bugün
yenile
    1. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      2007 yapımı serdar akar filmi. filmde yaşanmış bir olay anlatılmıştır. bir grup gence uygulanan tecavüz, işkence ve cinayeti konu edinir. (bkz: nejat işler) (bkz: serdar orçin) (bkz: melis birkan) (bkz: erdal beşikçioğlu) (bkz: hakan boyav) bu da meşhur sahnesi
    2. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      izlerken aşırı rahatsız eder insanı. oyunculuklar kusursuzdur. senaryonun gerçek bir hikayeye dayanması ise işin sinir bozucu kısmı.
    3. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
    4. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      efsane bir film, ilk izlediğimde baya etkilenmiştim. sıkıldıkça tekrar tekrar izlediğim filmlerden.
    5. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      başarılı bir film bu. bir kere izlemem rağmen aldığım hazzı unutmam hiç.
    6. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bu filmin yapımında ve yönetiminde emeği geçen herkesin amk. 14 yaşındayken ilk cd si çıktığında alıp izlemiştim. 3 gün boyunca uyumadan önce en az 1 saat tavanı seyretmiştim gün içerisinde kimseyle konuşmuyordum psikolojime sıçtıydı pezevenkler. ha birde nejat işlerden nefret etmiştim
    7. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      çok gerçekçi bir filmdir
      1gerçek bir olaydan esinlenerek çekilmiştir zaten - himmmok 26.01.2016 23:47:52 |#2525112
    8. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      küfürlerin yerinde ve gerekli olduğu film. yani karakterlin daha gerçekçi olmasını sağlamış. (bkz: am biti)
    9. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      nejat işler oyunculuk ötesi bir oyuncu olduğunu kanıtladığı bir film diyebilirim
    10. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bakın şu an tekrar izliyorum bu filmi ve neden yapıyorum bilmiyorum ama izliyorum. izledikten sonra bir kaç gün yine mal gibi gezinicem.
    11. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      psikolojik sıkıntılar baş gösterebilir. izlemeyin.
    12. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      youtube'dan bir kesitini izledim.filmin tamamını izleyecek kapasite yok bende. asla izleyemem ama oyunculukların çok iyi olduğunu söyleyebilirim.
      0kapasitesiz çekil şuradan. - babasininprensesi 02.10.2016 17:27:53 |#2818147
      3sus küçük sürtük seni - sakire cay yok 02.10.2016 17:28:49 |#2818183
    13. -2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      gercek bir olaydan alintilanmistir. nejat isler ve erdal besikcioglunun yer aldigi film
    14. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      türk sinema tarihinin en psikopat filmidir.
    15. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      yaklaşık yarım saat önce izlediğim ve hemen sonrasında gerçek hayattan uyarlanmış olduğunu öğrendiğim 2007 yapımı film. izlerken sadece şaka falan herhalde diye düşünüp gerçeğinin daha ağır olduğunu farkettiğim filmdir kendisi. izleyebilmek için iyi bi psikoloji gerektirdiğinin kanaatindeyim-hele ki 1997 yılında ankara'da yaşandığını bilirken daha ağır-.
