buraya ilk geldiğimde daha komik ve neşeliydim. yaş ilerledikçe ne komiklik kaldı ne neşemiz. komediden drama hızlı bir geçiş yaptım. üzgünüm sözlük. ama siz üzülmeyin çünkü dram filmleri de güzeldir. i̇zleyin.
1
+
-entiri.verilen_downvote
buraya ilk kayıt olduğum gün sarhoştum sevgilimle kavga ettiğim için (hatta senelerce şifremi hatırlamadım) şimdi nişanlıyız bu sene evleniyoruz
kirlenmeyi özledim.kaldırıma oturmayı rahat bi şekilde paraya dokunmayı basket oynarken yere düşmeyi özledim
5
+
-entiri.verilen_downvote
7.sınıfta okul değiştirdim.yeni okulumda ilk gün bahçede törendeyiz,sınıftan bir iki kişiyle tanıştım,dedim adım mehmet can.bana dediler ki sınıfta bir mehmet can daha var dur çağıralım.hayatımda ilk defa bir adaşımla tanışacağım çok heyecanlıyım çocuk bi geldi tüm moralim bozuldu.eleman sarışın mavi gözlü bebek suratlı kısacası çok yakışıklı.ben ise o dönemler dış görünüşüne çok önem vermeyen hafif kilolu ergenliği zor geçiren bir çocuktum.sanki o nike ben nixe yani öyle bi durum.sonradan onunla samimi olduk ama o dönemler içten içe ona çok imrendim,çok özendim.önemli olanın görünüş olmadığını ise çok sonra anlıyor insan.
ahdım var, şu entry yazma kısmı bir düzelsin; upuzun bir şey karalayacağım buraya. bizatihi olacağı için ne olacağını bilmiyorum. ama dişe dokunur bir şey olur.
sözlükte uzun uzun karalama yapıp o şeyleri word dosyalarıma kaydetmeyi özledim..
not: sayın senato.. n'olur düzeltin şu kısmı. eminim ki bu konuda yalnız değilimdir, kimsenin -uzun- entry giresi gelmez bu haliyle.
1
bir defa harf boyutu haddinden fazla büyük. ve satır kapasitesi üç bile değil. nasıl paragraf paragraf bir şeyler döşeyeceğiz bu şekilde? - louis froziel 10.05.2020 00:19:10 |#3777577
1
+
-entiri.verilen_downvote
Sıkılıyorum, daralıyorum, isyan ediyorum isyan..
Ne olacak bu Sözlüğün hali..
6
+
-entiri.verilen_downvote
tam olarak bu saatlerde aşırı şekilde niye yaşıyorum ulan ben deyip sorguluyorum kendimi. bi sıkıntı basiyor sonra. bakıyorum kendime, is hayatına atılacaz hedefim olan ve o yönde eğitim almaya çalıştığım mesleğin aslinda okulda öğrendiğimle - staj yaptigimda- sektörde olanın arasında dağlar kadar fark olduğunu sevdiğimi düşündüğüm ama aslinda sevmediğimi fark ettim. her hangi bir seye de yatkınlığım yok. (#2340330) aynen böyleyim. aşk hayati desen, o ne yeniyor mu derim.
biz niye yaşıyoruz?
3
+
-entiri.verilen_downvote
Bugün ablamı kaybetmekten çok korktuğumu farkettim.
