cinsellik

erkek ve dişi canlı varlıkların cinsel özelliklerinin tümü. halk arasında genelde seks ile ilgili konuları ifade etmek için kullanılır. beslenmek, işemek, sıçmak kadar doğal ve normal bir konu bu. düzeyli bir üslup ile yazıldığı zaman diğer başlıklardan ve konulardan hiç bir farkı yoktur. insanlığın temeli olan bir olayla ilgili entry girildiğinde neden sokuk sokuk tepkiler verildiğini anlamıyorum. (bkz: be mübarek senin anan seni sıçtı mı) bunların bütün sebebi yanlış eğitim. ah o leylekler yok mu leylekler. dipnot: bu entry cinsellikle ilgili düzeyli başlıklara bile tepki veren godoman yazarlara diss atmak için atılmıştır.

dünyalı erkekler için 1. plandayken arif ışık için 2. hatta 3. plandadır. (bkz: g.o.r.a.)

bence sözlükteki kargaşanın en temel sorunu bu. yıllar boyunca bastırılan, engellenen veyahut engellenmek zorunda kalınan cinsel isteğin dışa vurumu.

t: tdk’de sevişme duygusu, seksüellik olarak tanımlanan en büyük tabularımızdan biri. kendi içinde kadın ve erkek cinselliği olmak üzere ikiye ayrılıyor ama ben o kısmına girmeyeceğim. konuşulmasının sıkıntı olmasıyla bana sıkıntı veren kısmına değinmek istiyorum. cinsellik konuşan kadının ayıplanması, garipsenmesi, bir ortamda cinsellik konuşulmasının sıkıntı olması (#3956588), erkek şöyle yaparım böyle yaparım diyince ‘adam’ olması, kadın konuşunca hemen slut-shaming... hepsi ayrı bir değişik. bu öyle bir tabu ki, ben çoğu ortamda seks kelimesini kullansam bile ayıplanırım. sus öyle şey denir mi diye susturulurum. gayet de denir, seks! bunun tabu olması bizim suçumuz değil, bizden önceki kuşağın suçu. bizden sonraki kuşağın cinselliği tabu olarak görmeyeceğine rahat rahat üstüne konuşabileceğine çok eminim. cinsellik ayıp bir şey değil, cinsellik konuşmak ayıp bir şey değil, lütfen cinsellik konuşan (belli sınırlar içinde, kimsenin özel hayatını ortaya dökmeden) her kadına kaşar, her erkeğe sapık muamelesi yapmayalım. ayrıca; (bkz: bastırılmış cinsellik)

Bu bir tabu konusu insanların bastırılmış duygularının ürünü olan bir konu değil bana sorarsanız. Düşünce yapısında değişikliklerin yön bulma tarzıyla ilgili. Ben düşüncelerimi cinsellik üzerinden ifade etmeyi sevmiyorum mesela. Ama kimisi var ki bu yoldan başka bir yol bilmediğinden her lafı buraya çıkıyor. Yani şöyle anlatayım. Vakit geçirdiğiniz kişiler, üzerine çalıştığınız konu ve kuramlar üzerinden her konu da konuşma yetisi kazanıyorsunuz. Bir mimar mesela anlatırken bir konuyu alakasız bile olsa evin iç dizaynına bağlar. Bir psikolog ya da düşünce yapısına bağlar konusunu. En iyi bildiği ve hakim olduğu şey bu çünkü. Ama gününün tamamı cinsellik içerikleriyle geçiren birisi bu konuya hakim olduğundan cümlelerin sonu hep buraya bağlanır. Sizin düşündüğünüz aksine cinsellik tabu değil bir düşünme biçimidir. Bir de biz mimarın psikoloğun konuştuğu konuların aksine cinsellik içeren konuları daha özel ve kişisel konular olarak görürüz. Halkın duyacağı şeyler anlatırken özel değil daha evrensel düşünce yapıları benimseriz. Bu yüzden cinsellik düşüncesi daha kişisel, diğer düşünceler daha evrenseldir.

Türkiye'de çoğu insanın evlendikten sonra oluştuğuna inandığı bir konu. İlk ergenliğe girdiğimizde çeşitli oluşumlar, farklılıklar bedenlerimizde ve tabii ki düşüncelerimizde oluşmaya başlıyor. Bunun neresi ayıp, anlam veremiyorum. Ayrıca yasaklı oluşu da sinirimi bozuyor. Bir şeyi ne kadar yasaklarsanız o kadar ilgi çekici olmaz mı? Hayret bişiy. Kadın doğuma gidersin 'Evli misiniz?' diye sorar, regl olursun 'Aa kirlenmişsin' derler, öpüşmeli sahne çıkar herkes sana döner, birisi evlenir kırmızı kuşağı takmamasına bakarlar. Size ne aq. Bir de bunu savununca seni de hiç alakan olmayacak bir yere koyarlar kafalarında. Hayırdır? Aynı bedende mi yaşıyoruz?