      0ben izlerken dayanamamıştım, biyerden sonra midem bulanmıştı. gerçekten psikolojikmen yıprattığına inanıyorum - iceteasever 18.01.2017 01:37:20 |#3307945
      2bu senaryoyu nasıl yazmışlar, kim yapar böyle bişi derken okuduğum yorumlar daha bi sarstı - efendimbicisimyaklasiyor 18.01.2017 01:40:04 |#3108261
      2aynen öyle zaten gerçeğe dayanan şeyler daha çok etkiliyor - iceteasever 18.01.2017 01:41:26 |#3107994
    16. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      olayın mağdurlarından olan tunç erden yakar ve yönetmen Serdar akar arasında gerilime neden olmuş film. Serdar akar etkilendiği bu olayı filme aktarmak istemiş olabilir fakat olayın mağdurlarından izin alması gerekirdi. İnsanlar geçmişte yaşadığı en ufak bir üzüntüyü bile unutmaya çalışıp hayatlarına devam etmek isterler. Nitekim bu kadar travmatik bir olay yaşamış olan kimsenin böyle bir filmle yeniden gündeme gelip acılarının tazelenmesi hiç kolay birşey değil. Açıkçası Serdar akar gibi önemli yönetmenin bu denli özensiz bir davranış sergilemesini sinemacılık onuru ile bağdaştıramadım. Bkz
    17. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      --- spoiler --- 1997 yılında, 18 yaşındaydım ve ankara’da şapka bar’da şarkı söylüyordum. olayın olduğu apartmana taşınalı henüz 15 gün olmuştu. bir tarafında cumhurbaşkanlığı köşkü, bir tarafında başbakanlık, diğer tarafında dışişleri bakanlığı konutu ve mesut yılmaz’ın evi vardı.yani dağ başında değildik. i̇lk dört daire boş, diğerleri doluydu. o gün üniversiteli iki erkek arkadaşım, akşam yemeğe gelecekti. aynı gün mersin’den komşum, 18 yaşındaki a.t.g. bir kız arkadaşıyla ankara’ya gelmiş ve beni arayıp "görüşelim" demişti. onları da yemeğe davet ettim. beraber yemek yedik, eğlenmeye çıktık. gece 2’de eve döndük, hemen uyuduk. sabah 5 civarında gürültüyle uyandık. eli silahlı, yolda yürürken korkup karşı kaldırıma geçeceğiniz korkunçlukta 7 adamla burun buruna geldik. yüzlerinden pislik akıyordu. sonradan öğrendiğimize göre, apartmanın üst katını tutmuşlar. kuruyemiş dağıtımı yaptıklarını söyleyen, aslında barlardan haraç toplayan bir çetenin adamlarıymış. ellerindeki silahları ve bıçakları gösterip,"napıyorsunuz lan, bizden habersiz karı mı s... burada" diye bağırıyorlardı. aslında amaçları para alıp gitmekti. kızları görünce kalmaya karar verdiler. hepimizi odanın duvarına dizdiler, ellerine geçirdikleriyle dövmeye başladılar. sopayla yorulduklarında tekme atıyorlardı. dövmekten sıkılmışlardı. "elektrik verelim lan bunlara" demeye başladılar. dayaklardan çığlık atacak halimiz kalmamıştı, elektriği yiyince avaz avaz bağırdık. bu da yetmedi. i̇çlerinden biri elindeki bıçakla penisimi kesmek üzereyken, en gençleri ve kötünün iyisi murat gökgöz müdahale etti. beni kurtardı. yine de vücudumun her yeri bıçakla kesildi, hálá izlerini taşıyorum.  bir yandan içiyor ve uyuşturucu alıyorlardı. i̇lk üç saat çığlığımız hiç dinmedi. "i̇mdat bizi öldürüyorlar" çığlığı attıkça, kahkaha atıp "biz allahız, kimse dokunamaz" diyorlardı. o kadar bağırmıştık ki, nasılsa birileri duyup polisi aramıştır, diye umutlanıyorduk. fakat ne gelen vardı ne de giden. 