1
Sana mesaj yazmak için girdim ama, 2018 de mesajlar görünüyor. Bununla ilgili bir mesaj attim ama hâlâ aynıydı. - asosyalolanyazar 12.05.2020 02:00:26 |#3777808
0
Ya ben bunu yeni görüyorum niye böyle oluyor her şey karışmış... Ama o sorun giderildi geri dönebilirsin xnnxnxnxn - sevdigimezaralti 17.05.2020 06:52:40 |#3779467
12
+
-entiri.verilen_downvote
Az önce Şahsiyet'i bitirdim. Hep aklımdaydı ama bi türlü elim gitmemişti açıp izlemeye. Beni o kadar sarstı ki. Belki 2 saat oldu biteli ama nefes alamıyorum. Hep ölümün ceza olmadığını, adaletin kişiler tarafından dağıtılamayacağını savunurdum; bu zamana kadar bana bu denli kendimi sorgulatacak bir çelişki hissetmemiştim. Dizi hakkında yapılan yorumları okurken, seneler önce yaşanmış bir tecavüz vakasına denk geldim. Çoğu kişi duymuştur, ben de duymuştum. Birisi yazmış, unutturmamak hatırlatmak için. Mardin'de 13 yaşındaki kız çocuğuna tam 28 kişi tecavüz etmiş. Muhtarından jandarmasına, bekaretini gözeterek. 28 kişi. Çocuğun oturabilmesi için ameliyat geçirmesi gerekmiş. 28 kişi. Aldıkları cezalar 4 sene 2 ay. Bir sene küsür ay. Listedeki isimleri tek tek arattım google'da. Birçoğunun facebook hesabı var. Belki onlar olmayabilir de, mümkün ama şehir bilgisi tutuyor ve yine çoğunun isimleri öyle sık rastlanılan adlardan değil. Kendilerine hayat kurmuşlar, çocuğu olanını bile gördüm. Öyle içime oturdu öyle canımı yaktı ki. Belki birkaç bina ötemizde daha kaç çocuğun hayatı kararıyor da kimsenin ruhu duymuyor. Ne acı. Ne kadar gerçek ve ne kadar acı. Ben de yazacağım isimleri. Belki şu boktan dünyanın koca kötülüğünde minik birer noktalar ama hayat bu belli mi olur, bunu okuyan birinin komşusu çıkar, tanıdığı çıkar belki. Kimsenin unutmamasını dilerdim. Herkesin aklına mıh gibi çakmasını.
Ersun Erdemir.
Şeyhmus Cansin
Hamit Abdulsemetoğlu
Mehmet Seyitoğlu
Şeyhdavut Oruç
Ümit Ergin
Sabri Ajak
Silahattin Kuray
Mehmet Gatgar
Ali Atasoy
Burhan Ertaş
Nizam Denli
Sadettin Deniz
Recep Sakız
Ahmet Günay
Kerem Aykaç
Şemsettin Aslan
Hamit Aydın
Harun Uras
Mahmut Telli
Teyyar Salman
Enver Adanç
Şeyhdavut Dora
Cüma Uraş
Rıdvan Bayraktar
Abdulaziz Sarıoğlu
Emine Akyol
Türkan Temel
0
Nasıl ifade etmem gerektiğinden çok emin değilim, ama bu ceza sistemi, suçlu psikolojisi, idam cezası ve tüm etik tartışmalar vs. üzerine bir kitap önerebilecek olan varsa eğer çok memnun olacağım. - fakatmuzeyyen 10.05.2020 09:11:35 |#3777623
7
+
-entiri.verilen_downvote
bu zamana kadar hep buraya bir şeyler yazdım, yazmaya çalıştım. şimdi ise ciddi şeylerden konuşmanın vakti geldi sevgili sözlük yoldaşlarım. şöyle başlamak istiyorum ki be tanıyan herkes çok pozitif, neşeli birisi olarak tanır küçük şımarıklar yaparak insanları güldürmeyi hayat amacım yapmış gibiydim. çok sosyal birisi olmamdan ötürü çok arkadaşı olan birisi sanırdım kendimi... lakin başıma kötü olaylar gelene kadar. neler olduğunu anlatıp o kadar detaylara girmeme gerek yok velakin iki aya yakın bir süre evden çıkmamıştım. çevresi geniş, çok arkadaşım var sandığım bana, bir kişi bile “nasılsın, napıyorsun” mesajı atmamıştı. dertlerim bittiği zaman hayatımın eskisi gibi olmadığını hissetmiştim. mutluluğu bulamıyordum eski mutluluğum ölmüştü sanki. bir gün psikiyatrime giderken sarıyer sahilinden geçiyordum. minibüsü durdurup banka oturmaya başladım.. birisinin gelip beni evime götürmesini istiyordum canım çıkana kadar bu şeyi istiyordum çünkü öleceğimi biliyordum. birisi gelmez ise ölecektim.. gelmedi, kendimi denize atıp (çok iyi yüzücüyümdür lakin yorulunca hiçbir şey yapamam) yorulana kadar ileriye doğru yüzdüm bir şubat ayıydı ve su buz gibiydi. bi süre sonra yorulduğumu fark ettim, arkamı döndüğümde çok açılmıştım geriye dönmem imkansızdı. ve öleceğimi hissettiğim an huzurla dolmuştu içim. aileme “yaşasa bile bitkisel hayat” demişler.. 19 saat sonra açmışım gözlerimi bu dünyaya. ağlayarak uyandım.. ağzımdaki aletlerden dolayı konuşamıyordum. kağıt ve kalem verdiler yazdığım şey ise “beni neden kurtardınız” oldu. ne kadar bencilce.. hastaneye çok kişi gelmiş ziyaretime yoğun bakımda olduğum için sadece ailem görebiliyordu. dün kuzenim bana dedi ki “ben neyi anladım biliyor musun? senin hiç arkadaşım yokmuş. benim yakın arkadaş grubumda birisi böyle bir şey yaşamış olsaydı onu hiç rahat bırakmazdık” dedi. ve ben günde whatsapp gibi uygulamalara saniyeler geçirecek kadar giriyorum. olay oldu bitti nasılsın iyiysin. bu kadarmış her şey. benim bu hayatımda hiç dostum olmayabilir ama siz olabilir. sıkı tututun dostlarınıza. hayırlı geceleriniz olsun.
