ihtar ediyor. Hem madem dünyanın zevki, lezzeti devam etmiyor. Hususan meşru olmazsa hem devamsız, hem elemli, hem günahlı oluyor. O zevki kaybettiğinden hastalık bahanesiyle ağlama; bilakis hastalıktaki manevî ibadet ve uhrevî sevab cihetini düşün, zevk almaya çalış. Altıncı Deva - 25.Lem'a

testi o kadar zorken hastalığı geçirmek nasıl zordur, allah şifa versin. covid-19 dendikçe burnum sızlıyor hala gözümden yaş geliyor.

(bkz: corona virus disease 2019) bunun kısaltması olup üniversitelerden aile evi diye koşarak geldiğimiz geçici bir süre kalacağımızı düşündürüp bizi tuzağa düşüren çekilmez nalet bir şeydir.

Meydanlar, adliyeler, noterler... Mahşer günü gibi. İcra müdürlüklerinin bulunduğu covid-19 öncesinden daha kalabalık. Kendilerini koruyorlar bir şekilde (içeri kimseyi almıyorlar, işini kapının önündeki vezneden hallediyorsun. İki kişiye biniyor tüm yük. İçeride beş memur çalışırken bile yavaş olmalarını eleştiriyorduk. Şimdi olanları siz düşünün) ama vatandaş iç içe. Bakanlığın paylaştığı verilerle gördüklerimi karşılaştırıyorum, eğer veriler gerçekse Allah bizi koruyor. Ateistleri (veriler gerçekse!) İslam'a davet ediyorum, başka mantıklı veya mantıksız bir açıklaması yok çünkü.

Maske takmayıp bana bir şey olmaz yauvvv diyenlerin ağzına kürekle vurasım geliyor. Ulan ibne ben canımı pazarda bulmadım bilesin.

dün akşamdan beri "acaba" mı diye kafamı kurcalayan virüs. bir anda nefes almakta güçlük çektim ve bugün boğaz ağrısıyla birlikte nefes darlığı çekiyorum. kafamda deli sorular. belki bu süreçte covid-19 a yakalanmadık ama hepimiz birer ruh hastası olup çıkacağız gibi.

Yeter lan bitmesi lazım artık. İnsanların sosyal yaşantılarının da içine etti. En son birine ne zaman sarıldım hatırlamıyorum. Özlediğim insanları görüyorum ve birbirimize nasıl tepki verebileceğimizi bilmiyoruz. Özlemimi gidermek için bir sarılayım diyorum görüyorum o da onu istiyor ama adımlarımızı atıp geri çekiliyoruz istemsizce. İnsanlarla temaslı bir şekilde iletişim kurmayı özledim be. Psikolojimizi bozdun alışkanlıklarımızı yıktın yeni alışkanlıklar edinmemizi sağladın be virüs. Bu yeni edinilen alışkanlıkları sevemedim ben.

Bir anda çıkıp geldi ve hayatlarımıza hiç bilmediğimiz bir düzen getirdi. Ne yapacağımızı nasıl uyum sağlayacağımızı bilemedik. Hala daha ciddiyetini anlamayan insanlarda var şaşıyorum doğrusu. Üstüne ne zaman biteceği de asla belli değil ve biraz anlıyorsam bu işlerden bitecek gibi de değil. Herkes aşı bulunsun istiyor hatta bir grup anında bulunsun istiyor ama arkadaşlar bu aşı hemen gelmeyecek. Bulunsa bile bu kadar kısa sürede geliştirilen aşıdan hiç bir fayda beklememek gerek aksine ileriki nesillerde hiç düşünmeyeceğimiz hasarlara yol açabilir. Çünkü klinik testleri ve faz çalışmaları güvenilir olmayacak. Bunun yanında firmalar arası büyük rekabetlere girilecek bizim gibi gelişmekte olan ülkelere çok büyük zarar verecek. Yani birilerinin hayatımıza soktuğu bu virüs korkarım ki uzunca bir süre bizimle olacak ama biz ne kadar sabredebileceğiz orası meçhul...