17 saat boyunca kimse yardımımıza gelmeyince "adamlar haklı, gerçekten bunlara kimse dokunamıyor herhalde" diye düşünmeye başladık. bugün bile aklım ermiyor: o çığlıkları bir allah’ın kulu duymadı mı? kırık kapıdan hiç mi ses çıkmadı dışarı? duyup, polisi aramayanları affedemiyorum.  birkaç saat sonra erkek arkadaşlarımızdan ş.ş, kaçmayı başardı. peşinden silahla gidip, herkesin ortasında onu geri getirdiler. hatta o sırada bir nakliyat kamyonunun şoförü, eli silahlı adamı gördüğünde "naber abi yine mi kurban kesiyorsunuz" diye gülmüş. hepimizi öldüresiye dövdükten sonra, 18 yaşındaki a.t.g.’yi diğer odaya götürüp tecavüz ettiler. "bakireyim, yalvarırırm beni bırakın" diye ağladı ama dinlemediler. sonra da kocasından yeni boşanmış ve dört yaşında bir kızı olan 23 yaşındaki n.k.’ya tecavüz ettiler. o da, "dört yaşında kızım var, ne olur beni ona bağışlayın" diye yalvardı, dinlemediler. kızların ikisine de 17 saat boyunca defalarca tecavüz ettiler. yalvarmaları hálá kulaklarımda. i̇çkileri bitince beni karşıdaki tekel bayiine içki almaya yolladılar. "polise haber verirsen kızlardan birinin kafasını uçururuz" dediler. görenler poli̇si̇ aramadi dükkándakilerin her yerimin kan revan içinde olduğunu görünce polisi arayacağını düşündüm. adam beni süzdü. "yalvarırım polise haber ver, ne kadar para istersen veririm, senin de çocuğun vardır" dedim. cevap "başımı belaya sokamam" oldu. sonradan öğrendiğime göre, olay ortaya çıktıktan sonra, polisler o adamın kırılmadık yerini bırakmamış.  ağlayarak eve döndüm. zorbalar, "arabaya atıp bir yere götürüp orada mı öldürsek, yoksa öldürüp cesetleri bir yere mi taşısak" tartışması yapıyorlardı. akşam saat 21.00’e yaklaşırken i̇brahim ural, en sessizimiz ş.ş’nin kafasına silah dayayıp "yürü" dedi. öldüreceklerini sandım "nereye" diye sordum. ş.ş’yi bırakıp, "sen gel o zaman" dedi. apartmanın bodrumuna götürdü. "buraya kadarmış, öldürecek" diye düşünürken bana tecavüz etti. tekrar yukarı çıktığımızda, herkese "s... herifi" deyip beni koltuğa fırlattı. kaçip poli̇se gi̇tti̇m sonra yanıma oturdu, tişörtümün içinden göğüslerime doğru elini soktu. o sırada, "bana bir duble rakı verin" diyerek herkesi şoke ettim. bir dikişte içtim, ikincisini istedim. "oh, oh keyiflendi bak, madem şarkıcısın bize şarkı söyle" dediler. i̇stedikleri türkünün iki dizesini mırıldanıp, i̇ngilizce şarkıya geçmiş gibi yaptım. arkadaşlarıma "i will run away, don’t afraid" (kaçacağım, korkmayın) dedim. kaş, göz işaretiyle "yapma" dediler. üçüncü dubleyi istedim. dört ve beşinci dubleleri kendim aldım. 10 dakikada beş duble içmiştim. tecavüz edip, 17 saat dövüp rahatlamış olmalılar ki, bizimle "memleket nere" muhabbetine geçmişlerdi. altıncı duble için ayağa kalktığımda saat 23.00 civarıydı. muhabbet koyulaşmıştı. kırık kapıya iyice yanaştım, dışarı çıktım, bardağı bırakıp merdivenlerden aşağı koşmaya başladım. caddeye çıktığımda ilk gördüğüm arabaya kendimi atıp, "gaza bas abi, polise" dedim. karakol 3 dakikalık mesafedeydi. nöbet değişim saatiymiş, olması gerekenden daha fazla polis vardı. beni kan revan içinde görünce donakaldılar. "ne oldu sana" dediklerinde "sabah 5’ten beri işkence görüyoruz, arkadaşlarım hálá onların elinde, silahlılar" deyince beni de arabaya atıp, çok kalabalık bir grup polisle eve gittik. evin etrafını sardılar ve diğerlerini de kurtardılar. mahkeme devam ederken, bir araba önümde