1
+
-entiri.verilen_downvote
ya bilader artık kimseye bir şey anlatasım gelmiyor, kim nasıl anlarsa öyle..devamke. çünkü kendimden biliyorum seviyorsan bir insanı, ona değer veriyorsan zaten olayların hep iyi yanından bakıyorsun.
3
+
-entiri.verilen_downvote
1 saat uyuyayım da kalkıp ders çalışayım demiştim... 6 saat uyumuşum.
doğruları söyleyeni dokuz köyden kovarsanız gelenler sizin ....... - vito corleone 15.05.2020 00:01:00 |#3778123
1
+
-entiri.verilen_downvote
Son on gündür öyle şeyler yaşıyorum ki çok yoruldum artık sözlük. Yıldım artık.
Ben İstanbul'a geldiğimde memleketteki her şeyimi arkamda bıraktım oradaki hesabı kapatıp geldim. Çünkü kendim için orda yapabileceğim hiçbir iş yoktu. Sigara param bile yoktu. İnşaat sonrası daire temizliğine gidip paramı kazanıyordum. Olmuyordu abimlerde beni evlerinde istemiyorlardı mecburen İstanbula geldim. Burda yaklaşık 6 aydır tutunmaya çalışıyordum. Çok iyi olmasada bir işim gücüm vardı o yüzden yanında kaldığım abim ses çıkarmıyordu bir şey demiyorlardı. Şimdi 10 gündür işten ayrılmak zorunda kaldım. Bu pandemi yüzünden. Şimdi neler olacak diye gerim gerim geriliyorum. Bir daha her şeyi yoluna koymam daha ne kadar zamanımı alır bilmiyorum. Ayrı eve çıkmak istiyorum ama ayrı evde kendimi finanse edebilir miyim bilmiyorum.
Yani kısacası artık ne bok yiyecem bilmiyorum. Kafam abuk subuk..
Daralıyorum sözlük bunalıyorum..
Kimin gözü değdi acaba?
3
+
-entiri.verilen_downvote
bazen, özellikle bu saatlerde, “o kadar da kırıp dökmeseydim, ne gerek vardı ki” dediğim anlar aklıma geliyor. kırıp döktüğüm anlarda bana rol arkadaşlığı edenlerle sarıldığımız sahneleri hatırlıyorum. göğsümün tam ortasına fil oturuyor sanki.
2
rol arkadaşlığı.. güzel tabirmiş. acı ama sevdim. - louis froziel 15.05.2020 04:58:51 |#3778163
2
+
-entiri.verilen_downvote
Hayatta yaptığım hiçbir şeyden pişman değilim, olmadıysa bile en kötü ondan ders çıkarır kısmet değilmiş der geçerim.
1
Bende böyleyim ama başkasına söylemeye çekiniyorum narsist damgası yerim diye djdkdk - ebouriffe 15.05.2020 13:17:27 |#3778155
2
+
-entiri.verilen_downvote
Kendi kendime konuşurken konudan konuya atlıyorum.
bir konu bitmeden diğerine geçiyorum sonra ordan başka birine ve en son tekrar başa dönüp bitiriyorum.sanırım kendimle biraz daha fazla vakit geçirmem lazım.