Bizim eve de uğradı, inşallah hayırlısıyla atlatırız.

açılımı corona virus disease-19'dur. corona, kelime anlamı itibarıyla “taç” anlamına gelir. virüsün adı yüzeylerindeki taca benzeyen sivri uçlu protein çıkıntılarından gelmektedir. buyrunuz resmi elektron mikroskobunda görüntülendiğinde çapı yaklaşık 100 nanometre olarak ölçülmüştür. başlıca belirtileri öksürük, baş ağrısı, yüksek ateş, balgam üretimi, nefes darlığı, iştah eksikliği, bitkinlik veya kas ağrısıdır. daha düşük sıklıkta gözlemlenen belirtiler ise koku duyusu kaybı, ishal, kanlı tükürüktür. ağır vakalarda uyanmada güçlük ve buna bağlı olarak kafa karışıklığı, böbrek yetmezliği, sürekli göğüs ağrısı gibi belirtiler gözlemlenmiştir. vücuda giriş yani bulaş yolları hapşırık, öksürük gibi çıkan damlacıklarla yayılması ve gözden, burundan veya ağızdan bulaşıcı olması olarak tespit edilmiştir. kapalı alanlarda bulunan havalandırma sistemleri, virüsün yayılması için etken olabilir. ayrıca virüs pek çok yüzeyde saatlerce hayatta kalabilir. bu da yayılması açısından önemli bir tehdittir. şu ana dek ağız, tükürük bezleri, özofagus, akciğer, mide, ince bağırsak ve rektumda sars-cov-2 bulgusu tespit edilmiştir. şu anda onaylanmış bir tedavi bulunmamaktadır. tedavi destekleyici ve semptomatiktir. aşı çalışmaları hızla devam etmektedir. şimdi bazı soruları cevaplandıralım: ilk vaka nerede tespit edildi? ilk vaka aralık 2019’da çin’in wuhan kentinde gözlemlenmiştir. sars gibi covid-19’un da çin’de yer alan canlı hayvan pazarından çıktığı tahmin edilmektedir. neden virüsün konak hayvanı “yarasa” olarak tahmin ediliyor? yarasalar virüslerin onlara bir zararı olmadığı için vücutlarında pek çok virüsle doludurlar. bilim insanları çin’deki mağaralardan yarasa örnekleri yakalayıp virüs taraması yapmış ve insanlara en kolayca bulaşabilecek olan virüsleri kayıt altına almışlardır. yarasalarda koronavirüs de dahil olmak üzere birçok virüs bulunmuştur. birkaç sene önce “ratg13” adını verdikleri bir virüs keşfettiler. bilim insanları covid-19’un genom dizilemesini yaptığında %96’sının bu yarasa virüsüyle birebir aynı olduğunu keşfetti. ancak deniz ürünleri satılan wuhan pazarında yarasa satılmıyordu. bu nedenle virüsü insanlara iletilmesinde henüz tanımlanmamış başka bir hayvanın (bazı kaynaklarda bu hayvanın pangolin olabileceği savunuluyor) bir tür ara taşıyıcı olduğu kanısına varıldı. bilim insanları bu yarasa virüsünün insanlara bulaşabilen bir virüse evrildiğine inanıyor.

Yakınınıza uğrayana kadar sadece haberlerde görüp geçtiğiniz, maskenizi doğru düzgün takmadığınız hatta maskenin işe yaramaz olduğunu söyleyerek alaya aldığınız covid, ben gencim bana bir şey olmaz havalarınızla ortalıkta gezmeye devam ettiğiniz sürece devam edecektir. Şu sıralar hepiniz gibi tatil yapıyor çünkü malum havalar fazlasıyla sıcak ama insanlar hala hasta oluyor unutmamalı. Yaşlı genç dinlemiyor, bir ölüm haberiyle yıkıp geçiyor.