bugün
yenile
    1. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ahmak, zekasi kit olan kisi. ayrica bir seye fazlasiyla duskun olan kimse. arapca kokenli bir kelimedir.
    2. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      an itibariyle bitirdiğim kitap. bi o kadar yavaş bi o kadar da sabırsızca okudum kitabı. her dostoyevski kitabından sonra olduğu gibi nutkum tutulmuş durumda. anlamadığım şey prens mışkin'in çoğu şeyden olduğu gibi gururundan da vazgeçmiş olabilmesi. en mütevazi bir insanda bile gurur vardır. insanın kaçınılmaz hissidir. ama prens mışkin'de hissedemedim, keşfedemedim bunu. öte yandan nastasta filippovna'ya derin bi his duyuyorum. tüm asil insanlara olduğu gibi. ruhun asilliği tabi burda kastettiğim. gurur duygusu en ağır basan karaktermiş gibiydi. her ne kadar sözde olsa da. bence önemli olan da bu. aglaya ana karakterlerin hepsi gibi oldukça hisli. derin duygular içinde olan herkesi seviyorum. ama eğer ki dostoyevski aşk kavramının gerçekliğinden söz açmışsa -şimdiye kadar okuduklarım arasında- bu hissi en güzel aglaya'nın hissettiğini hissettim. her ne kadar saf aşk kavramı gururdan uzak gibi görünse de aglaya'da durum böyle değil gibi. hırçınlıktan gelen bi gurur da olsa gerçekte yok öyle bir şey. aşk diye bir şey vae ise şayet. rogojin tutkulu bi karakter. tutkuyu tanımlayamasam da rogojin'de bulunduğunu biliyorum. tanımlayamıyorum çoğu şeyi.
    3. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bitiremedigim nadir kitaplardan biri
    4. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "belki ömrümüzce sevemeyeceğimiz birini yağmurlu bir havada güzel bulup sevivereceğiz."
    5. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "çünkü insanın darginlık ve iş sıkıntısı yüzünden yalan söylemesi kadar doğal bir şey yoktur."
    6. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      dostoyevski karaktere dedirtiyor ki; her zaman iyiyimdir ve tek kötü yanım da budur. çünkü her zaman iyi olmak kadar kötü bir şey yoktur. daha sonrasında ise karaktere şundan dem vurdurtuyor; öylesine mutsuzsunuz ki, hep, asıl suçlu benim, diye düşünüyorsunuz. bu iki cümle arasında köprü niyetine bir bağlantı kurduğumda, bu muhteşemliğin arasında benliğimi mutlulukla o köprüden atmak istiyorum. bayılıyorum sana büyük yazar!
    7. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      dostoyevsky'nin bir eseri. bu kitaptaki nastasya filippovna karakteri beni en çok etkileyen dosto karakteridir. asi, davranışları kestirilemeyen, ani kararlar verebilen sıradışı biri. kitabın içinde fazla karakter var ve hepsi birbirinden çok farklı. belki akılda tutmak biraz zor olabilir ama yine de her okuyanın farklı bir tat alacağı, akıcılığı yüksek bir kitap olduğunu düşünüyorum. senden kaçtı çünkü, seni ne kadar sevdiğinin farkına vardı. senin yanında olmaya gücü yetmedi. yani böyledir insanoğlu korkar.. puan: 8.5/10
    8. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      t: 2013 çıkışlı milyoner albümünde yer alan gökhan özen şarkısı. gökhan beyin "ben daha ölmedim lan!" dediğiydi. sağlam geri dönüş yapmıştı bununla. sonra yine kayboldu sanırsam, takip edemedim pek. "yokluğun mertliği bozduğu dünyada..." budala
      2Çok iyi şarkıydı. Klibi de efsoydu. Dur açıp izleyim - herlocksholmes 17.06.2020 13:13:24 |#3808188
    9. 8
      +
      -entiri.verilen_downvote
      (bkz: fyodor mihailoviç dostoyevski) "Ah, ne çok şey istiyordum! Ama şimdi hiçbir şey istemiyorum! İstemek de istemiyorum! Böyle bir söz verdim kendime, artık hiçbir şey istemeyeceğim."
    10. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      zor yokluğunun arkası gittiğinden bu yana yüreğim sabır taşı yok unut deme imkansız ben garip budala sen gönül yarası
    11. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "boş lafla, rüzgarla, çıkılmaz bu yola sen düz git ben zaten o yana, bu yana yokluğun mertliği bozduğu dünyada sevmekse karşında budala, budala" üüüh be şarkıya bak!! bir gökhan özen kalitesi. "ben garip budala, sen gönül yarası"