2
+
-entiri.verilen_downvote
bir keresinde, konuşurken barok ve rokoko'yu birleştirip bukake demiştim. Allah'tan arkadaş ortamındaydık da büyük bir skandal falan olmadı.
2
bacanak+kayınço yapmıştım ben de... ve bir süre anlamamıştım ne dedigimi; bayınçok - lszyn 16.05.2020 05:45:12 |#3778294
neden biliyor musun çubuk? eskiden sözlük bu kadar hareketli değildi ne kadar kalabalık olursa olsun. şimdi ise herkeste bi entry girme çabası. asla kimse kimseye takılmıyor. yeni açtığın başlık sayfa yükleninceye kadar ortalara gidiyor. bu da asosyalin pek alışılmamış durumlarından. - why god why 17.05.2020 05:20:44 |#3779430
0
Yo, her alımda ilk zamanlar bu şekilde hareketli oluyor sonra yine sıradanlaşıyor. - cubukrakeer 17.05.2020 08:20:43 |#3779498
1
+
-entiri.verilen_downvote
buradan sonra 3 tane sözlüğe gittim ama asla kendimi oraya ait hissedemedim. evim olmuş burası. canım sözlüğüm, iki gözümün çiçeği. seni çok özlemiştim.
7
+
-entiri.verilen_downvote
annem babam dışında hiç kimsenin hayatında büyük bir yer kaplamıyorum,hiç kimse için büyük önem arz etmiyorum ve artık bundan rahatsızlık duymuyorum
4
+
-entiri.verilen_downvote
değişiyorum ve bu benim zerre umrumda değil. eskiden çok korkardım. kendimin her halini iyice benimsemiştim çünkü ama artık hiç önemli değil hiçbir şey. varsın geçsin böyle ömrüm.
1
+
-entiri.verilen_downvote
kimseye iyi ya da kötü bir şey itiraf etmek istemiyorum. çünkü etraf mutluluğundan rahatsız olup gözü kalabilecek, mutsuzluğundan mutlu olabilecek insan dolu. bu da biraz itiraf gibi oldu sanki.
1
+
-entiri.verilen_downvote
Beni takip eden yazarlar var mı var ise kimler arasıra kafama takılmıyor değil..
Zor bi hayatin içinde olup dışarıya yansıtmamak çok zor. Içim kan ağlarken gülüyorum ama bu durum alışkanlık haline gelmiş dert anlatamıyorum. Ve de süzme salağım kendimden başka herkesi düşündüğüm için çok üzüyorlar beni.
2
+
-entiri.verilen_downvote
Burayı çok özlemişim. Yazabilmek burata mutluluk verici. 2014 senesinde nabukadnezar nickiylr girdim, silik yedim. Geri geldim kadnezarı atıp nabuyla drvsm ettim. Bu sefer de kendimi sildim. Özleyip geri geldim. Bu da gitti. Allah bir daha ayırmasın..
Daha çabuk aslında - na 17.05.2020 04:02:35 |#3779345
6
+
-entiri.verilen_downvote
bi diş hastanesinde dönem stajı yapıyorum. kanal tedavisi yapılacak olan hastaların telefon numarasını ismini deftere yazıp sırası gelince tek tek arayıp randevu veriyorum ve genellikle randevular 2 hafta ileriye kadar gidebiliyor yoğunluğa göre değişiyor. 24-25 yaşlarında genç bi hasta geldi diş ağrısından mı yoksa başka bir şeyden mi bilemediğim bi hüzün vardı sanki üzerinde gözleri yorgun bakıyordu pek önemsemedim çok yoğundu işlemini yaparken ' en erken tarihe randevu oluşturabilir misiniz' dedi en erken 2 hafta sonra olduğunu söylediğimde 4 gün sonra askere gideceğini ve şehre bi daha gelemeyeceğini söyledi zaten stajyerim çok fazla yetkim yok ama bi şekilde yardım etmek istedim doktoru ile görüşmesini rica etmesini söyledim yarım saat kadar sonra geldi yapamayacağını söylemiş ama yine de teşekkür etti ve gitti. öğleden sonra yine aynı hekimin hastası takım elbiseli kendinden emin bi havası vardı adamın normal bilgilendirmeleri yaparken 2 hafta bekleyemeyeceğini söyledi yapacak bir şeyim olmadığını belirttim sesini yükselterek özel hastanelerde her işlemi bi kaç gün içinde bitiyormuş burada neden öyle değilmiş diye azarlıyor beni (bir kaç sokak ilerde özel hastane var zaten oraya gitseydinn) sisteme ismini işlemiştim telefonla görüştü ve yanına idari ofisten birisi geldi tanıdığı biri olduğu belliydi selamlaşıp hekimin yanına girdiler içeriye kısa bir sürede çıkıp yanıma geldiler hekimle beraber ve yarına o takım elbiseli adamın kaydını öne aldım.üzerinden haftalar geçmesine rağmen askere gidecek olan gencin üzüntüsünü ve aynı hekime farklı statüdeki insanlara göre yaptığı haksızlığın öfkesini hissediyorum içimde
karantina döneminde herkes çok sıkıldığından ve tüm bunlar bittikten sonra yapacaklarından bahsediyor. herkes birilerini ya da bir şeyler yapmayı özlemiş. oysa ki ben hayatımdan öyle memnunum ki bencilce de olsa bu izole yaşamın bitmesinden korkuyorum.
