ermeni soykırımı ciddi bir mesele. zira dürüst olmak lazım, bir yerleşim yerinde insanların mezarları mevcut, konuşulan yerel dil de neredeyse tamamen onlara aitse; o halk bir günde tuzla buz olamaz. soykırımı bilmem de
ermeni tehciri esnasında her iki tarafın da birbirine zulmetmiş olma ihtimali çok yüksek. hatta zorla göçe zorlanan ermeniler olduğu için biz daha çok zulmetmiş olabiliriz.
bir
erzurumlu olarak annemlere ninesi anlatırmış,
78 harbi’nden ötürü, ermeniler değil de ruslar çok ciddi eziyet etmişler millete. ancak dediğim gibi, bu meseleye direkt şovenist içgüdülerle yaklaşmak hatadır. şahsi fikrim; az önce söylediğim gibi, soykırımdan ziyade tehcirde insanların cidden mağdur edildiği yönünde. aynı şey balkanlar’da yaşayan türklere yapılan
nüfus mübadelesi için de geçerli. yani, o mübadelede de büyük bir ihtimal türkler aşırı mağdur edildi. ki edildi. zira her iki durumda da insanlar evlerinden ediliyor.
daha dün bir tivite denk gelmiştim; ben kendimi üsküp’te, hakkari’den daha çok türk hissediyorum diye. bu işler böyledir ama. bir halkın gerçek varlığı ile ilgili gelenek, görenek ve dil çok önemlidir. keza, mezarlar. çocukluğumda bizim kütüğün ait olduğu köydeki mezarlıktan bir dünya ermeni kemikleri çıkardı. bu mezarlık bizim mezarlıktan ayrı bir yerde, tamamen terk edilmişti. adı da
maşatlıktı. 90’lardan bahsediyorum ha. tek bir devlet yetkilisi gelip de bu mezarlar kimin ve niye burada diye incelemedi. bildiğin insan kafatasları çoluğun çocuğun elinde oyuncaktı. kullanılan yerel dil ise yıllardır hep dediğim gibi, hala tıka basa
ermenice kelimelerle dolu.
özetle, soykırımı bilmem ancak tehcirde çok ciddi eziyetler yapılmıştır bence. aynı şeyin balkanlardaki türklere yapıldığı gibi. bu yüzden acı yarıştırmanın anlamı yok. vicdanlı olmak lazım. ve empati yapmak.