durdu. daha önce hiç tanımadığım ünlü bir mafya babasının adamları beni arabaya bindirdi. korkmuyordum çünkü başıma gelebilecek en kötü şeyler gelmişti. daha kötüsü ne olabilirdi ki? mafya babası babacan tavırla bir kadeh viski ikram etti. elime bir telefon tutuşturdu. "öldür dersen, hattın ucunda bekleyenler, size bunları yapan adamların hepsini içeride öldürecek" dedi. bir saat düşündüm. bize biraz daha iyi davranan murat gökgöz hariç hepsinin öldürülmesinden yanaydım. i̇kinci saatte, bana tecavüz eden i̇brahim ural, en acımasızları murat yıldırım ve murat kandemir’in öldürülmesini düşündüm. bir türlü karar veremiyor, ağlıyordum. onlar karar vermem için sıkıştırıyordu. birden bu kararı benim veremeyeceğimi, o kadar cani olamayacağımı düşündüm. bize bunu yapanlar insan değildi ama biz insandık. daha sonra olayı ş.ş’ye anlattım. i̇yi ki yapmadın, dedi. sonradan öğrendiğimize göre murat gökgöz hariç hepsi içeride tecavüze uğramış. ci̇nselli̇ği̇mi̇zi̇ sorguladilar olay ortaya çıktıktan sonra, ankara’da barlarda şarkı söylediğim için gece fotoğraf çeken bütün fotoğrafçılardan benim sahnede ibne gibi giyinip süslenmiş fotoğraflarımı aradılar. bulamadılar tabii. olaydan sonra en ağırıma giden, en entelektüellerinin bile, "çocuk zaten eşcinselmiş" demesi oldu. herkes manidar şekilde "niye siz" sorgulamasına başladı. bizden öncekilere neden olmuşsa, bize de o yüzden olmuştu. sanıklardan biri, 11 yaşındaki erkek çocuğa tecavüzden sabıkalıydı. çocuk neden tecavüze uğramıştı? olayı manidar şekilde sorgulayan herkesin başına allah aynısını versin. "tecavüze uğrayan sen miydin" dediklerinde bir hafta bunalımdan çıkamazdım. şimdi rahatım. ne yüzümü gizliyorum, ne adımı. utanması gereken ben değil, onlar ve onları hapisten çıkaran politikacılar. mağdurlar ne halde? tunç erden yakar 28 yaşında. olaydan sonra i̇ngiltere’ye gitti ve üniversite okudu. türkiye’de can güvenliği olmadığı gerekçesiyle hollanda vatandaşlığına kabul edildi. şimdi i̇stanbul’da reklam şirketi sahibi. a.t.g 28 yaşında, küçük bir kasabaya yerleşti. yalnız kalamıyor. her yıl birkaç kez intihara teşebbüs ettiği için yanında sürekli birileri var. o.y  29 yaşında. olaydan kısa süre sonra büyüdüğü ülkeye, almanya’ya geri döndü. ş.ş 29 yaşında. tunç erden yakar’ın yardımıyla hollanda’ya yerleşti. n.k 33 yaşında. kızıyla birlikte, geçmişini kimsenin bilmediği küçük bir kasabada, incik boncuk satarak hayatını kazanıyor. kızının varlığı sayesinde hayatta kalma gücü buluyor. --- spoiler --- acı olan..aradan 20 sene geçmiş ama olay bugün olsa... bugün de kimsenin seslerini duyacaklarını sanmıyorum
    18. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      nejat işler ve erdal beşikçioğlu bir araya geliyorsa ortaya kötü bir şey çıkamaz diye düşünüyorum ancak onların olayı aşırı gerçek canlandıracağından dolayı da korkuyorum. biri akıl versin psikolojimi bozar mı acep? edit: imla
      0kan,vahşet,taciz,tecavüz bu 4lü seni etkilemezse psikolojin bozulmaz - sphinxcorps 09.08.2017 03:55:03 |#3368047
      1izleme. hayat öyle daha güzel. - sakire cay yok 09.08.2017 04:11:35 |#3368706
    19. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ya aq o jiletçiyi bana getirin ya onu jilete otutturucam. kaç gün uykularım kaçtı aq filmi yüzünden.