2
cidden farklı bir bakış açısı, bazen benim de bundan memnun olduğum anlar oluyor. ama sonra nereye kadar diyerek pes ediyorum. - yuksek pic mimar 18.05.2020 06:55:02 |#3780440
2
Bu galiba bizim gibi aktif yaşamı olmayan insanların genel kanısı olabilir arada banada geliyor bu düşünce - guzestegan 18.05.2020 06:58:26 |#3780379
2
@guzestegan belki de çünkü covid öncesi de farklı yaşıyor sayılmazdım. - rapunzel the brunette 18.05.2020 07:01:54 |#3780441
1
+
-entiri.verilen_downvote
İtiraftan çok anımdır paylaşmak istedim.
Yasaktan önce köyden kasabaya geldim akşam vakti idi. Eve yürürken sokakta çocuklar oynuyordu (4 5 kişi).
Onlardan biri eve gidelim artık polis gelir fln dedi. Bende yanlarından geçerken eve gidin polis geliyo diye uyardım güzelce. Ordan bir başka çocuk;
- abi sen sivil polis misin?
Evet.
Biri hemen telaşlandı;
hadi hadi gidelim gidelim dedi. Sonra geliyorlar gitmezsen alırlar dedim ikisi yavaştan kaçmaya başlayınca arkadaki çocuk
- ya yalan söylüyor polis falan değil dedi
Ben de biraz uzaklaştıklarında biraz yüksek sesle telefonumu kulağıma götürüp
- buraya bi ekip arabası gönderin toplayalım çocukları
Dememle birlikte bunlar totolarına vura vura kaçmaya başladı kdjdjd
13
+
-entiri.verilen_downvote
Eğilmeye üşendiğim ve ayağımla açmaya alışık olduğum çekmecenin kulpuna ayağımla fazla baskı uygulamam ve kulpun kırılması, hiç bir şey olmamış gibi kulpu yerine sakince hiç kırılmamış gibi sabitlemem geldi aklıma. Bir kaç dakika sonra erkek kardeşim gelip aynı benim gibi ayağıyla çekmeceği açmaya çalışınca kulp düşmüştü ve ben sanki vefalı kardeşmişim gibi tamam şimdi takarız deyip aynı şekilde yerine sabitlemiştim. Ondan bir kaç dakika sonra da annem gelip çekmeceği açmaya çalışınca kulp elinde kalmıştı. Normalde bu olay bizde patlarsa demediğini bırakmayacak olan annem olay onun suçuymuş gibi durduğu için 'nazar bu ya, çok kıskanmışlardı zaten bu dolabı' demişti. Kardeşim kendi yaptı sanıyor, annem kendi yaptı sanıyor ve kimse benden hala şüphelenmedi. Erkek kardeşimden sektirip annemin kalesine gol attığım bu nacizane olayı da uzun zaman sonra burada itiraf edeyim bari
24 yaşındayım..
Bana fazlaca uzun gelen aslında kısa olan hayatımda geriye dönüp baktığımda neredeyse hiç bir istediğimin tam anlamıyla olmadığını farkettim son iki üç yılda. Ne zaman bu düşünceye kapılsam içimden hep hayırlısı böyleymiş diyip kendi kendimi geçiştirdim. Ama artık dayanacak gücü kollarımda, ayaklarımda, kalbimde kafamda, vücudumun hiç bir uzvunda bulamıyorum. Kendimi herkesin hayatında fazlalık olarak görmenin önüne geçemiyorum.