Bende böyle bir hayat yok. Olana da laf demem. Tek takıldığım olanların bir kısmı sürekli olması gerektiğini olmayanların bir kısmı hiç olmaması gerektiğini savunuyo. Bende buna karşıyım. Yaparlarsa banane benle mi cehenneme gidecek? Yapmıyorsa banane benle mi cennete gidecek?

doğru insanla yaşanınca doyulmayan bir şey. sevdiğinizi düşündüğünüz kişiye dokunduğunuzda tiksinebilir, fazla sevmediğinizi düşündüğünüz kişiyle doruklara çıkabilirsiniz. (bkz: ten uyumu) ayrıca siz kim köpek insanların tercihlerini sorguluyorsunuz? alla alla. istersem evlenmeyi beklerim, istersem beklemem. korkmayın allah bize kızar öbür tarafta. size değil

Evlendikten sonra konu çocuk yapmak ise ne nasıl olmalı hiç çekinmeden,"utandırmadan"sohbet konusu olabilen, sorular sorulan,ha ama iş korunduğun ve tek amacının haz almak olduğu belli olan zamanlara gelince herkesin sustuğu, "ayıp" diyip "utanılacak şeyler" olarak gördüğü konu.

biraz homofobik gibi yorumla gireceğim ama düzelteceğim okumaya devam, erkeklerin bunu kadınlarla yaşadığını ve dolayısıyla kadınlar için de normal, kadınların da kendilerine ait hormonları, zevkleri, tercihleri vs. olduğundan yine kendileri için normal bir konu olduğunu kabullenmesi gereken ve birçok detayıyla artık aşılması gereken bir mevzu olmakla beraber, tüm insanların da lgbti+ bireylerin var olduğunu, seçim değil yönelim -velev ki seçim- olduğunu kabul etmesi ve artık psikoseksüel hastalıklar ile sağlıklı yönelimlerin ayrımının yapılması gereken geniş çaplı bir kavramdır. not: upuzun bir şeyler yazmak istemekle kısa tutmak arasında kaldım. o yüzden birbirine girmiş olabilir cümlelerim. olsun. anlamak isteyen anlayacaktır eheh

Doğallıktır

- (#3979201)

Cinsel cinsel konuşmayın ay, çok ayıp (bkz: İyi geceler sayın dinleyen, sizinle yatmış mıydık) (bkz: Peki hiç seks yaparken yumurta pişirdiniz mi)

Abi konu bu olunca ben çok pasif kalıyorum. Bir iki terim falan öğrenmem lazım bu konuda. Konuşacak zerre bilgim yok millet bilimsel bilimsel kusuyo.

Çiftler arasında tensel ve ruhsal bir bağ kuran sevişme duygusu. Yapılan bazı araştırmalar sonucunda cinselliğin evliliğin %75'ini oluşturduğu ortaya çıkmış. Çiftler arası sağlıklı bir cinsel yaşam olmadıkça, çiftlerin birbirlerine olan temasları azaldıkça çiftlerin hırçınlaştıkları ve birbirlerine pençelerini çıkardıkları gözlemlenmiş. Bedensel ayrılıkların zamanla ruhlarda oluşan duyguları azalttığı ve bu yüzden çiftlerin birbirlerinden soğudukları ortaya çıkmış. Ayrıca buna paralel olarak Mississippi Üniversitesi'nde yapılan başka bir araştırma da bu durumu destekler niteliktedir. 1000 çift üzerinde 100 adet kriter belirlenerek yapılan bir araştırmada, en mutlu ve en mutsuz olan 50'şer çift ele alınarak neden en mutlu ya da en mutsuz oldukları incelendiğinde çıkan sonuç temas etmek olmuş. Birbirlerine yeterince temas eden çiftlerin en mutlu çiftler, yeterince temas etmeyen çiftlerin ise en mutsuz çiftler oldukları kanısına varılmış. Sözün kısası, yapılan araştırmalar ışığında mutlu bir birlikteğin anahtarının temas etmek ve sağlıklı bir cinsel yaşam olduğu kanaatine varılmış. Belkide bu bağlamda birçok çiftin sorunlarının çözümü sarılmak ve sevişmekten geçiyordur. Neden olmasın?

Fiziksel olduğu kadar ruhsal açıdan da bir bütün olma halidir. Çalıştığım ve doğrudan/dolaylı gözlemlediğim kadarıyla en çok da evli çiftlerin sorun yaşadığı konudur. Gündelik hayattaki ilişki cinsel yaşamı doğrudan etkiliyor. Çiftin arasındaki ilişki iyiyse cinsellik iyi kötüyse kötü. Etmenler değişmekle beraber aynı anda yatmamak, fiziksel temasın oldukça azalması, gün geçtikçe görülmeyen duvarlar örülmesi, nihayetinde ayrı yatmak, kendini gerçekleştiren kehanet olarak da aldatmayla sonuçlanıyor büyük oranda. Normal şartlar altında her şeyi biraz olsun öteleyebilirsiniz. Ama cinselliği asla. İhmale ikinci plana atılmaya gelmez. Ben demiyorum (hayır ben de diyorum da konumuz benim ne dediğim değil) danışanlar, araştırmalar, veriler diyor. Süpervizyon sürecinde hem benim hem arkadaşlarımın çalışmalarında bunun ne kadar da doğru olduğunu gördüm. Hepimizin vakasında da sorunu nereden tutsak kaynağı çiftin cinsel hayatına dayandı. Romantik ilişkinin anahtarı olduğunu söylemek rahatlıkla mümkün. Özetle yeşili sev doğayı koru maniti öp :*