    20. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ya benim psikolojim sağlam ya da malım. film boyunca tek bakamadığım sahne selimin şişlenme sahnesiydi. sebebini bilmiyorum.
      0neden spoiler ya? - mnurk 11.08.2017 22:21:42 |#3453908
    21. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      gerçek bir olaydan esinlenmiş, aşırı rahatsız edici film. zaten amacı izleyiciyi rahatsız etmek ve kötü unsurları insanların bilinç altında belirginleştirmek. ancak bana kalırsa dozu biraz daha az tutmaları gerekiyordu. sürekli küfür edilmesinden işkencelerine, tecavüzünden atılan dayaklara, ortamın bir anda gerilmesinden ağlama seslerine varana kadar her unsur aşırı yoğundu. oyunculuklar da haddinden fazla sağlam olunca benim bünyeye biraz ağır geldi. bu kadar yoğun olmasalar da bence pekala yeterliydi, biz yine mesajı almıştık. korku filmi değil, gerilim filmi değil. buna rağmen insanı haddinden fazla geriyor. hatta daha çok psikolojik bir film diyebiliriz. resmen mağdurlarla empati yapmanı sağlıyor. düşsel olarak ekran başında çaresiz kalıyorsun. şu an için bu filmi izlediğime biraz pişmanım. ama yarın, bu film için iyi bir psikolojik deneyimdi diyeceğimden eminim. filmin tek lezzetli unsuru; (bkz: dediler ki) not: çırağın yerinde olsaydım, o silahla neler neler yapardım da neyse şimdi fazla spoiler vermeyelim.
    22. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
    23. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Başrollerinde nejat işler ve melis birkan'ın rol aldığı 2007 yapımı bu psikoloji siken filmin hikayesini buldum. Merak edenler için link Senaryonun Gerçek bir olaydan alındığını biliyordum ama izleyince daha doğrusu dinleyince midem bulandı, insanlığımdan tiksindim. Bu denli gerçek olması canımı acıttı. Bu filmi bilmem kaç kere izlediğimi ama ne zaman izlesem bi öğürme gelir, tiksinirim. zor gerçekten. allah,düşmanımın başına vermesin böyle bir şeyi.
    24. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      burada bi saha varmış, tam saha gibi değilde top mop oynanabiliyo yani
    25. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      beni en çok etkileyen sahnelerden biri https://www.youtube.com/watch?v=UdThx0Y1uc8&t=1s
    26. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      film aslında farklı bir çizgiden bakacak olursak sınıf farkının ortaya çıkardığı vahşi insanları anlatmış. i̇zlerken insanın aklı almıyor gerçekten. güzelim ankara içinde ne vahşetler barındırıyormuş be diyor insan. nejat işler'e bu filmdeki rolü cuk oturmuş, hakkını vermiş fazlasıyla. bir de "saat kaç acaba? " repliği sanırım benim için en iyi replikti.
    27. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      (#2096633) hikayesi için ;
    28. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      zlediğim en absürt film.. (bkz: nejat işler) (bkz: serdar orçin)
    29. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      birazdan izleyeceğim film delibal izleyeceğim diye oturdum barda filminde karar kıldım kimse benim ruhsal geçişlerimi sorgulamasın
      3kimse öyle bir şey söylemedi zaten sakin ol dostum - cort 23.06.2018 01:07:50 |#3622558
    30. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      tekrar izleyesim geldi daha 2-3 gün önce izlemiştim oysa
    31. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ben bu filmin amk. türk sinemasının en sayko filmlerinden olur kendisi.
      0i̇lk kez bugün izledim. bari tamamen kurgu olsaydı. :/ - kizilotesii 27.06.2018 02:12:23 |#3699853
    32. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      izlemeye korktuğum filmlerden. büyük ihtimal izlemem.