Velhasıl kelam yaşıyorum ama nasıl yaşadığım hakkında ne ufak bir fikrim yok. İçimde barındırdığım tek gelecek sene bu zamanlar kendi evimde sigara içerek ölümü beklemek..
2
Kimsenin vermediği değeri kendine ver kendini sev sonra da sana böyle hissettirenlere aynı duyguyu hissettir, senin sana vereceğin değeri kimse veremez kendini üzme - cokyoruldum 19.05.2020 01:05:33 |#3781736
1
Sorun şu bana böyle hissettirenler, aslında böyle hissetmemem için ellerinden geleni yapıyorlar ama ben öyle hissetmenin önüne geçemiyorum - geist 19.05.2020 01:18:54 |#3781231
1
Emin ol bu çoğumuzun ve çağımızın sorunu, kendini öyle değer ver ki kimseye ihtiyacın olmasın, kendini öyle sev ki başkalarına sevmeyi aşıla, öyle saygı duy ki kendine seni kırdıkları için pişmanlık duysunlar. Fakat tüm bunları sırf onlara inat olsun diye değil de kendin için yap.. - bigaripne 19.05.2020 13:47:54 |#3781643
bu başlık best of moduna alıp okunduğunda sözlüğün en dolu başlıklarından biri. içerisinde her şey var. hüzün, mizah, makara, keder, ölüm, doğum...
hayat gibi.
2
+
-entiri.verilen_downvote
Hesabımı uçurduğum zaman çok zor zamanlar geçiriyodum, sınav sonucum bayağı kötü gelmişti.Sonra toparladım düzene oturttum yavaş yavaş çoğu şeyi.Şimdi zor zamanlar geride kaldı tekrar buradayım.
33
+
-entiri.verilen_downvote
içimi dökeyim biraz.
ilk sevgilim 17 yaşımda oldu. ne bileyim, zorunda hissettiğimden belki de. sevgi lazım bir şey sonuçta. maslov... o yaşıma kadar beni aşağılık ve sıfatsız biri gibi hissettirdikleri yetmiyormuş gibi, ılık muamelesi yapmaya başlamışlardı. bilirsiniz ya, statü gibi bir şeydi aynı zamanda bu. erkekliğin İspatı. neyse.
ilk başta pek umurumda değildi kız, vakit geçirdikçe alıştım. alıştıkça sevdiğimi sandım. sevdiğimi sandıkça bağlandım. 2 yılımı yedi. bazen kopmanız gerekse bile kopamıyorsunuz. gitmeniz gerekse bile gidemiyorsunuz. özellikle benim gibi bir çocukluk geçirdiyseniz. ihanet etmese gidemezdim herhalde. peşinden çok üzüldüm. sonra bir sabah aydınlandım. dedim ki, kimse olmasın. aynısı olacak sonuçta.
kendime yakın hissedip, hoşlandığım çok insan oldu. ama sevgilim olsun istemedim hiçbiri. çünkü, kolay değil be sözlük. onlarca sene yoğrulduğun hamurunu kolay çıkarıp atamıyorsun bir kenara. cesaretin olmuyor, gücün olmuyor. olmuyor işte. gönlünün çektiğini, zihni yanına yakıştıramadığı için itmek ne demek, benden iyi bilemez kimse. acı.
arkadaşlarımın beni sürekli birileriyle tanıştırdığı bir süreç başladı. olmadı. komik bir zamandı. en son dedim, bari ben seçeyim birilerini de aşık olayım. bir insanın yaşadığı en ağır zamanlarda, en azından yüzünü görebileceği biri olsun istiyor. fiziken yanında duracak birini istiyor. hiçbir şey olmasa da, aşk tedavi eder, dedim kendi kendime. sanki aşkın kendisi çok sağlıklı bir duyguymuş gibi. bir kaç insanın peşinden koştum. olmadı.
en son seneler sonra, 2019 başında biriyle tanıştım. ilgileniyor, sevdiğini söylüyor falan. kızı atıyorum, Boomerang gibi geri geliyor. bir türlü atamıyorum başımdan. sonra bir arkadaşım dedi ki(zaten ne geldiyse başıma onlardan geldi) "gerçek aşkı bekleme, çünkü zaten o seni bulursa fark edersin. biraz da seni sevsin birileri"
baya kötü zamanlar geçti. anlatmayacağım.
bir gün, hayatıma biri girdi. ben hayatımda ilk defa her gece onu bana verdiği için allah'a dua ettim.
hafif şehla bakıyordu. gözleri kahverengi... ister inanın ister inanmayın, o kadar güzel parıldayan bir çift kahverengi göz daha görmedim hayatımda. ona sorsanız, normal, düz renk der. bana sorsanız, her an ona bakmak isterim. kirpikleri, saçları, yüzü... vuruldum. tam anlamıyla vuruldum. ben ki, dış görünüşe önem vermeyen biri...
kedi görse sevmek isteyen, ambulans arkasından dua eden, parmağın kesilse canı yanan bir tip. nasıl iyi... istedim ki, günlük rutinde mesaj attığım, küçük sürprizlerle şımarttığım, şiirler okuduğum, güzelliğini sayfalar boyu betimlediğim insan o olsun. bir an, dünya üzerinde kadın nüfusu tek hanelere indi gibi oldu. dünya üzerinde daha güzel, daha iyi, daha çekici, daha şefkatli insan kalmamış gibi oldu. bir yazar var, şey diyor, "sana gözlerime nasıl göründüğünü anlatsam, ölene dek kulum kölem olurdun" o hesap benimki de.
sonra gitti. kalsa güzel olurdu ama, gitti. ve ben, ağladığı zamanlar bir kaç damladan sonra gerisini getiremeyen insan, kalabalıkların içinde hıçkıra hıçkıra ağladım.
o günden beri kendimi affedemiyorum. ama onu sevmekten bir an bile geri duramıyorum. sanki bir saatim de, akrebim onda takılı kalmış gibi, dönüp dolaşıp hep ona varıyorum.
bunları okuyacağını sanmam da, aylar geçmesine rağmen, ben hala seni seviyorum. bir parça bile azalmadan...
3
+
-entiri.verilen_downvote
sosyal medya hesaplarımla birlikte, pek çok başlık açıp, pek çok entry girdiğim bu sözlükten aniden aldığım internetten uzaklaşma kararım ile ayrıldım. tabi giderken her şeyi de yok ettim ve bunun pişmanlığını yaşadığımı itiraf etmeliyim. o an böyle düşünmüyordum ancak şimdi cahilce bir davranış olduğunu ve emeklerimi, anılarımı çöpe attığımı düşünüyorum. burada çokça arkadaş edindim, çok şey öğrendim, çok eğlendim, çok üzüldüm, çok kavga da ettik ama hepsi yaşamaya değer ve unutulmaması gereken güzel anılarım oldular. geçen gün sevgili abimiz madridli bela nın paylaşmış olduğu eski bir entry yi görmemle gerçekten duygulandım ve kendisi yeni yazar alımlarının açıldığını söyledi, haliyle ben de yeniden burada olmayı düşünmeye başladım. ardından sevgili nesil arkadaşım katerina ile eskileri yad ettik. haxball turnuvalarından, yayınlardan, kavgalardan ve komik anılarımızdan hatta hatırladığımız nicklerden bahsettik ve o ortamı çok özlediğimizi fark ettik. eski tadımız olur mu bilmiyorum neticede hepimiz 4 yaş büyüdük, belki de kimimiz küçüldük. kimler beni hatırlar, kimler unutmuştur onu da bilmiyorum ancak yeniden burada bulunmak güzel. iletişime geçebileceğim eski nesil arkadaşları da davet edeceğim, umarım kabul ederler ve birlikte yeni nesil olmanın tadına da varırız.
yalnız o dönem bazı arkadaşların nick altıma girdiği "taş gibi hatun" entryleri yüzünden sözlükte kadın zannediliyordum. kadın olmak gurur verici tabi ama en baştan söyleyeyim de oyuna gelmeyelim. :)
Bundan bir cacık olmaz dediğim kim varsa aldı yürüdü. Ben çırpındıkça daha dibe battım.
4
+
-entiri.verilen_downvote
-1 olarak gördüklerime kıyamayıp hep yukarı oka tıklıyorum.Sanırım 4.nesilim diye bu oluyor.Bir de ayrıca yazanları eksilemeye de kıyamıyorum görünce üzülür diye.:(