    33. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      hakan boyav... (ismine google'dan baktım şimdi :d) senin ben ızdırabına sıçayım. ne biçim bir tip çıkarmıştın lan. resmen ergenliğimde psikolojime ağır hasar vermiştin. ben hiçbir karakterden senin canlandırdığın karakter kadar tiksinmemiştim. hala başka bir şekilde bu arkadaşı görsem izlerken rahatsız olurum. bambaşka bir karakter canlandırıyor olsa bile... film gerçekten fazlasıyla rahatsız ediciydi. fazlasıyla cesur bir filmdi. fazla etkileyici gelmişti. bu yönüyle amacına gayet ulaşmış. ki ben filmi 2. defa izlemedim. üzerinden nerden baksan 10 yıl geçmiştir izleyeli. sahne detaylarını hatırlayamasam da izlerken hissettirdiği tiksintiyi, korkuyu, dehşeti, gerilimi detay detay hatırlarım hala.
    34. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Erdal beşikçioğlu ve Nejat işlerin harika performansı ile film daha da mükemmel olmuştu. Bir de eee nerede kalmıştık ? sözü de ilk bu filmde başlamıştır. Daha sonra yönetmenimiz Behzat ç finalde de kullandı bunu
    35. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Filmi izledim; oyunculukların aşırı gerçekçi olması ayrı, olayın gerçek olması ayrı çarpıcı. İnanır mısınız; ne Nejat İşler'in, ne Erdal Beşikçioğlu'nun, ne de Hakan Boyav'ın karakterine sinir oldum. Sinir olduğum iki karakter var: beyinsiz TGG'ci filozof pezevenk ile tırsak hakim. Be yarım aklınla yarım yamalak felsefe yapan gerizekalı, olmayan götüne güvenip ne diye "gitmiyoruz" diye şekil şukul yapıyorsun? Dilediğin kadar cesur yürek ol, güçlü kuvvetli ol; yanında kadınlar var. Arkadaşlarınla varoşları paket edebileceğini bilsen bile tatsızlık çıkartmamaya bakacaksın. Senin salaklığın yüzünden dayak yediniz, tecavüze uğradınız, travma yaşadınız. Hakim efendi... Bir savcı amcaya bakıyorum, bir sana... Usul, musul deyip korkunu nasıl da belli etmemeye çalışıyorsun. Sanıkların avukatı bile daha mertti. Yalnız savcı baba adammış, bir telefonla alayının amel defterini kapattı. Çırak... Kendisi iyi ama çevresi kötü çırak... Bok yoluna gittin be çırak. Not: Salih Bademci'yi uzun saçlı görmek enteresandı. Ha bir de şey, saat kaç?
    36. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      şimdi öğrendim; hapse giren saldırganları infaz edenlerin arasında zeki demirkubuz, çağan ırmak ve filmin yönetmeni serdar akar varmış. görsel.
    37. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Sen uzatma laaaan.
    38. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      O nasıl bir jilet sahnesiydi Allahım…
    39. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Üzerinden seneler seneler geçmiş olsa da “saat kaç?” Sahnesi nedense en çok hatırladığım sahnedir.
    40. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Psikolojimi bozan film hala ruhumda verdiği yarayı unutamıyorum o derece vahşet içeriyor
    41. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      t: emir can iğrek şarkısı. sarmadı. bar kültürüm yok diye herhalde. ben bir süre ali cabbar'dan devam ya. bana öylesi lazım. barda
    42. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Türk sinema tarihinin açık ara en rahatsız edici filmlerinden. Gerçek bir hikayeye dayanıyor olması daha da rahatsız edici hale getiriyor.
    43. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      hakkında sağdan soldan ordan burdan sosyal medyadan vs bir şeyler görüp ufak tefek bilgi sahibi olunabilen filmlerden biri. bu ufak tefek bilgilerden yola çıkıldığında kaldıramayacağımı düşündüğüm için izlemediğim ve izlemeyi de düşünmediğim bir film.
    44. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Sahnelerinin tramva yarattığı Serdar akar imzalı film
      1tramvaydır o tramva olsa duramazsın :d - kıpçak bey 31.10.2023 18:58:10 |#4634253
      1Kesinlikleeeee TRAVMA - teacherwoman 31.10.2023 19:32:59 |#4634266